Bir Şehir İki Kadın

115 1 1
                                    

Gün ağarmış ve güneş bütün kasvetiyle odanın camından içeriye süzülüyordu, gözlerimi rahatsız eden güneşten kurtulmak için kafamı yastığa gömdüm.Ama nafile, havanın sıcaklıgı ve tatlı uykumdan gaddarca uyandırıldığım için birdaha uyuyamadım.Yarı uyanık olmanın verdiği şımarıkla Buseye sarmaya karar verdim.Aslında onu uyandırmaya kıyamazdım çok tatlı uyurdu ama saatlerce tek basımada sıkılırdım, üzgünüm.Buseyi uyandırmadan dikkatlice yataktan kalktım.Hızlı ve sessiz adımlarla mutfaktan  bir bardak suyu kaptım ve benim güzeller güzeli sevgilime tatlı bir günaydın süprizi yaptım.Ani bir haraketle yataktan zıplayan buse onu bu şekilde uyandırdığım için galiba bana biraz kızmştı. 

- İnanamıyorum sana Rüzgar yaa.! Saçlarım sırıl sıklam oldu aferim Rüzgar aferim ve bir sürü bıla bıla.

Onu dinlemiyordum sadece bakıyordum , saf güzelleiğine bakıyodum , hayatımda başıma gelen en mükemmel şeydi galiba o. Ona bakıp dalarken onu dinlemediği farketmiş olucaktı ki ağzımın tam ortasına yastığı geçirdi.

- Bir dahakine artık dinlersin beni Rüzgar.!

Ona hala bakıyodum , suratımda küçük bir gülümseme yerleştirip ona hayranlıkla bakıyordum. O da yumusamıs olucaktıki canımın yanıp yanmadığını merak edercesine bakıyordu.Ani bir haraketle ona kocaman sarıldım.Sarılamın şiddetini ayarlayamamdan olsa gerek ikimizde yatağa tekrardan düşmüştük.Bu fırsatı değerlendirmeliydim , hemen küçük küçük kur yapmaya başladım.Yanaklarına boynuna dudağına küçük küçük buseler konduruyordum. Daha sonra biraz daha ileriye giderek kıvrak bir haraketle onu kucağıma aldım. Bu açıdan çok daha güzel gözüküyordu , yüzünde munzur bir gülücük sanki aklımı okurcasına bir bakış takınmıştı suratına.

- Salak şey beni o şekilde uyandırmadan önce düşünecektin. 

Tanrım yine yapmıştı.Yine ne düşündüğümü anlamıştı.Bazen bu beni korkutsada çok hoşuma gidiyordu düşündüklerimi anlaması.Bana bir öpücük verdikten sonra yataktan kalktı ve hazırlanmaya başladı.Yatağın yanında kocaman bir bavulu vardı.Ben bu kadınları hiç bir zaman bu yönlerini anlayamamışımdır zaten.İki haftalık bir tatile gidicek ama kırk yıl yeticek kıyafet götürüyor yanında.Ahh bu kadınlarr ahh...

Kısık ve sevecen bir sesle

-Hadi Rüzgar kaldır o totonu yataktan ve hazırlan çok işimiz var daha alışveriş yapıcam hadii ..!!

Haha evet tamam sonu pek sevecen bitmese başlarda sevecen bir ses tonuyla konuşuyordu.Yataktan hemen kalktım ve kot pantolon üzerine mavi bol bir tişört giydim.Aa özür dilerim Buse hanımın dediğine göre mavi değil derin maviymiş.İşte mavi arkadaşım ama yok efendim aynı değil onun tonu çok farklıymış.

İçimden hiç dışarıya çıkıp alışverişe gitmek gelmiyo çünkü alışverişe gidince iki gün sonra Bodruma tatile gidiceği gerçeği bütün saflıyla gözümün önüne geliyor.Buseyle beraber olduğumuzdan beri hiç bu kadar ayrı kalmamıştık.Ama sağolsun benim güzel patronum Melih bey bana izin vermedi ve bu güzel olayıda bana tattırdı.

Saat 8:30 da geliyordu yavaştan karnım açıkmış bir şeyler yemek istiyordum.Buse pek hamarat biri değildir hatta hiç hamarat değildir .En son kek yapmaya çalıştığında 3 saat mutfağı temizlemiştim. Bu yüzdende mutfak Buseye yasaklı bölgeydi.Yemekleri ben yapardım ama bugün içimden hiç kahvaltı hazırlamak geçmedi ve Buseye nereye gidiceğimizi söylemeden

-Hadi hazırmısın ? Seni çok güzel bir yere götürcem hadi hadi.

Onu en sevdiği yere götürücektim. Ortaköye. Boğaza bakmak onu rahatlatıyordu seviyordu denizi. Orda güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra alışverişe çıktık. Onu alışverişteyken tanıyamıyordum sanki o tanıdığım Buse değilde içinde canavar belsyene gaddar bir kadındı.Bir keresinde son bir bedeni kalan bir tişört için kadınla kavga ettiğini hatırlıyorum. Cadaloz sevgilim benim kadını bi dövmediği kalmıştı.İşte bu yüzden ben alışveriş yaparken uzak duruyorum sevgilimden . Yüzüme kocaman bir gülümsemeyle ne sorarsan 

-Evet sevgilim , çok güzel sevgilim, çok beğendim sevgilim , oo harikaymış sevgilim

Gibi onaylama cümleleriyle onu hoşnut etmeye çalışıyorum.Alışverişte sıra bikini almaya geldiğinde suratımdaki gülüşü düşürmüş somurtmaya başlamıştım.Bunlar çok açıktı çok ama çoook.!!

Buse bu konuda nasıl sert olduğumu bildiği için sessiz olma sırası onda oluyordu.Olabilicek en kapalı ve düzgün bir bikini alıp yorucu alışverişimizi tamamlamıştık.

II.BÖLÜM

Simdi sira ucak bileti almaya o sıkıcı uzun pasaport siralarini beklemeye gelmisti.Ucaga binmeyi seviyorum sevmesine ama bu sira adami olduruyor be kardesim.Oraya iki uc tane daha fazla gise koysalar aslinda sira filan olmicak ama neyse.Ben bunlari kara kara dusunurken gozum Buseye takildi.Mutluydu, aldigi esyalari daha yoldayken bakmaya baslamis eve kadar sabredememisti.Yeni kiyafetler alan kucuk cocuklar gibiydi , utanmasa aldigi seyleri evde giyip dolasicakti.Yol boyunca da hic susmamisti. Konusmasi hosuma gidiyordu , mutlu olmasi beni dunyanin en mutlu adami yapiyordu ama bu kiyafet konularinda hic ilgim yoktu ki..
-Hehe bak askim nasil ? Cok guzeller dimi ? Evet evet hepsi cok cici bunlarinn .
+Evet askim evet...
Sohbetimiz boyle devam ederken daha fazla dayanamayıp radyoyu açtım ve Busenin biraz da olsa susmasını sağladım.İki üç şarkı çaldıktan sonra şansya bizim şarkımız çaldı radyoda.Buse susmuş radyoya kilitlenmişti.Gözleri uzaklara bakıyordu çok uzaklara.Aklıma o gün gelmişti.İlk buluşmamız , küçük tatlı bir kız bana doğru geliyodu, üzerinde pembe bir tişört altında mavi bir kot pantolan.Gülüyordu , neşeliydi hemde çok neşeliydi , durmadan anlatıyordu gelişini anşatıyor gördüğü insanları anlatıyor , yolda gördüğü herşeyi anlatıyordu adeta.Onu dinlemek huzur vermişti bana , sadece dinliyordum , konuşurken o kadar tatlıydıki.Sözünü kesmek kendim birşeyler söylemek istemiyodum, kıyamıyordum sözünü kesmeye.3 yaşındaki çocuk şiirinliğiyle , heyecanınya anlatıyordu çünkü.Sonra bir an durdu. Dinlemeye başlamıştı ama beni değil cafede ki müziği dinliyordu, hoşuna gitmişti belliki.Sonra bende dinlemeye başladım. Şimdi yoksun yanımda Neyleyim İstanbulda Sonbaharda ... Murat Dalkılıçı severdim . Ama ilk kez bu kadar anlamlı gelmişti bana bu şarkı , ilk kez hissederek dinkemiştim şarkıyı ve işte ilk kez o anda anlamıştım ben Busesiz istanbulun benim için bir hiç olduğunu .Bi an düşüncelerimden kurtuldum ve Buseye baktım 

- Aşkım bende geliyorum.

+Anlamadım ?

-Bende geliyorum dedim, sensiz burada kalamam bende senle Bodruma gelicem.

O anki mutluluğunu bir daha görmek için zaman makinesi icat eder bu zamana tekrar tekrar gelebilirdim.Boynuma sarıldı ve kocaman bir öpücük kondurdu.Ve o an anladım ki ben Buseyi gerçekten ama gerçekten çok seviyordum.Eve geldiğimizde Buse mutluluktan uçuyordu. Bana bırakmadan benim tüm eşyalarımı iki dakikada hazırlamış şimdiden orda ne yapacağımızı planlıyordu.Ve yeniden gözüme bir melek kadarf masum ve tatlı gelmişti.Yanında gittim ve kocaman sarıldım ona , sımsıkı sarldım.Kokusunu ciğerlerim yanana kadar içime çektim.Bi an duraksadı

-Rüzgar noldu bir şey mi oldu neden böyle bir anda sarıldın ?

+Sana sarılamadığım günleri teleafi ediyorum aşkım.

-Yaa bırak romantikliği hadi hadi işimiz var daha bak hadi çabuk Rüzgar

İşte yine farkını ortaya koymuştu.İltifatı sevmiyodu.Bu yüzdende onu tavlamak çok zordu çünkü onu gerçekten beğenseniz bile o buna inanmıyor ve dalgaya vuruyordu.Bavulumu hazırladıktan sonra havalimanına doğru yola koyulduk.Bizi harika bir hafta bekliyordu..

Bir Şehir İki KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin