VİSAL'E İLK YOLCULUK..

1.5K 123 146
                                    

Vee ikinci bölümle tekrar karşınızdayım. Öncelikle ilk bölüme yaptığınız harika , motive edici yorumlarınız için çok ama çok teşekkürler.🙏💜Bu bölüm bir önceki bölüme göre daha fazla diyaloglu oldu. Geçişler biraz çabuk olmuş olabilir ama zaten 4300 lerde olan hikayeyi daha fazla uzatmak istemedim🙈😅 Bu bölüm biraz geçiş bölümü gibi oldu.Bir sonraki bölüm biraz daha aksiyonlu olacak insallah. Bu arada spoi de vermiş oldum hadi gene iyisiniz😅😘 Neyse cok uzatmayayim keyifli okumalar begeninizi ve önemsediğini yorumlarınızı eksik etmeyiniz lütfen💜 Sizleri seviyorum💜😍

1 hafta sonra
3  saatlik ameliyattan çıktıktan sonra , elimle ovaladiğim ensemi ve hissetmediğim sırtımı birleştirebilecegim bir koltuk bulmanın hayaliyle yanıp tutuşurken ,
saati öğrenmek için baktığım telefon ekranındaki rakamlar , kelimenin tam anlamıyla bu güzel hayalimin içine etmişti.

-Saat geldi Baharcım geliyorsun değil mi?

+Ahh , görüyorum Mertçim. Gelmeme gibi bir seçeneğim?

-Maalesef

Benim gibi genel cerrah olan Mert'e , gözlerimi devirerek yorgun bi gülümseme sunarken sunum odasına doğru yol aldım.

*...  Ve biz de , bizden bu yer için çıkarılması istenilen ekip hakkında iyice düşündükten sonra beş doktor , üç hemşireden  oluşan  güçlü bir kadro oluşturduk. Ve bu kadronun başında da , başarılarıyla ve kararlılığıyla tanıdığımız , Türkiye'nin en ünlü hastahanelerinden olan hastahanemizin   aklı başında doktoru ; Prof.dr.Bahar Kutlu  olması  konusunda heyetimizle fikirleştik.

Bahar
Uyuklar pozisyonda oturduğum sandalye de , masa da olan elimin üstüne yasladığım başım , uykusuzluktan ve yorgunluktan bir düşüp bir kalkarken , başhekimin söyledikleriyle ilgilnemeyi istemeden çoktan bırakmış olacağım ki , yalnızca başhekimin kendinden emin , gür sesle söylediği ismime karşın , beynim refleks olarak tepki vermiş irkilmiştim.

Elime yasladığım başımı hızla kaldırırken , bir yandan gülümseyerek bana bakan başhekime göz gezdirip , diğer yandan benim için olduğunu tahmin ettiğim salondaki alkış sesleriyle bana bakıp gülümseyen insanlara iş üstünde yakalanan birinin şaşkınlığıyla , gizlenmek için asla inandırıcı olmayan gülümsememi sunarken bir de  aptal aptal kendimi alkışlıyordum.Toplantı bitmiş , herkes dağılırken yanımda oturan Mert'e seslendim.

+Pişt! Mert
-Ne var?

+ Ne oluyor ya burda? Neden herkes beni alkışlıyor?!?.

-E Karabayır ' a gidiyormuşsun.

+Sen nerden biliyorsun bunu!?

-Başhekim söyledi ya şimdi.

+Oha başhekim de mi biliyor? Ona kim söylemiş?

-Bahar sen iyi misin? Asla ne dediğini anlamıyorum şu an.

+Ya sen demedin mi Karabayır'a gidiyorsun diye?

-Evet. Görevli ekibin başında , görevli doktor olarak Karabayır'da mülteci kampına gidiyorsun.

+Ne!? Mülteci kampı mı?? Nasıl ya? Sen şu işi bir baştan anlatsana.

- .... İşte ,  Karabayır'a gidicek olan o ekibin başına da güvenebilecekleri seni koymuşlar.

+Ha.. Öyle desene.

-Baharcım ben başından beri öyle diyorum zaten de sen ne anladın onu söyle bakayım.

+Ya ben de bugünler de Karabayir'a gidicektim de. Sen de öyle diyince..

VİSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin