Sabah anneciğim güzel sesiyle veya berbat alarmın kanser edici sesiyle falan uyanmadım. Aslında alarm sesini duymamazlıktan gelip annemin sesiyle uyanmayı planlasam da gecenin geç vakitlerinden, gün ağarana kadar aşk yaşadığım yatağım, günün erken saatlerinde beni kabul etmeyip pek de iyi anlaşmadağım parkeyle yüz göz olup uyanmamı sağladı. Saate baktığımda 07:43 olduğunu gördüm.
Uzun bi uğraştan sonrA ayağa kalkıp, odamdan çıkıp lavaboya yöneldim. Rutin işlerimi hallettikten sonra odama geçmemle annemi gördüm. Büyük ihtimalle beni uyandırmaya gelmişti. Beni görünce şaşırarak "Oo, birileri ben uyandırmadan kalkmış hayret." dedi. "Öyle oldu." dedim. "Hadi hazırlan ben de kahvaltıyı hazırlıyım." dedi. Kafamı olumlu anlamda sallayınca kapıyı kapatıp odadan çıktı.
Bugün yeni okulumda, ilk günüm falan değildi. Yani lise 1' e geçmiştim. Okul yeni sayılırdı fakat bilerek değiştirilmiş bir okul değildi. Ayrıca okulun 3. Haftasına giriş yapmış bulunmaktaydım. Okuduğum yer öyle kolej falan değildi. Bildiğimiz devlet okuluydu. Pazartesinin üzerime verdiği yükü atamayıp yine de dolabıma yönelip üniformamı aldım. Okulumuzun eteği de vardı fakat ben pantolonu tercih ediyordum. Evde ne olur Ne olmaz diye etek de vardı fakat bu iki haftadır hiç giymemiştim belki bi gün giyerdim.
Üstümdekileri çıkarıp siyah dar paça likralı pantolomu geçirip üstüne yakasında siyah ve turkuaz iki çizgisi olan beyaz lacoste tişörtümü geçirip, siyah kapüşonlu hırkamı geçirdikten sonra saçımı küçücük bi tutamını örüp, ördüğüm tutamı da içine alarak at kuyruğu yapıp, mutfağa yöneldim. Kahvaltı ettikten sonra, çantamı ve ayakkabılarımı alıp, annemi öptüm ve sonunda evden çıktım. Evden okula yaklaşık 20 dakikalık bir yürüme mesafesi vardı. Saate baktığımda 08:14'ü gösteriyordu. Daha dersin başlamasına vardı. Bu yüzden yavaş yavaş ilerliyordum. Saat 08:37 gibi okula vardım. Sınıfıma girmeden kantine uğrayıp bir browni aldım.
Sınıfa girdiğimde tahminen 11-12 kişi vardı. Çantamı sırama koyarken bir çift el tarafından gözlerimin kapanmasıyla İrem'in geldiğini anlamam pek zor olmadı. Her Allah'ın günü aynı şeyi yaparak başkası sanmamı beklemesi beni güldürüyordu. Neden yaptığını sorduğumda birinden görmüştüm ben de sana yapmak istedim demişti. Alışmıştım.
Ellerini gözlerimden çekip, ona sarıldım. İrem' de çantasını sırasına koyduktan sonra "Gamze, kanka arıtmaya gidelim mi?" dedi. Evet adım Gamze. Kumsal veya Masal değil. Ece veya Gece de değil. Bildiğimiz Gamze. Şu genellikle yanakta olan deri eksikliğnden kaynaklanan çukur. Ben size bunu anlatırken İrem'in yalvarışlarını pek de umursamıyordum. "Ya kanka bak hemen hayır deme." , "Lütfen ya" vs. diyordu. Genellikle kızların arıtmaya gitmek istemesinin sebebi tam 11-G' nin karşısında olmasıydı. 11-G'de de okulun yakışıklı erkekleri falan filan varmış. Arıtmaya bir defa gitmiştim. Ama merak ettiğimden değildi. Gerçekten suyum kalmamıştı, ve doldurmam gerekiyordu. Ders boşken gitmiştim. Çünkü teneffüs saatinde tıklım tıklım oluyordu. Su beleş olduğundan değil. Kızlar erkekler için sıraya girince... Gittiğimde de 11-G' nin kapısı ders nedeniyle kapalıydı. İyi, hoş ya merak da etmiyordum zaten. Ayrıca oraya gidiyorsan erkek peşindesindir. Su mu bahane. İrem'in susmak bilmeyen yalvarışları başımı ağrıtıyordu. "Kanka bak lütfen hem bu saatte boş oluyor." "Bak bir kere gör sen de her gün evden boş şişe getireceksin" "Ya nolur dolmadan bir gidelim" diyordu. Biraz tereddüte girsemde bir kez gitsem bir şey olmazdı. Zaten bunlar egolu erkekler değil miydi ? Elbet derse falan geç giriyorlardır. Bu saatte ortalıkta olmayacaklarına göre İrem' i kırmaya bilirdim. Zaten bir kere gitsem İrem daha ısrar etmezdi. "Peki ama uzun sürmesin" dedim. İrem'e baktığımda hala "Kanka bak üff ya bir defa da tamam de bir kere de sen beni götürmek için yalvar" diyordu. "İrem tamam diyorum yürüsene" deyince İrem bir iki defa kendini cimcikledikten sonra "Gamze sen ciddi misin?" dedi. "Bence ben kararımı değiştirmeden ilerle" dedim.
İrem neşeli neşeli merdivenleri çıkarken ben de peşinden gidiyordum. İrem arıtmaya gelmeden tuvalete girince ne oluyor gibisinden bakış atınca "kızım kendimi bi kontrol etmem lazım" dedi. Ben bi off çektikten sonra İrem bana dönüp "Ay dur kızım seni de bi düzeltiyim" diyip eli at kuyruğumu çözmeye giderken onu durdurdum, "İrem beni biliyorsun karışma" dedim. Gözlerini devirip, saçını düzelttikten sonra hadi anlamında işaret yaptı. O önden ben arkadan ilerlerken İrem "Hii, kanka ben şişemi sınıfta bıraktım bir kız almadan hemen gidip alıyım." "sen bekle." Dedi. "İrem dur ben ne yapıyım burada?" Dedim. Merdivenlere yönelirken "sıra tut" diye bağırdı.
Sinirden bi off daha çektim. Ne işim vardı benim burada. Arıtmaya doğru ilerlerken sadece 4 kız vardı. Hepsinin eteği üstündeydi. Fakat çok da işe yarıyor gibi durmuyordu. Kendi pantolonuma bakıp eteği giymediğime şükrettim. Duvara yaslanıp İrem'i beklemeye başladım. Arıtmadakilerin işi bitince beni süzüp önce burunları kıvırdılar sonrA da kendilerini kıvıra kıvıra topukladılar.
Nerde kalmıştı bu kız? Alt üstü bir kat aşağı inecekti. Telefonumu da çantamda bırakmıştım. Niye kabul etmiştim ki. Salak kafam. Oyalanacak bir şey bulamayınca sıkıntıdan kafamın hemen üstündeki panoyu okumaya başladım. Ve hiç bir şey anlamadım. Tek anladığım raptiyelerle oluşturulmuş F🖤D , E🖤İ, S🖤Y... baş harflerin arasına alınmış kalpler vardı. Bir yerde de raptiyelerle 10/G yazısı oluşturulmuştu. Bazıları raptiye kalmayınca kağıtların üzerine nokta nokta delerek aşklarını belli etmişlerdi.
Hala İrem'in gelmemesine sinirlenirken eğer 3 dk içinde gelmezse burayı terk edip ona hesap soracağıma dair kendime söz verdim. Yavaş yavaş arıtma da doluyordu. Sıra falan tutmuyordum. Bananeydi. Bir an da gözlerimin bir çift el tarafından kapanmasıyla devrelerim karışmıştı. İrem ne ara gelmişti. Geldiğinde onu nasıl görememiştim. Merdivene dönüktüm. Onu görmememe imkan yoktu. Şaşkınlık ve birazda sinirle "İrem ne yapıyorsun?" "Sabah yaptın ya zaten çek ellerini hadi." dedim. Ama bu koku. İrem'e ait değildi. Ama başkası olma ihtimalimi vardı. Sanki kim tanıyacaktı beni bu katta ? "Sen.." diyebildim sadece.
Parfüm gibi değildi. Kokusu konuşmamı engelliyordu. Nasıl oluyordu bu ? Ellerini gözümden çekmek için elim eline değince İrem' in manikürlü elleri olmadığından İrem olmadığına bir kez daha kanaat getirdim. Yavaşça ellerini çekerken napıyorum ben? napıyordu o? Diye düşünüp kendime geldim ve hızlıca ellerini gözümden çektim. Ve arkamı döndüm. Kimdi bu yabancı? İlk defa görüyordüm. Şaşkınlığımı bir kez daha üzerimden atıp kendime sinirlendim.
Sinirle "kimsin sen?" dedim. "Bu kadar sinirlenecek ne var ?" Dedi. Ses tonu... Kendime hakim oldum. Ve biraz da bağırarak şöyle dedim ; "Farkında mısın bilmiyorum ama tanımadığım biri arkamdan gelip gözlerimi kapatıyor, sonra da sinirlenecek ne var diyor iiyi misin sen ? "Hadi ama ikimizde buraya benim için geldiğini biliyoruz" dedi. Ne diyordu bu çocuk ! Ağzından çıkanı kulağı duyuyor muydu? Beni de onlardan mı sanıyordu? "Sapık mısın nesin? Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu he! Niye senin için geliyim olum? Arıtma var hani burada beleşe su doldurmaya geliyoruz." Dedim. Küçük çaplı bir kahkaha attı. Ne vardı gülecek? Eğleniyor muydu benimle? Aramızda az mesafe varmış gibi bir adım daha öne geldi. Ve eğildi. Bana doğru eğilmesiyle tekrar 1.52 buçuk olduğumu hatırlamak zor olmadı. "Şişe olmadan suyu nereye dolduracaksın küçük hanım?" dedi. Şimdi sıçmıştım. Şu an resmen onu haklı çıkarıyordum. Tanıdık bir sesin aşinalığıyla gözlerimi onun elalarından uzaklaştırdım.Etrafa bakmamla büyük bir kalabalık gördüm. Ne ara toplanmıştı bu kadar insan? 10 dakika kalmamış mıydı derse ne diye bizi seyrediyorlardı? Biraz daha etrafı süzdükten sonra buraya doğru koşarak gelen İrem' i gördüm. Başıma bunların hepsi İrem yüzünden gelmişti. Ama beni bu durumdan kurtaracak sanırım yine İrem'di.
1154 Kelime...
Selaaammm size nasıl hitap etmemi istersiniz ?
Sınır falan Yok isteyen yorum ataar isteyen vote canım sıkıldığı İçin yazıyorum zAten.
Ayrıca kapak tasarımı için
ilgilenebilecek biri varsa yazabilir mi ?
Ayrıca hikayemde wattpad de çok klişe olan şeyleri kullanmak istemedim evet benim hikayemin konusu da klişe. Fakat ben wattpadde Kumsal, Masal, Gece, Ece, Güneş, Uzay, Poyraz, Pusat, Rüya, Çilekli Nemlendirici, Barbara Palvin, Ege, Kolej, Bar... Bu isimler ve itemler beni bıktırdı. Bundan dolayı hikayemde bunlara yer vermeyi istemedim. Umarımda vermem.
🍟🍟🍟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİSE ŞANSI
ChickLitYa cehennem, cennete olan aşkından yanıyorsa...?🔥 Ve bir gün yine, yeniden seni seven birini seveceksin. Sana tüm keşkeleri içinden olsun, istediğin duyguları oldurmayan kişinin yerini tutacak. İlk hayallerinin sahibi olamayacak belki ama seni hak...