Gökyüzü İmparatoru

Bölüm 127: Antik Şehir

Grup hızla yol alarak karanlık ormandan dışarıya çıkmıştı. Karanlık ormanın dışında sonsuz bir vadi uzanıyordu adeta. Bu sonsuz vadinin ortasında gökyüzüne doğru yüzlerce metre yükselen bir sur vardı.

Bu sur Antik Şehre aitti. Bu şehri yapanın kim olduğu bilinmese de böyle bir şehir yaptığı için gücü muazzam olmalıydı.

Mustafa sadece uzaktan baksa bile surlara işlenmiş zihinsel gücü hissedebiliyordu. Buda yapanın sadece Qi açısından iyi olduğunu değil Zihin gücü açısından da güçlü olduğunu gösteriyordu.

" Sonunda şehre vardık sayılır. "

Kadir bir hafta süren yolculuk boyunca Mustafa ve ateş kurduna alışmıştı. İlk başta bu ittifakın sonunun kötü biteceğini düşünmüştü. İnsanların tehlike anında karakterlerinin nasıl değiştiğine birkaç kez şahit olmuştu. Bu yüzden büyük bir tehlikede Mustafa' nın kendilerini satacağını bazen düşünmüyor değildi.

Ama bir haftalık yolculuk sırasında Mustafa' nın öyle biri olmadığını anlamıştı. Bu süre zarfında birçok zorluk atlatmışlardı eğer Mustafa ve Ateş kurdu olmasaydı çoktan ölmüş bile olabilirlerdi.

Qi bakımından üçü de Mustafa' dan güçlü olabilirdi. Ama Karanlık Orman gibi bir yerde Qi gücünün pek bir önemi kalmıyordu. Burada kişinin yeteneklerini nasıl kullandığı, odaklanma yeteneğini ve zeka seviyesinin önemi vardı.

Qi' yi manipule ederek kendilerini sürekli olarak karanlıkta gizleyen Örümcek Yarasalara karşı saf Qi gücünün bir önemi yoktu. Saldırının nasıl, nereden ve ne zaman gerçekleştiğini bilmeden kişinin kendini savunabilmesi imkansızdı.

Bedenini korumak için bir yetenek kullanabilirdi, ama sürekli Qi harcadığı için bu dünyada yapılacak en aptalca hareket olacaktı. Tüm bu etkenler nedeniyle gücü Kader alemine yaklaşmış birçok güçlü kişi bile bu ormanda ölmekteydi.

***

" Buradan sonra kendi klanımızı bulmak için ayrılacağız. Bizimle gelmek ister misin ? "

" Teklif için teşekkür ederim. Ama benim yapmam gereken başka işler var. "

Antik şehrin girişine birkaç metre kala Gül yüzünde büyüleyici bir gülümseme ile Mustafa' ya teklifte bulundu. Mustafa gibi biri yanlarında olursa bu dünyada biraz daha rahat hissedeceklerdi. Şu anlık gücü düşük olabilirdi. Ama sahip olduğu yetenekler kimse ile kıyaslanamazdı. 

Kadir' de aslında yolculuk sırasında birkaç kez bu teklifi yapmayı düşünmüştü ama bunun Mustafa açısından düşündüğünde yapmaktan vazgeçmişti. Böyle birinin elbet kendi klanı ve dostları vardı. Böyle bir teklifte bulunmak dostlarını satmasını istemesiyle aynı sayılırdı.

Ateş kurdunu son ana kadar kucağında tutmak isteyen Zeynep' nin yüzünde cevap sonrası mutsuz bir ifade oluştu. Ateş kurdu savaştığı zaman korkunç olasa da normalde çok tatlı ve şirin bir hali vardı.

Bu tatlı yaratığa alıştıktan sonra ayrılmak elbette zor gelecekti. 

" Siz ordakiler hemen durun ! Daha fazla ilerlemek istiyorsanız giriş ücreti vermeniz gerekecek. "

Mustafa surların yanına vardığında surların yukarısından bir ses duydu. Adamın dediklerini duyunca yüzündeki ifade hemen değişti. Bu Antik Şehir kimseye ait değildi. Bu yüzden girmek için kimseye ücret vermesi gerekmiyordu.

" Neden böyle bir şey yapayım ki? Antik Şehir kimseye ait değil. Herkes istediği gibi girip çıkabilir. Sana verecek hiçbir şeyim yok! " 

" Seni duyamadım bir daha söyler misin lütfen ? "  Mustafa' nın sözlerini duyan surun üzerindeki ekici elini kulağına götürüp başını aşağıya eğdi ve alaycı bir tonla konuştu.

Adamın bu hareketi Mustafa' nın öfkesini iyice tahrik etmişti. Gözlerinde parlayan hafif öfke ateşi her an savaşa hazırdı.

" Efendim kusura bakmayın, arkadaş giriş ücretinin ne kadar olduğunu soruyordu. "

Kadir olayların daha fazla büyümesini önlemek için ileri çıktı ve başını eğdi. Adam surun yukarısında dursada üzerinde giydiği elbiseyi görmüştü. Adam üzerinde kırmızı renkte yılan motifleri olan yeşil bir elbise giyiyordu. Bu da Yeşil Yılan İmparatorluğundan olduğunu gösteriyordu. 

Yeşil Yılan İmparatorluğunun gücü İmparatorluk sıralamasında ilk 20 ya girecek kadar fazlaydı. Böyle güçlü ve kudretli bir imparatorluk ile kimse ters düşmek istemezdi.

Yeşil Yılan İmparatorluğundaki insanların giriş ücreti almalarındaki ana etken buydu. İnsanlar kendileri ile ters düşmek istemediği için mecburen ödemeyi yapmak zorunda kalıyordu.

" Zeki birine benziyorsun seni sevdim. Yanındaki çöpe  hakim ol bir daha böyle aptalca bir şey söylerse olacakları biliyorsun değil mi? Şimdilik normal ücretin iki katı ödeyerek kurtula bilirsiniz.  "

Aşağıya doğru alaycı bir şekilde sanki insanlara değilde bir grup böceğe bakar gibi bakarken yeni bir teklifte bulundu.

" Çok teşekkür ederim. Hemen ödemeyi yapıyoruz. "

Kadir, Mustafa' nın araya girip olayları dahada büyütmesini önlemek için hemen teklifi kabul edim ücreti yukarıya attı. 

Mustafa, Kadir' in hareketlerinden ne yapmak istediğini anlamıştı. Kadir' in kendisi gibi gururlu biri olduğunu biliyordu. Sırf olayların büyümemesi için gururunu bir kenarı atmış ve adamın önünde eğilmişti. 

Kadir' in bu davranışlarını gördükten sonra kenarı çekilip susmaya karar verdi. Ama böyle yapsada bu mesela daha bitmemişti. Bir gün mutlaka onlardan bunun bedelini misliyle alacaktı.Bu sadece bir zaman meselesiydi.

Gücü yeterince arttığında kendisine bulaşan herkese faizi ile geri ödemek için kapılarını çalacaktı. Bunun için yapması gereken gücünü hızlıca attırmak ve sabırlı olmaktı.

Kadir ödemeyi yaptıktan sonra adam ellini salladı ve Antik Şehrin kapısı ağır bir şekilde açıldı. Bir insanın geçebileceği kadar açıldıktan sonra kapı durdu ve dörtlü içeriye girdi. 

Antik Şehre girdikten sonra dörtlünün artık bir arada kalması için bir neden yoktu. Kadir ve grubu kendi klan üyelerini bulmak için hemen harekete geçti. Zeynep hızla uzaklaşırken son kez ateş kurdunu görmek için arkasını döndü. 

Ateş kurdu sanki bunu biliyormuş gibi başını efendisinin göğsünden çıkardı ve Zeynep' e baktı. Bir haftalık kısa bir süre olsada yinede ateş kurduna çok alışmıştı. Onun için bu ayrılık çok zordu. Bir gün tekrar buluşma umuduyla önüne döndü ve adımlarını hızlandırdı. Eğer burada daha fazla kalırsa ateş kurdundan ayrılması imkansız bir hale gelebilirdi.