35.Bölüm-Büyükannenin Plânı

182 16 35
                                    

  Sabah olmuştu.Işıl,yatağın içinde Yong Hwa'ya bakıyordu.Gülümdedi birden.Uyurken küçük çocuklara benziyordu.Gerçekten eş olsalardı ne güzel olurdu aslında.Başını çevirdi ve tavana dikti gözlerini.
  Işıl :-Onu böyle sevmem doğru mu?Sadece dadıyım ben.Dadı.Kabul et Işıl,aranızda ki evlilik sadece formalite.Dadısı olmak bile kalbimi çarptırıyorken,eşi olup ondan nasıl uzak duracağım ben?Hislerimden bahsedemem ona.Eminim dadı gözüyle bakıyordur bana.Sadece dadı.Hem, gün gelecek,ayrılacağız birbirimizden.O başka birine aşık olup onunla evlenmek isteyecek.Beni gıcık bir dadı olarak hatırlayacak.Allahım yardım et bana.Aşk ne kadar acı bir şeymiş böyle.Şuna bak.Derdi tasası yok tabii mışıl mışıl uyuyor.Dedi Yong Hwa'ya bakarak  ve yastığı kendi yüzüne kapattı.Nefes alamayıp ölecekti neredeyse.Ama o hâlde bile uyuya kalmayı başarmıştı düşünceler arasında dolaşırken.
  Işıl ve Yong Hwa uyanmışlar,okula  gitmek üzere odalarından çıkmak üzerelerdi.Işıl,başını uzattı odadan dışarı.Maksadı,kimseye yakalanmadan evden çıkmaktı.
  Yong Hwa:-Ne yapıyorsun öyle?
  Işıl :-Biri var mı diye bakıyorum.
  Yong Hwa:-Saçmalayıyorsun.
  Işıl:-Akşam olanları unuttun galiba.Büyükannenin yüzüne nasıl bakarım ben?Bizi resmen şey sandı.
  Yong Hwa:-Utanacak bir şey yok. Karı kocayız biz.
  Işıl:-Karı kocada olsak o hâlde görmesi ayıp.
  Yong Hwa:-Benim karım olduğunu kabul ediyorsun yani.Dedi ve tşörtünü çıkarıyordu ki Işıl koştu telaşla ve tuttu bir ucundan.
  Işıl:-Beni bırakta,sen bayağı bir inanmışsın bu oyuna.Dadın olduğumu unutmuşsun.Ne yapıyorsun acaba?
  Yong Hwa:-Dün giyindiğim tşörtü bu gün de giyinmemi beklemiyorsun öyle değil mi?Dadı.Dedi üzerine bastıra bastıra.
  Işıl,birden Yong Hwa'ya baktı.Burnu yine kanıyordu ve Yong farkında değildi.Işıl koştu,masanın üzerinden bir peçete aldı ve Yong Hwa'nın burnuna tuttu.
  Yong Hwa:-Ne yapıyorsun?
  Işıl:-Yine burnun kanıyor Yong.Dedi ve bir eliyle yanağını tuttu.
  Yong Hwa:-Sen bırak.Ben tutarım.Bu durumda da dadılık yapmana gerek yok.Dedi ve Işıl'ın elini çekiyordu ki Işıl,izin vermedi.
  Işıl:-Bırak elimi.Eşimin burnunada mı dokunamayacağım.
  Ağzından kaçırmıştı Işıl.Yong Hwa'nın gözlerine baktı birden.Yong'da ona.
  Yong Hwa:-Dadım mısın yoksa eşim mi?Bir karar ver artık.
  Işıl:-Sen neyin olmamı isterdin?
  Yong Hwa,Işıl'ın elini çekti ve peçeteye baktı.Kanı durmuştu.
  Yong Hwa:-Bana sadece yardım etmek için yanımda olmayan,biri olmanı isterdim.
  Işıl:-Yanında olmamın sebebi ne sana yardım etmek,ne de Bayan Mi Ja'nın bana verdiği maaş.
  Işıl'a bir şeyler olmuştu bu sabah.Dadılıktan uzaklaşmaya başladığı hareketler yapmaya başlamıştı.Cesarete gelmişti sanki.Kenara çekildi.
  Yong Hwa:-Benim huysuzluklarıma,serseriliklerime katlanmanın sebebi annemin sana yardım etmiş olması o zaman.
  Işıl:-Hayır. O da değil. Başta oydu sebep ama değil.
  Yong Hwa:-O zaman, inancının gereği olarak beni yanlışlarımdan döndürmekti.Öğle mi?
  Işıl :-Doğru. Oda vardı.Ama şimdi sebep o da değil.
  Yong Hwa:-Anladım. Benimle alay ediyorsun. Dedi ve tam odadan çıkıyordu ki Işıl arkasından seslendi.
  Işıl:-Peki,sen herkesin önünde beni neden öptün?
  Yong Hwa durdu birden.
  Işıl:-Kimseyi öpemediğini söylemiştin.Aşık olduğunda yapabilecektin bunu.Ya bana yalan söyledin ya da?
  Yong Hwa arkasına döndü. Bu nereden aklına gelmişti ki şimdi Işıl'ın?Üstüne üstlük, gerçeği Işıl'a nasıl söyleyecekti?Ya Işıl tarafından red edilirse?Bir de bu vardı tabii.
  Yong Hwa:-Bu da nereden çıktı şimdi?
  Işıl:-Bana o konuda yalan söylemedin öyle değil mi?Yoksa, önüne gelen her kızı öptün mü?
  Yong Hwa:-Ben sana asla yalan söylemem.Ne o konu ne de başkası.Seni öpmeme gelince,bir anlık bir şeydi. Yani seni kurtarmak istediğim için oldu sanırım. Bir de bana ileri geri konuşunca oradakiler.Yani anlıktı.
  Işıl sustu o an.Belki de kendisini aşık olduğu için öpmesini istemişti o an.Eşinin kendisine aşık olduğunu duymak istemişti.
  Işıl:-Anladım.Ama bir şeyler inandırıcı gelmiyor bana.Sanki hâlâ yalan söylüyormuşsun gibi hissediyorum.
  Yong Hwa:-Duymak istediğin bir şeyler var gibi konuşuyorsun.
  Yong Hwa iki adım attı dışarı. Işıl tekrar seslendi.
  Işıl:-Benim,neden yanında olduğuma gelince,seni önemsiyorum.Sen yanlış bir şey yapma diye çabalıyorum evet.Çünki başına bir şey gelsin istemiyorum.Kahvaltıya zorla getirdim bazen seni.Aç kalmanı istemiyorum.Okula çekiştire çekiştire götürdüm evet.Iyi bir eğitim almanı ve kendi ayakların üzerinde durabileceğini göstermek istedim.Baban için ağladığında, seninle ağladım çünki kimsesiz olmadığını,yanında olduğumu bil istedim.Senin hastalanmanı ve acı çekmeni istemiyorum.Üzülmeni ve ağlamanıda.Yalnız kalmanı istemiyorum.Ya da korkmanıda.Ve bunların hiç birini senin küçük dadın olarak yapmadım.
  Yong Hwa:-Bunları neden söylüyorsun?
  Işıl:-Bilmiyorum. Bir gün olurda,ayrı,kalmak zorunda kalırsak,bil istedim.
  O an da odaya Bayan Mi Ja geldi.
  Bayan Mi Ja:-Ne konuşuyorsunuz gençler?Kahvaltı hazır.Sizi bekliyoruz.
  Işıl:-Hemen geliyoruz efendim. Dedi ve Bayan Mi Ja ile birlikte yemeğe indi.Yong Hwa,odada yalnız kalmıştı.
  Yong Hwa:-Bunların hiç biri cevap değil Bayan Işıl.Değer vermek dediğin nedir bilmiyorum. Ama şunu biliyorum ki ben seni seviyorum. Çok hemde.
  Büyükanne,kahvaltı masasındaydı.Işıl,masaya doğru geldi ve durdu.Utanmıştı o gece olan şeyden dolayı.
  Büyükanne gülümsedi :-Neden ayakta dikiliyorsun canım,otursana.
  Işıl :-Peki efendim. Dedi zar zor çıkan sesiyle.
  Yong Hwa geldi ve oturdu masaya.
  Büyükanne :-Dün gece gördüm ki tavsiyeme uyup şirketmizin yeni veliahtını dünyaya getirmeye karar vermişsiniz.
  Yediği lokma boğazına takıldı birden Yong'un ve öksürmeye başladı.Işıl,sırtına vurdu.
  Bayan Mi Ja:-Ne?Yong ve Işıl,bebek mi...Dedi her ikisinede bakarak.
  Işıl:-Yok öyle bir şey hanımefendi. Yani anne.Dedi kızarmış, bozarmış bir hâlde.
  Yong Hwa:-Anne mi?Diye fısıldadı.
  Işıl:-Evliyiz ya biz Jung Yong Hwa!Dedi imâ ile.
  Büyükanne:-Ne demek yok öyle bir şey.Torunumun çocuğunu sevemeyecek miyim ben?
   Yong Hwa:-Olacak tabii de okul var büyük anneciğim.
  Işıl:-Evet. Okulumuz var.
  Büyükanne :-Okul mokul anlamam ben.Bebek sevmek istiyorum. Ve bu hemen olacak.Siz gençleri anlamıyorum.Bir kadın ve erkek, nasıl anne baba olmak istemez?Düşünsene Işıl,çekik gözlü minik bir kızın olsa!
  Işıl:-Çok güzel olur tabii.Dedi bir an yumuşamış bir hâlde.
  Büyükanne:-Ya da tatlı mı tatlı afacan bir erkek çocuğu.Ha Yong?
  Yong Hwa:-Harika olur tabii.Dedi oda hevesle.
  Işıl:-Bizim çocuğumuz çekik gözlü mü olur ki?
  Yong Hwa :-Bilmem,olabilir.Oğlum olursa onunla maçlarda gideriz.Onu okçuluk kursuna kayıtettiririm.Ya da kızımla evcilik oynar, parçalara gideriz beraber.
  Işıl:-Ben kızımız için güzel kıyafetler alırmış.Hanbok giydiririm ona.Yada oğluma.Sonra ailecek resmi çekiniriz.Düşünsene Yong,çok tatlı olmaz mı?
  Yong Hwa :-Olmaz olur mu hiç.Işıl,belkide ikiz olur ha?
  Işıl:-Olabilir tabii.
  Birden Işıl ile birlikte dönüp,büyükanneye  baktılar.Toparlandılar hemen.Bebeği olsun isterdi her insan elbette.Sevdiği kişiden hemde.Işıl ve Jung Yong Hwa'da heveslenmişlerdi bir an.Minik bir bebek,mutlu bir yuva ve sevdiği insanlar.Güzel hayaldi aslında. İşte onlarda bu hayalin içinde buluvermişlerdi kendilerini.
  Büyükanne :-Bakın işte,sizde istiyorsunuz. Bu eve bir bebek çok yakışacak.
  Işıl:-Seyy.Büyük anne sizi ve hayallerinizi gerçekten kırmak istemem.Ama okul varken bu biraz zor olur.Dedi güçlükle.
  Yong Hwa:-Bu konuyu kapatsak,bence çok iyi olacak.Yoksa okula geç kalacağız Işıl.
  Büyük anne:-Kaçın hemen kaçın.
  Işıl ve Yong Hwa,ayağa kalktılar.
  Yong Hwa:-Sen merak etme büyük anneciğim.Söz ileride sana bir bebek yapacağım.Yani,yapacağız.Dedi ve yanağından öpüp,dışarı çıktı.
  Yong Hwa ve Işıl,okuldalardı.Yong Hwa,Dong ile konuşuyordu.Bir nevi dertleşiyordu.
  Yong Hwa:-Bu böyle devam edemez.
  Dong:-Ee ne yapacaksın yani?
  Yong Hwa:-Işıl'ın sürekli dadım olarak başımda olmasından bıktım.
  Dong:-Onu yine evden kaçırma plânları yapmayacaksın öyle değil mi?
  Yong Hwa:-Tabiiki hayır.Ona açılmak istiyorum artık.
  Dong Hyun gülümsedi :-E bu çok güzel.
  Yong Hwa:-Her şeyin netleşmesini istiyorum.Benden az da olsa hoşlanıyor mu yoksa nefret mi ediyor bilmek istiyorum.Bazen oluyor sanki benden bir şeyler duymak ister gibi konuşuyor. Sanki benim kendisi ile ilgilenmemi ister gibi.Bazen de dadım olduğunu hatırlatıp duruyor bana.Sadece dadı.
  Dong:-Sen doğru kararı vermişsin onunla konuşmakla.Ama güzel bir konuşma olsun bu.Güzel bir teklif.Onu ne çok sevdiğini göster ona.Anlayacağın,kadınların hoşlanacağı türden bir teklif olsun bu.
  Yong Hwa gülümsedi:-Doğru. Ona asla red edemeyeceği bir sürpriz yapmalıyım.
  Evde de işler başka durumdaydı. Babaanne, bu bebek işine iyiden iyiye kafayı takmıştı.Mutfakta bir şeylerle uğraşıyordu.Bitkisel bir şeydi bunlar.Galiba çay yapıyordu.
  Büyükanne :-Demek bana çocuk yapamazsınız ha!Bende torun sevmek istiyorum.Torunumun çocuğunu göremeyecek miyim ben?Dedi ve çaydanlığın içine birkaç ot atmaya başladı.Çocuk konusunda oldukça ciddiydi.Bu ciddiyet yaptığı bitkisel çayada yansıyordu.
  Büyükanne :-Bunu içinde bakalım nasıl çocuk yapmıyormuşsunuz görelim.Dedi sinsice gülerek.
  Işıl ve Yong Hwa eve gelmişlerdi.Kapıdan içeri girdiler etraflarına bakınarak.
  Işıl:-Büyükanne ile karşılacağım diye ödüm kopuyor.
  Yong Hwa :-Benimde.Yine bebek diye tutacak eminim.O kadar hevesli ki kendi başıma yapabileceğim bir şey olsa,yapıp eline vereceğim.
  Işıl,güldü.
  Yong Hwa:-Bu biraz saçma olurdu tabii. Dedi gülerek.
  Işıl:-Tıp ilerledi, belkide olur ne dersin?
  Yong Hwa :-O zaman bir kadını sevmeteki güzelliğin ne anlamı kalır ki?Aile olmak gibi.
  Işıl,Yong Hwa 'ya baktı.
  Işıl:-Baba olmak istersin yani.
  Yong Hwa :-Sevdiğim kadının bana verdiği bir hediye ile hemde.Hem kendimi doğum yaparken düşünemiyorum.Canım tatlıdır benim.
  Işıl gülüyordu:-Yong, ne diyorsun sen!
  Yong Hwa :-Ben ciddiyim.Ben anne değil,babayım bir kere.Ama büyükannem bu ısrarla bana bir çocuk yaptıracak galiba.
  Işıl ciddileşti birden:-Sence büyükanneyi böyle ümitlendirmemiz doğru mu?Yani hem evlilik,hem de çocuk konusunda.
  Yong Hwa:-İnan bana işin aslını öğrenmesinden daha iyi bu durum.
  Işıl:-Sen öyle diyorsan,öyle olsun.
  Birden elinde içecek tepsisi ile büyük anne çıkıp geldi.Tepside de duble çay fincanları. Sanki işini şansa bırakmak istemiyordu büyükanne.Oldukça çok içirmekti niyeti bu çaydan.
  Büyük anne :-Ne konuşuyorsunuz bakalım?
  Işıl ve Yong :-Hiiiç!
  Büyükanne:-Bütün gün ders çalışmaktan yorulmuşsunuzdur.Şifalı çay yaptım. İçin haydi.
  Yong Hwa:-Neden zahmet ettin büyük anneciğim.
  Büyükanne:-Ne zahmeti iç haydi oğlum.
  Yong Hwa bir dikişte içti çayını.Büyükanne gülümsedi.İşler yolunda gidiyordu.
  Yong Hwa :-Hımm.Çok güzel olmuş bu büyükanne.Biliyor musun Işıl,benim büyükannem şifalı çay yapımında bir numaradır.
  Işıl gülümsedi :-Belli oluyor.
  Büyükanne :-Beğenmene sevindim oğlum.Bundan için ki zihniniz açılsın.Derslerinizde başarılı olursunuz.
  Işıl:-Gerçekten işe yarıyor mu?O zaman beş on bardak içerim ben bundan.
  Büyükanne :-İç tabi çocuğum.Bol bol iç.Sonuçta sizin için yaptım ben.Dedi gülümseyerek.
  Işıl tam bardağa elini uzatıyordu ki Yong ondan önce davrandı ve alıp,onuda içti.
  Büyükanne :-Oğlum ne yaptın,o Işıl içindi.
  Işıl:-Neden benim çayımı içtiğini sorabilir miyim küçük bey Jung Yong Hwa?
  Büyükanne ve Yong Hwa,birden Işıl'a baktılar.
  Büyükanne :-Kocana,küçük bey mi diyorsun?
  Işıl:-Yok efendim.Olur mu hiç öyle şey?Sadece şaka amaçlı söylemiştim.
  Yong Hwa:-Çay çok güzeldi dayanamadım ne yapayım.
  Büyükanne :-Ama oğlum, o Işıl içindi.
  Işıl:-Önemli değil büyükanne. Ben mutfaktan alırım kendime.
  Büyükanne :-Aslında, başka yok.Büyük bardaklara koyunca,kalmadı.Ama istersen sana yeniden demleyebilirim.
  Işıl:-Bu gün zahmet etme büyükanneciğim.Sonra yine içerim nasılsa.Hem belki sen bana öğretirsin,bende yaparım.
  Büyükanne gülümsedi sinsice:-Neden olmasın,ben sana öğreteyimde bol bol için bu çay dan.Sonra gelsin torunlar. Diye mırıldandı.
  Yong Hwa:-Büyükaneciğim,biz izninle bi odamıza çıkalım
  Büyükanne :-Çıkın tabi yavrum,çıkın.İsterseniz hiç inmeyin.
  Işıl ve Yong Haa,birbirlerine baktılar. Ortalıkta  şüpheli şeyler dönüyordu.Ama büyükanne plânı hakkıyla ilerletiyordu.
  Büyükanne :-Yong içti ama IIşıl içmedi çay dan.Ama Yong 'un içmesi ikisinden yeter.Ben yinede işimi sağlama alayım.Birazdan çay etkisini gösterir.Gelsin torunlar gelsiiin.Dedi mutlulukla.
  
 
 

 
 
 
 

BENİM KÜÇÜK DADIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin