13. Bölüm: Fısıltılar

65 14 0
                                    

Kafamda binlerce ses var. Bir seninki olmadan yaşayamam.

Aldığın nefesle içine çektiğin o iğrenç koku, taze kan ve çürümeye yüz tutmuş et kokusu maktülün hatalarının kokusu olabilir. Günahlarının kokusu. Ya da cehennemi tanıtan bir kokudur. Kısaca ceset kokusu derler.

Ölümün kokusu da olabilir. Geçip gitmiş yaşamın kokusu da. Belki de bedenden acıyla çekilen ruhun kokusudur.

Ceset kokusudur bu, maktüle tanıdık diğer herkese yabancı. Acı ve sessiz çığlıkların Türkçedeki tanımıdır, ceset kokusu. Kokuyu tadanlar alışık değildir ve iğrenirler. Dayanılmazdır, sanki kokuyu hissedenler maktülün acısını tadabilirmiş gibi hissederler aynı zamanda.

Odayı sarıp sarmalayan kokuya yabancıydı hepsi, tecrübesizdi bu çocuklar. Şinigamiye göre intikamdan ibaret olan bu koku onlar için iğrenç bir kokudan başkası değildi.

Esila, karşısındaki ceseti görünce bir kararından emin oldu. O asla ama asla cinayet şubede çalışmayacaktı. Evsizlerin üzerine sinen çürümüş et, lağım ve çürük yumurta kokusunu almaya az da olsa alışmıştı bir iki sarhoş evsize yardım ederken ancak bu koku başkaydı. Bu kendine has ceset kokusuydu. Tüm kafetaryayı saran iğrenç ve dayanılmaz bir kokuydu.

Felsefe hocası kapıyı açtıkları anda öğrencilerin bir anlık sinir ve kahvaltıdan beri bir şey yememelerinin verdiği açlıkla hemen içeri doluşacaklarını biliyordu. O yüzden bu çocukları dışarı yollayamamıştı. Gönderebileceği tek yer olan mutfağa yönlendirdi ve bunu yapmasıyla hayatının hatasını yapmış olabilirdi.

Çünkü mutfağa girdikleri gibi karşılarına çıkan ilk şey tencerede kaynayan matematik hocalarının kafasıydı.

Flashback-Cinayet Anı

Bu kez maktülünün canını çok yakmamıştı. Tabi kellesini bir seferde yerlere sermek ne kadar acıtmıyorsa. Ne de olsa kendinden büyüklere saygılı davranmalıydı değil mi? Onları öldürürken bile. Bu düşünceyle sırıttı.

Adamın kel kafasına çapraz iki şiş geçirip uçlarından tutarak tencereye attı. Adamın bedeninden geri kalanları ise kafetaryanın kapısının karşısında bir sandalyeye oturtmuştu. Buraya ilk geleceklerin popüler tayfa olacağını biliyordu. Çünkü onlar bıraya hep ilk gelenler olmuştur. Sınıfları en yakın olduğundan. Dolayısıyla ceseti de ilk onlar bulacaktı.

Matematik hocasını aşağı indirmek konusunda okuldaki yandaşlarından yardım almıştı. Hoca gelince de normalinden daha uzun ve keskin satırla tek seferde kellesini almıştı.

Sandalyeye oturttuğu bedeninin üzerine notu astı.

"Ders işleyecek kadar umursamazsınız demek. Sadece öğrencilerin tehlikede olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Siz de tehlikedesiniz. Bakalım adamın kayıp parçasını -çok sevdiği x'i- (Şinigami burada adamın kafatasına geçirdiği x şeklini alan şişlere ve adamın denklem sevgisine gönderme yapmıştır.) kim bulacak? Denklemin kökünü bulmanızı sabırsızlıkla bekliyor olacağım. (Ş) "

Esila havaya doğru sinirle "Sen bir delisin. Duyuyor musun katil? Bir kaçıksın. Ve yakalanmayacağını düşünecek kadar aptalsın. " diye tısladı. Çok geçmeden mutfaktakilerin telefonunu mesaj geldiğine dair bildirim sesi doldurdu. Bazıları bu sese artık gıcık olduğundan titreşime almıştı ancak onların da ışığı yanıp sönüyordu.

Özel numara: Bana yukarıdan bakarsanız aptalın tekini, aşağıdan bakarsanız tanrıyı, tam karşıdan bakarsanız, kendinizi görürsünüz. - Charles Manson -

Şinigami : Ölüm TanrısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin