Bülentle olan hayalim gerçek olmuştu. Yani en azından beni sevdiğini biliyordum ve ben de onu seviyordum. Bugün sabah 11 sıralarında günaydın mesajı atmış, yine. Ama bu seferki günaydın mesajı biraz farklı. En azından benim için farklı. Günaydın sevgilim, yazıp kalp koymuş yanına. İlk okudağımda inanamadım. Böyle bir şey beklemiyordum. Galiba. O bana sevgilim dediğine göre Selinden ayrılmıştı. Ya da ayrılmadan onu aldattmıştı. Ya da ayrılıp,yeni bir ilişkiye yelken açmıştı. Bilmiyordum. Ben de bir günaydın mesajı attıktan sonra düşünmeye başladım. Bülentle sevgili miydik yani biz? Öyle el ele tutuşan,öpüşen,gezip tozan çiftler gibi mi? Eğer öyleyse, istemiyorum. Ben.. ben sadece onun benim yanımda olmasını istiyorum. Beni sevsin istiyorum. Ve dışarıda gördüğüm yapışık ikizler gibi, ilişkilerine sevgili dedikleri çiftler gibi olmak istemiyordum Bülentle. Telefona 15 dakika sonra Bülentten gelen mesajı açtım.
'Bugün sinemaya gitsek mi? Ne dersin?'
'Olur, çok iyi olur hemde.'
'Tamam, o zaman hazırlan. Ve hazır olduğunda mesaj at. O zamana kadar gelirim herhalde. Çünkü baya bir vaktim var.'
'Şapşal. Ben o kadar uzun mu hazırlanıyorum?'
'Bilmeem, kendine sor.'
'Hazır olduğumda mesaj atacağım ve sen gelmemiş olacaksın.'
'Sen öyle san.'
Salak bu çocuk. Ya da şapşal. Evet şapşal kelimesini sevdim. Ona yakışıyordu. Sinema işi iyi olmuştu çünkü onunla Selin hakkında konuşmam lazımdı. Bunu yapmam doğru muydu? Bilmiyorum. Ama merakıma yenik düşmek de istemiyorum. 10 dakikada hazırlandım. Ve mesaj attım. Umarım gelmemiştir.
'Hazırım. Ah, yoksa.. Yolda mısın? Hala?'
'Ama. Ya İstanbul trafiği işte. Tamam, sen kazandın.'
'Çabuk ol.'
'Geliyoruum.'
Arabasına bindiğimde. Kendimi parka götürülecek çocuklar gibi hissettim. Alışveriş merkezine geldiğimizde, ilk olarak bir şeyler içmek istedik. Evet, artık konuşmanın zamanı gelmişti.
''Bülent,şey.. Benim sana sormak istediğim bir şey var. Ya da konuşmak.''
''Tabi canım, nedir?''
''Şey. Selin. O.. ondan nasıl ayrıldın?''
''Henüz ayrılmadım. Beni arıyor, mesaj atıyor. Ama cevapsız kaldı. Onunla bugün veya yarın konuşacağım. Bu,benim için zor olacak. Ama senden daha önemli değil.''
''Ne zor olacak? Ondan ayrıldığını mı söylemek zor olacak?''
''Evet, yani ben böyle bir şey beklemiyordum. Ondan ayrılmayı. Ama sen hayatıma girdiğinden beri çok şey değişti.''
''Tamam.''
''Melda, bana bak. Gözlerimin içine. Ne hissediyorsun?''
''Bunu tarif edemiyorum. Sadece huzurluyum. Bayılacakmışım gibi oluyor ve başım dönüyormuş gibi hissediyorum.''
''İşte aynı şeyi bende yaşıyorum. Sana baktığımda, huzuru buluyorum. Tıpkı anlattığın gibi.''
''Bana büyü mü yaptın?''
''Hayır tabii ki. Aynı soruyu sana sorsam?''
''Hayır tabii ki.''
Gittiğimiz film romantik komedi tarzıydı. Güzeldi. Bülentle baş başa sinemaya gitmiştik. Bu rüyamının 2. günüydü. Ya da bir diğer versiyonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fantastik(ler)
ФэнтезиMelda'nın gücünü fark etmesiyle hayatındaki her şey değişmeye başlar. Yeni kişiler ve mümkün olmayan şeyler...