Bugün Quidditch maçı vardı. Dolayısıyla büyük salona, büyük bir heyecan hakimdi. Çünkü maç sadece o takımları ilgilendirmiyor, tüm takımların kaderini etkiliyordu.
James ve Sirius kahvaltıya Remus ve Peter'dan sonra inmişlerdi. Sirius bir türlü uyanmak bilmemiş, dün gece bir Hufflepuff'lı kızla fazla vakit geçirmiş ve gece geç uyumuştu. Dolayısıyla James'in onu uyandırmak için epeyce uğraşması gerekmişti. Ancak sonunda Sirius'u sürüyerek yataktan çıkartıp uyanmasını sağlamıştı.
Sirius boynunun iki yanından asılan kravatını bağlamaya çalışırken, Gryffindor masasına oturdular. James yemeklere gömülürken, Sirius da kravatıyla uğraşmayı bıraktı -çünkü bağlayamayacağını biliyordu- o da James'e katılıp kahvaltılıkları mideye indirmeye başladı.
Peter heyecanla James'e sokulup "Maç ne olacak dersin?" diye sordu umutlu bir ses tonuyla. James önce ağzındaki lokmayı yuttu ve yenisini atmadan önceki kısa aralıkta "Slytherin alır." dedi. Peter somurttu. James tekrar ağzındaki lokmayı yuttu ve ağzını peçeteyle sildikten sonra "Ben de Hufflepuff'ın kazanmasını istiyorum ancak Slytherin'i biliyoruz. Yıkıp geçiyor."
Peter bu sefer Sirius'a döndü. "Ya sence? Kim kazanır?" diye sordu.
"Dün geceki randevumdan sonra Hufflepuff'ın kazanmasını her şeyden çok istiyorum." dedi bal kabağı suyunu içerken.
Remus okuduğu Gelecek Postası'nın üzerinden ona iğneleyici bir bakış atsa da Peter ve James güldüler. Remus da Jenny maçta kovalayıcı olacağı için gergindi. Onun başarılı olmasını istiyordu. James "İşler ciddi mi? Kızla yakın zamanda tanışacak mıyız?"
Peter heyecanla Sirius'un cevabını bekliyordu. "Bilemiyorum. Bu akşam tekrar buluşacağız. Belki yakın zamanda tanışırsınız." Dedi Sirius göz kırparak.
Maç öğle saatlerindeydi. Öncesinde 2 ders yapılacaktı. Ve Gryffindor'un Slytherin ile iksir dersi vardı. Bu hiç de hoş olmayan bir şeydi. Slytherinlerle olan her ders fazlasıyla gergin geçiyordu. Özellikle son zamanlarda olan 'Bulanık' muhabbeti yüzünden Lily herkesten fazla geriliyordu. Bazı öğrenciler hala iğneleyici laflarını kullanmaktan çekinmiyor, kavga çıkartmaya uğraşıyorlardı.
Profesör Slughorn da Slytherindi. Hatta Slytherinlerden sorumlu öğretmendi. Slytherinler bu gerekçeyle daha da yüz buluyorlardı.
James bunları düşünürken Büyük Salondaki çoğu öğrenci kahvaltılarını etmiş derslerinin olduğu sınıflara geçiyorlardı. Ancak James düşüncelere dalmıştı. Onu gerçek dünyaya çeviren şey Kylie'nin sesiydi. "James, Lily seninle bir şeyler konuşmak istiyormuş."
James duyduklarından emin olamadı, Remus'a baktı. Remus başını onaylarcasına sallayıp "Hadi, git!" diye ona gaz verdi.James masadan kalktı ve kapının hemen yanında onu bekleyen kızı gördü. İçi kıpır kıpır olmuştu. Hızlı adımlarla Evans'a doğru ilerledi. Yanına vardığında eliyle saçlarını düzeltmeye çalışırken "Benimle konuşmak istediğini söylemişsin." dedi kendinden çok da emin olmayan sesiyle. Son yaşananlardan sonra, onları bir arada görenler gözlerini onların üzerinde gezdirmekten kendilerini alamıyorlardı.
Kız bu bakışlardan rahatsız olarak "James, maçtan hemen önce benimle kızlar tuvaletinde buluş tamam mı?" dedi istifini hiç bozmadan. Genç adam başını salladı ve bir şey söylemesine kalmadan kız yanından ayrıldı. Lily James'in yanından ayrıldığı an arkadaşları genç adamın etrafını sardı. Peter "Ne söyledi?" diye sordu heyecanla.
James kaşlarını çatmıştı, "Bana onunla kızlar tuvaletinde buluşmamı söyledi, maçtan hemen önce."
Sirius "Bu daha çok erotik bir teklif gibi," dedi düşünceli bir biçimde.
Remus gözlerini devirerek "Buradaki insanların dikkatini çektiği için kalabalık bir yerde konuşmak istemedi ve seni kimsenin olamayacağı tek yere davet etti." diye açıkladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çapulcular
Fanfic▪️Lumos! Tüm ciddiyetimle yemin ederim ki, hayırlı bir şey düşünmüyorum. Bu hikayede sıradan büyücüler yok. Onlar Çapulcular. Her daim bir muziplik peşinde olan 4 yakın arkadaş. Patiayak, Aylak, Çatalak ve Kılkuyruk. Hepsi birbirini tamamlayan müthi...