Farklı biri

18 1 1
                                    

"Hadi Soo Ae! Lütfen! Söz veriyorum senden başka bir şey istemeyeceğim. Yeter ki gel. Onlara söz verdim."

Sinirle yattığım yerden kalktım. Bana değer veren sayılı insanlardandı ve onu kıracak değildim. Kendi kendine söylenmelerini duymazdan gelerek dolaptan siyah kapşonlumla siyah kotumu çıkarttım. İseulun içeride olmasını umursamadan üzerimdeki pijamalardan kurtuldum. Hafif bir çığlıkla arkasını dönünce kıkırdamadan edemedim. Hızlıca çıkardığım kıyafetleri giyinip şarjda olan telefonumu cebime attım. Vazgeçilmezlerimden kulaklık zaten bileğime sarılıydı.

Hala arkası dönük İseulun koluna girip onunla odadan çıktım. Annem sosyalleşmem için dünden razıydı gitmeme. Akşam soğuğu yüzünden hızlı adımlarla ilerliyorduk. Sonunda ara sokaklardan geçince depo dedikleri yerin gerçektende bir depo olduğunu anlamıştım. Tam kapıdan içeri girecektik ki İseul ayağını burktu. Dengesini kaybedip kıç üstü yere düşmüştü. Normalde olsa deli gibi gülerdim ama canı acımış gibiydi. Kulaklarımı kanatacak şekilde çığlık atıyordu. Yanına eğildim, ayağı da birşey var mı diye kontrol ediyordum ama sadece hafif bir incinme gibi duruyordu. İlk yardımdan anladığım için yerde duran çantasını alıp ayağının altına koydum.

Arkamdan gelen kalın sesle kafamı çevirecektim ki gerek kalmadan birisi yakama yapışmıştı. Yüzüme yediğim sert yumrukla kendime geldim. Geri çekilip bana yumruk atma cesaretinde bulunan gerizekalıya baktım. Gözlerinde yoğun bir sinir vardı. Kolundan geriye doğru iterken bacağımlada diz arkasına vurmuştum. Bu harekete bayılıyordum. Tanrım tek hamlede her cüsseden adamı devirebiliyordum ve bana karşı savunma yapamıyorlardı. Şeytani gülüşümü içime atıp yerde yatan adama baktım. İseul incittiği ayağına rağmen hızla kalkmış ve aramıza girmişti.

"Sakin ol Taehyung! O size bahsettiğim arkadaşım."

Saniyesinde yüzü değişen oğlana bakmadan depoya girdim. İçerisi dışarıya göre aşırı moderndi. İseul, Taehyungun koluna girerek yandaki koltuğa oturttu. Ve hemen benim yanıma geldi. Arkadaş konusunda aşırı çekingendim ve galiba tek arkadaşım İseuldü.

"Bak bu dövdüğün kişi Taehyung, benim sevgilim olur."
Kendi kendine kıkırdadıktan sonra beni koltuklardan birine oturttu.

"Hadi tatlım onlara kendini tanıt."
İseulün yapmacık teşviği ile söze başladım.

"Adım Soo Ae. 8 yaşıma kadar tekvando eğitimi aldım. Onu bırakınca 16 yaşıma kadar da Aikido eğitimi almıştım. Şimdi ise 4 senelik kareteciyim. Hobim yok. Hobi yerine gün boyu uyumak tercihimdir."

Herkes şaşırmış olmalı ki Woow gibi tepkiler veriyordu. Sırayla kendilerini tanıtmaya başladılar.

"Ben Park Jimin"

"Kim Taehyung!"

"Kim Seok Jin"

"Jeon Jungkook"

Yavaş yavaş uykum geliyordu. Koltukta hafif kıvrılarak onları dinlemeye devam ettim.

"Ben de Kim Namjoon"

"Jung Hoseok"

Ve artık gözlerim kapanıyordu. Etrafta da bir sessizlik oluşmuştu. Seokjinin sesini duydum galiba.

"Ah Yoongi uyuyakalmış. Daha seninle tanışamad-
Soo Ae sende mi uyuyakaldın!"

Yazar babadan

İseul arkadaşının kafasını dizlerine yatırırken aynı işlemi tae de hyunguna yapıyordu. Böylece dizleri yastık işlevi görecek ve ikilinin boynu ağrımayacaktı. Herkes sohbete o kadar dalmıştı ki saati fark edemediler. Jimin telefonundan saatin biri geçtiğini söyleyince ufak çaplı bir telaş yaşanmıştı. Eve bu saatte gitmesinler diye tae sevgilisine odasını vermişti. İseul bunun sevinciyle Soo aeyi üzerinden neredeyse fırlatmıştı. Üyeler uyumaya giderken Yoongi de Tae ile birlikte odasına gitmişti. Yani koltukta yatmak Soo ae ye düşmüştü.

FarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin