"Lan uyan Even uyan şerefsiz piç." Even yerde öylece yatarken kafayı yemek üzereydim. "Lan kalksana pezevenk." Gözlerim dolmaya başladığında tırnaklarım ellerine geçmişti.
Araba yarışını birlikte yapmıştık ve Even sürdüğü motoru ustaca kullanmıştı. Bitiş çizgisini birincilikle bitirdik ve motordan indik. Even'le tam sarılacakken eli kalbine gitmişti ve suratı acıyla kasılmıştı.
Şimdi ise baygın yatıyordu. Kafamı göğsüne koyup dinledim. Kalbi normal atarken elimi ayağımı nereye koyacağımı şaşırdım.
"Lan nolur uyan piç oğlu piç ne istersen yaparım."
"Ne istersem mi?" Tek gözünü açmış bana bakarken şaşkınlıkla ona baktım.
"Şerefsiz, sen, sen beni kandırdın." Hışımla ayağa kalktım ve kenara fırlattığım ceketimi üzerime aldım.
"Ne istersem yapacak mısın?" Yavaşça ayağa kalkarken omzuna sertçe vurdum.
"Pezevenk, piç, aptal." Arkamı dönecekken beni yakaladı.
"Bana da öyle dans edeceksin?" Sarı saçlarım uçuşurken gözlerimi kıstım.
"Asla." Omzunu silkti ve cebindeki kazandığı para tomarını gösterdi.
"Tamam dağılalım o zaman. Ben eve gidiyorum. Sana da annenle iyi şanslar."
Kolunu zorlukla yakaladım. Benden uzun boyu bariz belliydi.
"Tamam tamam. Nerede yapacağım, burada mı?" Etrafa baktığımda sırıttı.
"Sizin evde." Ona şokla baktım.
"Hadi gidip biraz annene ve bize içecek bir şeyler alalım." Annem. Annemi asla, onunla tanıştırmazdım. Annemin sorunları vardı, Even'in canını sıkmasını istemiyordum.
"Olmaz, olmaz." dedim panikle. Bana baktı ve kaşlarını çattı.
"İsak. Annene gidip oğlun bana gay dansı yapacak demeyeceğim. Rahatla." Kafamı iki yana salladım.
"Hiçbir şeyi anlamıyorsun amına koyayım. Hem siktir git. Ben Kuşak'a gidiyorum. Beni hala kandırdığını unutmadım." Beni tutup alınlarımızı sertçe birleştirdi.
"Orada bir daha çalışmayacağını söyledim." dedi yalın sesiyle. Bakışları düzdü. Sıtıttım ve hafifçe uzanarak burnunu öptüm.
"Sanane kocam mısın?" Burnundan sertçe nefes verdi ve beni geri itti.
"Yürü, yoksa seni cidden sikeceğim."
"İşime gelir..."
"İsak!"
~~
Kapıyı gerginlikle çaldım. Uzun bir süre sonra kapı yavaşça aralandı ve annem hafif düşmüş pijamasıyla karşımdaydı.
Bakışları Even'a kaydı, sonra ise içki şişesini bana fırlattı.
"Bu kim sevgilin mi?" Even bana çarpsa parçalanacak şişeyi havada yakaladı. Şaşkınlıkla annemi izliyordu.
"Anne sataşma artık. Al paranı ve ne yapıyorsan yap." Annem ağzından çıkan yamuk yumuk küfürleri sıralayıp salona geçti, hala söyleniyordu.
"Ben sana git erkeklerin altına yat dedim, kendine sevgili bul demedim." İçimde yükselen sinirle bağırdım.
"Anne!" Hırsla bağırdığımda başıma bir ağrı saplandı.
"Zaten azıcık bir zamanın kalmış. Elimde kalma İsak. Defol git odana." Even bakışlarını bana çevirdi. Ona bakmadan odaya geçtim.
O da beni takip ederken kapımı açtım ve yatağa oturdum. O ise bir süre etrafı inceledi.
"Güzel odaymış." Kalktım ve kapıyı kilitledim. Sonra içkilerden birini aldım ve kafama diktim.
Elimden çekti ve beni uyardı.
"Yavaş git." Sırıttım. Üzerimdeki tişörtü çıkarıp yatağa uzanmıştım. O da ayak ucuma oturdu ve elimden aldığı içkiyi kafasına dikerek tek yudumda bitirdi.
"Yavaş git." dedim tuhaf tuhaf bakarak. O da sırıttı ve bitmiş içki şişesini yere bıraktı.
"Oldukça yavaşım." İkinci şişeyi açtı ve yudumlayarak ayağa kalktı.
"Hadi, etkile beni bakalım." Ben de kalktım; Even üzerindeki tişörtü sıyırıp kenara atmıştı.
"Müzik gerekiyor." dedim titrerken. Vücudum adrenalin ile kasılıyordu. Parmaklarım buz kesmişti ve Even böyle yarı çıplakken düzgün düşünebilmem mümkün değildi.
Telefonunu eline aldı ve herhangi bir müzik açtı. Elime içkimi aldım ve Eveni kolundan tutarak yatağa oturttum. İçkiden bir yudum alırken bakışlarım ona dönmüştü.
Hafifçe eğildim ve ağzımdaki içkiyi yavaşça omuzlarından döktüm. Even soğuk içkiyi hissettiğinde irkildi, beni dikkatle izliyordu.
Yavaşça dilimi içkinin döküldüğü yerlerde dolaştırdım. Vücudu kaskatıydı. Hafifçe geri çekildiğimde nefesini tuttuğunu farkettim.
"Heyecanlanacaksanız oynamayalım." Gergince sırıttı.
"Çok saçma." dedi. Daha çok kendiyle konuşur gibi.
Hafifçe uzattım ve ıslak dudaklarımla iç ürpertecek öpücükler bıraktım. Öpücüklere devam ederken onu ayağa kaldırdım ve duvara yasladım. Kalçamı erkekliğine bastıracak şekilde arkamı döndüm ve sürtünerek aşağı kaydım.
"Sen gerçek bir fahişesin." dedi nefes nefese gülerken. Sırıttım ve tırnaklarımı göğsüne geçirdim. Sonra kendimi bir kaç kere erkekliğine vurdum. Gırtlağından yükselen inlemeyi tuttu, ve ellerini omzuma yerleştirdi.
Parmakları omzumu sertçe kavrarken ona döndüm ve hiç beklemediği anda dudaklarımızı birleştirdim.
Beni ensemden yakaladı ve kendine çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
soft love: evak |tamamlandı.
Fanfic"Sana verebileceğim pek bir şey yok," dedim. Arkasından boğazımdaki yumruyu yok etmek için yutkundum, yani en azından yutkunmaya çalıştım. "Benim bedenim kirli, ruhum, zihnim kirli. Tek bir yer temiz." Elini tutup kalbime götürdüm, kaşlarını çatara...