Hikaye bir süre Jimin'in bakış açısından ilerleyecek.Değişeceği zamanlarda sizi bilgilendireceğim.
Güne başımdaki ağrı ve her zamanki gibi Hoseok hyungun dinlediği müziklerden biriyle başlamıştım. Bugünün şarkısı da 'Energy'di. Günlük rutinimizdi bu bizim resmen. Hoseok hyung her sabah benden önce kalkar dinlediği müzikle dans ederek kahvaltı hazırlardı. Bu alışkanlığının çok nimetini yemiştik aslında. Onun sayesinde bir sürü koreografi oluşturmuştuk.
Gerinerek dün geceyi hatırlamaya çalıştım. Bayağı bir içmiştik uzun zamandan sonra. O içtiğim sojuların, biraların hediyesi de baş ağrısı ve karşımdaki dolabımın aynasından gördüğüm patates suratımdı.
Telefonumu alıp bildirimlerimi kontrol ederken anımsatıcımın bildirimiyle başımdaki ağrı bir seviye daha yükselmişti resmen.Bugün dans kursumuza başvuruları alacaktık ve inanın bu dans etmekte daha zor ve sıkıcıydı.
Yataktan kalkıp kendimi banyoya atmıştım. İçki kokmuş şekilde geçiremezdim günü hem de üstümdeki ertesi gün havasını atmam gerekiyordu.
Banyodan çıktığımda Hoseok hyung hala odamda değildi, bu demek oluyor ki kahvaltı daha hazır değil ve evden çıkmak için vaktimiz var. Giyinip mutfağa geçtiğimde hyungum ekmekleri doğrayıp sepete dolduruyordu.
Arkasından yaklaşıp bağırdım, alışkanlık.
" Günaydın hyung!"
Gülerek bana dönüp popoma şaplak atmıştı, yüzünde yine o güneşten de parlak gülümsemesiyle.
"Sana da günaydın Jiminnie!"
Elime tutuşturduğu ekmek sepetiyle sofraya geçtim.
"Jimin bugün yorucu bir gün olacak, güzel bir kahvaltı etmeliyiz diye düşündüm."
Derin bir iç çektim, maalesef öyle olacaktı.
"Evet hyung ama benim çoktan aklımdan çıkmış, unutmasaydım dün gece içelim demezdim."
Yatıştırıcı moduna geçip ağzına yumurtayı tıkarken aynı zamanda bana cevap veriyordu.
"Sorun değil Jiminnie, halledeceğiz birlikte. Zaten güz döneminde olduğumuz için çok başvuran olacağını sanmıyorum."
"Bilemiyorum hyung, bu yaz güzel tanındık. İlgi yüksek olur diye düşünüyorum."
Harika yüz ifadelerinden biri vardı şimdi suratında, anlamını biliyordum bunun. Göreceğiz, demekti.
☽☽☽
Yemeğimizi yiyip sofrayı topladıktan sonra çantalarımızı alıp evden çıkmıştık. Okula doğru yürürken bugün derslerim Hoseok hyungunkinden erken biteceği için onu beklerken ne yapacağımı düşünüyordum.
Aklıma geçen hafta kursa giderken gördüğüm kitap kafe gelmişti. Hoseok hyung gelene kadar orada takılabilirdim. Dışarıda oturup sohbet edeceğim pek arkadaşım yoktu benim. Sosyal biri sayılmazdım aslında ama tanıdıklarımla iyi anlaşırdım. En yakınım da Hoseok hyungtu. Çocukluğumuzdan beri beraberdik ki bu da bir sürü şeyi birlikte yapmamızda büyük etkendi.
İkimiz de küçüklüğümüzden beri dans etmeyi, şarkı söylemeyi severdik. Televizyondaki uğrak kanallarımız diğer çocuklar gibi çizgi film kanalları değil müzik kanalları olurdu. Kpop sanatçılarının danslarını yapmaya çalışır birbirimize öğretirdik. Hiç bırakmadık dansı, gelişmek için kurslara gittik ve sonra kendimiz ders vermeye başladık. Ailelerimiz de iyi anlaşıyordu bizim gibi ve birlikte olduğumuz sürece bizi pek kısıtlamıyorlardı, ayrı eve de bu sayede çıkabilmiştik zaten. Şimdi ikimiz de konservatuar bölümündeydik ama o benden bir sene büyük olduğu için derslerimiz de farklıydı haliyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(KURGU DEĞİŞTİ) Only Look At Me || Vmin/Yoonkook
FanfictionEliyle çenemi yukarı kaldırıp gözlerimizi buluşturdu ve dudaklarını oynattı. " Yalnızca bana bak." Her kelimeyi bastırarak söylemişti. Sonrasında yüzünde muzip bir gülüş belirmişti. "Çünkü ben kıskanç bir adamım." Dayanamadım. Öptüm ben de.