Koşarak Hyung'unun arkasından gidiyordu Jungkook. Ahh bu itirafı asla kaçıramazdı kkkkk. Tam o sırada yolda tanıdık iki yüze rastladı Kook. Park Jimin ve Lee Taemin... El ele yürüyorlardı. Jimin... O çok mutlu görünüyordu. Taemin'in yanaklarına bir buse kondurduğunda içi burkulmuştu.
O sırada Seokjin koşarak caddenin karşısındaki parkta oturan Taehyung'a doğru sesleniyordu. Taehyung, kollarını açarak kendisine doğru gelen Jin'i görünce başta şaşırsa da o da kollarını açarak Hyung'unu beklemişti.
Jimin, Taemin'i öptükten sonra onları izleyen bir çift gözü fark etti. Her ne kadar ona ihanet etmiş gibi hissetse de sonuçta Kim Jungkook onu sevmiyordu, değil mi?
Duydukları fren sesiyle Kim Jungkook, Park Jimin ve Lee Taemin bakışlarını aynı anda tanıdık bedene ve arabaya çevirdiler.
Kim Taehyung ise şoktaydı. Çünkü az önce kollarına doğru koşan çocuk şimdi yerde kanlar içinde yatıyordu.
Arabanın içindeki YoonSeok ikilisi için de durum farklı değildi.
Taehyung yine koşarak kanlar içindeki bedeni kolları arasına aldı.
"Tae-Taehyung... B-ben" Seokjin son nefesi bile olsa söylemek istiyordu artık onu sevdiğini.
"Sus, yorma kendini Hyung. Bak etraftaki insanlar ambulansı aradılar. Gelecekler. Korkma! K-k-kurtulacaksın! " bunu söylemesine rağmen Kim Taehyung deliler gibi korkuyordu. Yanlarına koşarak gelen 6 aciz bedene baktı Taehyung. Namjoon bir şirkette anlaşma imzalamıştı. Onun haberini vermek için eve geliyordu ki yolda olan kazayı gördü. Bilmiyordu ki tanıdık bir bedene sahip olacağını.
"T-taehyu-taehyung b-ben s-seni s-s-seviyorm-muşum. A-ama aptal ben b-bunu f-fark e-edemed-dim.".
Taehyung duyduklarıyla daha da parçalandı sanki. Duygularının karşılıksız olmadığını öğrense de sevdiği adam hayatta olmadıktan sonra ne önemi kalırdı. O sırada Seokjin gözlerini sevdiği adamın kollarında kapatmıştı.
"Tanrım, hyung lütfen ölme! Çok hızlı gitmemeliydim! Seni göremedim hyung çok özür dilerim! S-sensiz bir hiçiz!"
Yoongi ağlayarak her ne kadar boşa konuştuğunu bilse de ne konuştuğunu bilmeden konuşuyordu işte. Jungkook ise hâlâ şoktan ne yapacağını bilemez halde Namjoon'a sarılıp ağlıyordu. Sonunda onları Seokjin'in başından çeken, siren sesleri ve ardından ambulanstan inen doktorlardı.