"Güzel hadi gidelim. Nikahımıza geç kalıp misafirlerimizi bekletmeyelim"Ne nikah mı dedi o? Çüş yani oha yok o da olmadı. Neyse şu an okulda değilim dikkat edemeyeceğim sözlerime. Ay düşünceler olacaktı. Of ne saçmalıyordum ben.
Erdem donuk düşünceli halimden rahatsız oldu ve o hiç sevmediğim alaycı ifadesine büründü.
"Anlaşmamızı hatırladığına emin misin sen?"
Başımdan aşağıya dökülen buz gibi soğuk su etkisi yaptı söyledikleri bende. Tabi ya anlaşma!
Para çaldığımı ( yani Eylem'in çaldığını) unutmayacağını söylemişti. Demek anlaşma da devam edecekti. Peki bu durumda bizim şansımız nasıl işleyecekti.
Of Eylem daha ne kadar ileri gittin acaba şu anlaşmada. Hayır açsana telefonlarımı, her şeyden bihaberim. Ben kendi içimde söylenirken onun bana seslendiğini farkettim.
"Ufaklık?"
Genelde kızdığında ufaklık dediğine göre hemen cevap vermeliydim."Hatırlıyorum tabi" Yalanın böylesi. Doğruluktan hiç şaşmayan ben ayak üstü 40 yalan söylüyor oldum resmen.
"Güzel. Hadi gidelim" dedi tekrar.
Kolunu girmem için uzattı ve güverteye doğru yürümeye başladık. Yürürken heyecandan atan kalbimi es geçerek düşünmeye başladım.
Ben nasıl evlenecektim ki şimdi.
Daha kendimce çok küçüktüm.
Sahi Erdem kaç yaşındaydı acaba?
Yeterince güzel oldum mu?
Saçma sapan sorular, ardı arkası kesilmeden beynimde dönerken, paraşütle atlayan jetonum nihayet yere ulaştı ve hüzünle karışık bir sevinç peyda oldu içimde.
Tabi ki bu gerçek bir nikah olmayacaktı. Sonuçta bunun fotoğrafı var, ikametgahı var, sağlık raporu var, nüfus cüzdanı var. Var oğlu var.
Erdem' de bunları yapmadığına göre ikimizin arasında Osman beyi kandırmaya yönelik yapılan sahte bir nikah olacaktı.
Bu gelen farkındalıkla içim biraz olsun rahatlamıştı ama neden en derinlerimde gerçek olmasını diliyordum?
İçten gülemediğimi fark ettiğimde yüzüme sahte bir gülücük kondurup rolümü oynamaya başladım.
Osman bey ve Gül hanım güler yüzleriyle bizi karşılayıp nikahın kıyılacağı alana yönlendirdiler. Bu samimi hallerine karşın onları kandırmak hiç hoşuma gitmiyordu. Ve kalbim anlamsızca boğazımda küt küt atarken etrafı incelemeye başladım.
Güverte beyaz tüllerle süslenmiş kenarlarına mor kurdeleler iliştirilmişti. Kokteyl masaları yuvarlak şekilde dizilmiş tam ortalarına da beyaz ahşaptan yapılmış, uzun bir rahle* konulmuştu.
*Rahle: Okuyup yazma işinde kullanılan, kimileri açılıp kapanabilecek biçimde yapılmış bir tür masa.*
O kadar masanın doluluğuna şaşkınlıkla bakakaldım. Masalarının birinde duran Asya içtenlikle el salladığında heyecanlı bir şekilde geri el salladım.
Küçük bir kız çocuğu koşarak Erdem'in bacağına sarıldığında, Erdem beni bırakarak onu kucağına aldı ve kocaman sevecen bir öpücük kondurdu minik kızın yanağına.
"Benim küçük aşkım nasılmış bakalım" dedi ondan hiç beklenmeyecek çocukça bir tavırla. Küçük kız gülen gözlerini ondan çekip bana çevirdiğinde suratını astı ve bana dil çıkarıp Erdem'in boynuna sımsıkı sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUMİYETİN BEDELİ
قصص عامةİnsan katilini sevebilir mi? O sevdi... Koşulsuz ve geri dönülemez bir şekilde aşık olduğu adam masumiyetinin, saflığının ve tüm güzel duygularının katiliydi. #1 mafya 28.03.2019 #4 ask 26.03.2019 #5 ask 19.03.2019 *** Onu bulmak için 2 gün gere...