7.Bölüm

549 30 10
                                    

(Sinan)

Öykü'nün susmayacağını anladığımda sehpadaki krakerlere falan göz gezdirdim.Ağzına mı tıksam,ama zalımın kızı kendine çekmiş ben uzanana kadar ohooo.En iyi si denemek diye yola çıktım.Öne doğru eğildiğimde olanlar oldu.Öykünün üstüne yığılmıştım ve en kötüsü....dudaklarım dudaklarına değiyordu.Değmekten çok bir birine baskıyla yapışmıştı adeta.Öykü nefesini yüzüme verdiğinde irkildim.Üstünden hızla kalkıp montumu aldım ve kapıya yürüdm."Sinan gidiyor musun?"diye sorunca durdum ve arkamı döndüm.Boynumu kaşıyıp lafa girdim"Gidiyordum ama  istersen kala bilirim". Kanepeye eliyle vurduğun da montumu bir kenara bıraktım ve kanepeye oturdum."Özür dilerim az önce olan"lafımı kesti ve kaza olduğunu bildiğini söyledi."Daha iyi misin?"dedim konuyu kapatmak icin."Biraz belimde aci var ama daha iyiyim ve tesekkur ederim gelmeseydin acidan orda bayilip kalirdim"dedi gülümsemeye çalışarak.Lakin hala korktuğunun farkındaydım."Bir birinden korktuğunun farkindayim,İki anlatman gerek biliyorsun dimi,üç valla noğaldum anlat ya"dedim yalvarırcasına.Son dediğimleyse Öykü kahkaha atmaya başlamıştım."Oy sen şive mi yapıyorsun sen"dedi yanaklarımı sıkmaya başlayınca."Bakıyorum da iyileştiniz siz"dedim kızmış gibi yaparak ama hoşuma gitmişti de."Ya şey akşam yemeğini dışar da birlikte mi yesek?"dedi."Tamam nasıl istersen"desim mprali zaten bozuktu."Ben hemen üstümü değiseyim,geliyorum"diyip hemen merdivenlerdwn yukarı kata doğru çıkmaya başladı.Bende arkasından yardıma ihtiyacı olursa selenmesini söyledim

(Öykü)

Odaya girip kapıyı kapattım.Belimde ağrı vardı ama takmadım.Dolabı açtım ve bir şey aradım.Yanda ki yansımama baktığım da gözüme az önce olanlar geldi.Kendim bipe farketmenden elim dudaklarıma gitmişti.Bir kaç dakika öyle kaldım.Sonra kendi kendini inkaz ederken.Dolaptan Kot etek ve Beyaz kazak aldım.Bunları giydim ve ayağıma bot giydim sonra saat ve kolya takarak saçlarımı dağınık topuz yapıp aşağıya indim."Hazır mısın?"dedi Sinan ayaklanırken.Kafamı onaylarcasına salladığımda,Sinan eliyle kapıyı gösterdi.Bende Uzun Siyah kabanımı alıp giydim.Kemerimi de bağlayıp evden çıktım.

"Nereye gidelim?"dedi Sinan gözünü yoldan ayırmadan."Ya benim eskiden bir kaç kez sahne aldığım bir yer var istersen gidelim"dedim tanıdık olduğu icin ilk aklına o geldi."Tamam sen adresi söyle"dedi bende söyleyip yolu izleneye başladım.İstanbul çok garip bir şehirdi.Koskoca kıtaları birleştiriyordu.O kadar savaş,aşk, hayat görmüştür ki.Bir an dili olsada konuşsa diye içimden arzu ettim.Ama içindeki insanlar tüm güzelliğini kaybettiriyordu.Aklıma Fatih gelince sinirlenmiştim ama Sinan radyoyu açınca ona döndüm.Onu izlediğimi görmesini istemiyordum.Çok iyi bir insandı,ya da öyle gibiydi.

Kapıdan girdiğimiz de beni o kadar sıcak karşıladılar ki,Akşam üstü olanlar aklımdan uçup gitmişti.Masaya oturduk ve çorba sifariş verdik."Bir ben senin sesini dinleyemedim galiba"dedi Sinan yüzünü asarak."Merak etme partner daha çok dinlersin"dedim gülümseyerek."Tabi daha çok var ona"dedi aynı yüz ifadesiyle."Az şikayet et biraz gülümse bak bôyle"dedim kocaman gülümseyerek.Dediğim üstüne sessiz bir kahkaha attı."Aferin Sayın Tuzcuuu"dedim.

Çorbaları içmeye başlamışık.Arada göz ucuyla Sinana bakıyordum.O da aynısını yapıyordu.Buranın eski müşterilerinden birini gördüğümde başımla selam verdim.Biraz sonra garsonlardan biri geldi ve eğilip kulağıma müşterinin ricada bulunduğunu söyledi."Neymiş ricası?"dedim.Sinan da bize garip garip baktı."Bu gün bizim için bir kaç bir şey söyleye bilir mi dedi"diyince onların masasına baktom.Onları tanırdım hatta düğünlerine davet bile edilmiştim."Ynai arkadaşımı yanlız bırakmak istemiyorum ama Sinaj sana sorun olur mu?"dedim Sinana dönerek."Tabi ki olmaz az önce bendim şikayet eden"diyince tamam anlamında kafamı salladım ve suyumdan yudum alıp sahneye doğru yürüdüm.Eskiden her akşam oturduğum sandelyeme oturdum ve arkadaki küçük orkestraya şarkıya girmelerini rica ettim.

Sol YanımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin