5. Bölüm

5.5K 186 120
                                    

↬ Bir erkeğin yumruğundan daha serttir bir kadının son sözü: Çünkü biri dişlerini döker, diğeri düşlerini. 

Deniz ღ  

Etraftaki sesleri duyuyordum ama tam olarak algılayamıyordum. Yavaşça kafamı sağ tarafa doğru kıpırdattım.  Gözlerimi yavaşça açıp bembeyaz tavanı seyrede durdum. Gözlerimi yorgun bir şekilde olduğum odada gezdirdim. 

Klasik hastane odasında olduğumu anlayınca doğrulmaya çalıştım. Başıma giren acıyla ufak bir çığlık kaçırdım ağzımdan. Odanın kapısı açılınca içeri hemşireyle birlikte Semih girdi.

Semih doğrulmam için yardım edince gülümsedim. Arkamdaki yastığı düzeltince rahatça oturmuştum.

Elimi başıma götürüp acıyan yere dokundum. Hissettiğim sargı beziyle kaşlarımı çattım. Bana neler olmuştu? Neden hastanedeydim?

Gözümün önüne gelen bir kaç görüntüyle birlikte kaşlarımı çattım. Ben saldırıya uğramıştım. Dışarıda ki kalabalık geldi sonra gözümün önüne. Erkeklerin bana bakıp sırıtması kadınların bana acıyan gözlerle bakması. Sonra da o karagöz!

Olduğu yerden izlemişti! 

Semihin elini yanağımda hissedince daha yeni fark ettiğim göz yaşımı sildi. İçeri giren Polisler baş selamı verip başımda durdular.

Semih sonra gelmelerini istemişti. Ama ben engel olmuştum. Madem ifadem alınacaktı alınsın o zaman.

Orta yaşlarda olan polis memuru bana bakıp"Geçmiş olsun Deniz hanım"dedi.

Zorla gülümseyip kafamı salladım."Teşekkürler."

"Doktor Mesut bey iyi olduğunuzu ve ifade verebileceğinizi söyledi. Kendinizi iyi hissediyorsanız lütfen bize olayı anlatır mısınız?"dedi memur bey.

Dudaklarımı ısırıp semihe baktım. Anlatmam için kafası salladı. Hayır anlatmayacaktım. Bir yola girdiysem tek başıma çıkmalıydım bu işin içinden.

"Olayın nasıl olduğunu tam olarak bilmiyorum. Sanırım çocuklar yanlışlıkla taş attılar. Hem öyle büyük bir durum yok. Sadece taş çok sivriydi. Sonuçta böyle oldu."dedim.

Semih bana kızgın bir şekilde bakıp çıktı odadan. Kafamı eğip parmaklarımla oynadım. İki poliste yeniden geçmiş olsun dileklerini dileyip çıktı odadan. Üstümdeki örtüyü çekip ayaklarımı sarktım yataktan. Tüm köy halkı bunun hesabını ödeyecekti!

Boğazımdaki ağrıyla öksürdüm. Çok fena bir şekilde üşütüp hasta olmuştum. Hemde bu sıcak havada.

Sürahiyi alıp boş bardağı doldurdum. Suyu içip bardağı geri yerine bıraktım. Kenarda duran güllere baktım. Çok güzel görünüyordu. Demet demet olan gülü alıp kokladım. Çok güzel kokuyordu. Üzerindeki notu görünce yavaşça aldım. Siyah küçük notu açtım.

"Git!"

Bir kelime üç harften oluşan bir not. "Git!"  yazıyordu. Notu buruşturup gülle birlikte yatağın yanındaki çöp kutusuna attım. Aslında o kadar güzel de kokmuyordu. Burun kıvırıp ayağa kalktım. Odaya pat diye giren aslıyı görünce çığlık attım.

Aslı Kırmızı gözleriyle sıkıca sarıldı bana. Salya sümük ağlayıp geri çekildi.

"Kızım sen var ya bir gün beni kalpten götüreceksin!"dedi.

Başımdaki sargıyı çıkarıp odanın bir köşesine attım. Benim daha mühim işlerim vardı. Ufacık bir çizik yüzünden hastaneye geldiğime inanamıyorum. Aslı ayaklarını yere vurup kolumu tuttu.

KUM TANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin