öpüşme!

5.1K 158 10
                                    

İyi Okumalar...

Eve geldiğim gibi Andaç'ın odasına çıktım. Herşeyi onla paylaşırdım. Odaya girdiğimde Andaç gülerek telefona bakıyordu. "Hayırdır spaydi?!" diyrek yatağa oturdum. Ben ne olduğunu anlayamadan bana sarıldı. "N'oluyor be?!" "Emeri, Türkiye'ye geliyor!" "şu sarışın kız mı?" "evet" Ah hatırladım çakma sarışın kız. Bakmayın öyle dediğime  sevimli bir kız severim onu. Andaç'la da dört aydır çıkıyorlar, fakat buraya gelmek zorunda kaldığımızdan ayrılma kararı almışları. Tabii Andaç Onu unutamadı ayrı bir konu! Neyse sonuç olarak tekrar görecekler birbirlerini!

Andaç'la gülerken içeri dayım girdi. "N'oluyor bakayım size?" "hiiç" aynı anda dediğimiz için tekrar gülmeye başladık. "Neyse hadi yemeğe" diyerek çıktı. Bizde gülerek aşağı indik.  Annem yanında  bir adamla bize bakıyordu. "Anne bu bey kim?" diyerek yanlarına gittik. Annem "bu bey benim burdaki iş arkadaşım, babanızı bulmanızda bize yardım edecek" annemin bu dediğine mutlu olmuştuk. Fakat fazla umursamamıştım. Babamı bulunca nolacaktı ki? Bizi sevecekmiydi bakalım! İstiyecekmiydi. Ya o Ege denen çocuk o napacaktı?! O istiycekmiydi? Gerçi ona ne oluyorsa sanki babamın gerçek oğlu! "peki hadi oturalım ben çok açım" dedi aç Andaç!  Cidden nasıl vücudu böyle olabiliryor?! Bende mi gitsem spor salonuna, belki vücudumda azcık kas olur!  

Adam yani Cafer bey bize birsürü bişey anlattı. Babamızı bulma konusunda! Adam psikiyatır bize destek veriyor! Kendince!  Biz de biliyoruz -beni geçtim- Andaç'ı gördüğünde tepki vereceğini, Beni tanıyor beni sever ama Andaç!? Cafer bey Andaç'ı bir odaya sokup birşeyler konuştu. Andaç ordan çıktığında biraz daha rahattı. Ee adam işini biliyor!

Sabah bir de Temel Bilgi Teknolojileri Kullanımı dersim vardı. O yüzden gece biraz geç yatmıştım. Biraz araştırma yaptım!  Şirketin anasayfasına girip patronlara baktım. Bir tanesinin yani babamın fotoğrafı yoktu. O kadar merak ediyordum ki onu! Dokuz yılda ne kadar değişmişti acaba!? Gözyaşlarımı engelliyemiyordum. O kadar özlemiştim ki onu! Annem neden engellediyse sanki görüşmemizi!?

Saat onda kalkıp banyoya girdim. Andaç bugün okula başlıyordu o yüzden annem Andaç'ı okula bıraktı e ordan şirkete gitti. Nerden mi biliyorum su almak için aşağı indiğimde kapıdaki notu gördüm. Neyse ben banyodaki tüm işlerimi halleddip tekrar odaya girdim. Odamdaki küçük giysi odasına girip Gri bir ince kazak tarzı salaş birşey giyip altına pileli kısa kahverengi etek giydim. Ayakkabı olarak da kahverengi topuklu botlarımı giydim. Büyük kahverengi çantamıda alıp mutfağa gittim. Kendime mısır gevreği koyup sütü ocağa koydum. Evet sıcak yemeyi seviyorum. O sırada yukarı çıkıp küçük not defteri alıp, çektirdiğim fotokopileri çantama koydum. Tekrar mutfağa gidip gevreğimi yedim. Üzerine bir büyük bardak soğuk su içip arabamın anahtarını aldım ve dışarı çıktım. İçimden Ege'yi görmek için dua etsemde, onu gördüğümde elim ayağıma dolanır diye korkuyordum. Çocuk yakışıklıydı. Gözleri harikaydı. Off tamam kapayın konuyu!!!! 

Otoparka girdiğimde, o kız ve Ege  sarmaş dolaştılar. Hayır bu salaklar neden hep otoparktalar bunların dersi yok mu adapte mi olamadılar okula nedir yani?! Arabadan inip havalı yürüyüşümle yanlarından geçtim. Hani olur ya havalı havalı yürürken başınıza birşey gelir. Şükür ki olmadı. Adım gibi emindim ki Ege arkamdan bakakalmıştı. Peki umrumdamıydı? Tabii ki umrumdaydı! 

Eve gelip direk odaya çıktım üzerime pijama takımımı giyip tekrar koşarak aşağı indim. Annemle dayım iş yemeğindeydi. Andaç, Emeri'yle oteldeydi ve benden dünya kadar para almıştı. Hayır gel evde yap ben giderim yani! Ama yok illa para harcayacak! İt! Televizyonuma en sevdiğim filmi koyup izlemeye başladım. Evet mısırda patlatmıştım ve yanında da suyum. Asitli şeyler içemezdim. Filmimin en güzel yerinde telefonum çaldı. Arayan bilinmeyen bir numaraydı. Vallah telefonu bilinmeyen numaralara kapatıcam! Bu ne ya arayan arayana! "Alo bana bak yeter aramayın kardeşim! Hayır kimsin ki sen de beni arıyorsun?! Birdaha ararsan vallah polise giderim!" diyip suratına kapattım! Gerzek insan!

Sabah en sevdiğim kombini yapıp çıktım evden, Benim tarzım aslında buydu da bakmayın işte arada havalnıyordum. Arabayı otoparka park edip koşarak anfiye gittim. Sanırım geç kalmıştım, yavaşça içeri süzülüp arkalarda bir yer oturdum. Ders mimari proje dersiydi. En sevdiğim ders en sevmediğim hoca! Kadın elli yaşında bizim gibi çıtırlarla yarışıyor! Kızıl saçlar kısa etekler açık saçık salaş bluzler! Salak kadın!

Ders bitiminde kampüsün kantinine girip kenime tostburger ve çay aldım! Bugün fazla yoğundu. Eeee bir haftadır el bebek gül bebek nereye kadar?! Telefonum çalınca, elimdekileri masaya bırakıp elime telefonumu aldım annem arıyordu. "Efendim kraliçem?" "kuzum biz dayınla iş için İngiltere'ye gitmek zorundayız. Siz idare edebilirmisiniz?" "anne anne çocuk muyuz biz? Tamam Andaç hala bir çocuk ama ben değilim!" "tamam şampuan sakin ol!" "anne anne sana hiç yakışıyor mu? Kırk yaşında oldun artık!" "of tamam be hep moralimi boz zaten!" "öptüm sultanım" "hadi dikkat edin!" diyip kapadı. Hep suratıma kapa zaten! Önümdekilere baktığımda iştahım kaçmıştı. Zaten tostumda soğumuştu! Çay desen buz gibi! Masama konan kağıtları görünce kafamı telefondan kaldırdım. Bilin bakalım kim? Evet doğru tahmin Ege! Ne istiyor bu çocuk benden! "Yine ne var Ege DEMİR!" "birşey yok sen nasılsın?" "yılışık ukala" "oh oh ne güzel" "kendi kendine mi konuşuyorsun?" "ya iyiyim sağol! Senden Teknoloji Tasarım dersinin notları var mı?"  "var?" dedim soru sorar şekilde, napıcaktı ki o notları! "Şey bana verebilirmisin?" "neden?" "bende yok da" "var ama evde anca yarına" suratını asıp "hadi yaa" "git sevgilinden iste" "olmaz" "neden?" bak şimdi merak etmiştim. "Ayrıldık!" aman zaten çırpı bacaklı suratsızın tekiydi. "Niye ya?" "of çok kavgacı her dediğime bir kulp buluyordu. Bende bitirdim!" "aman pişman olma da!" "olmam" diyere kalktı. Benimde kolumu tutup kaldırdı! "Napıyorsun ya!?" "hadi gidip alalım" "saçmalama" "neden? Cidden lazım ya" "ya git başka arkadaşın mı yok!?" "yok hanımefendi!" bu ani çıkışı şaşırtmıştı beni! Sesi yüzünden hafif geri adım atmıştım. "Özür dilerim, hadi gidelim lütfen!" "ya ben ve-vermek istemiyorum belki" "bende verecen diyorum!" diyerek beni sürüklemeye başladı. Herkes bize bakarken! Ben utançtan yerin dibine girmiştim. Arabanın yanına geldiğimizde "arabana bin seni takip edicem" diyip kendi porsche'sine bindi. Korkudan elim ayağıma dolandı. Hemen arabaya binip evin yolunu tuttum. Korkudan bir dünya trafik kuralını ihlal etmiştim. Vallah birsürü ceza yedim. Dayım öldürecek beni! 

Eve geldiğim gibi içeri girdim ve fotokopileri aldım. Ege içeri girmeden dışarı çıktım. "Al!" diyip çekingen bir tavırla elimdekileir uzattım. Kafam eğik bir şekilde ona bakıyordum. Filmlerdeki gibi eliyle çenemi tutup kaldırdı. "Özür dilerim... Ben öyle yapmak istemedim. Lanet olsun asma suratını" gözlerimi gözlerine diktiğimde, gözlerinin ne kadar güzel olduğuna tekrar karar verdim. En sevdiğim göz rengi bu çocukta vardı. Anne babası kimse Maşallah! "kendini üzme N'olur? Aptalım ben!" "biliyorum hatta ağaçsın" diyip çektim ellerini üstümden! "Git, hadi lütfen!" "özrümü kabul et gideyim" diyerek beni kolları arasına aldı. "Rahat dur! Ne bu samimiyet!" diyerek iteledim onu! Sevmiyordum ben böyle işleri. Evet doğru sevmiyorum ne kadar bakire olmasamda sevmiyordum! "Özrümü kabul et hadi!" "tamam ettim hadi defol!" diyerek kapıyı kilitleedim ve arabay ilerledim. Ege kolumu tutup beni kendine çevirip ellerini yaklarıma koydu ve beni öptü. Size diyorum beni diyorum öptü diyorum. Hayır sen elindekileri nereye bıraktın da beni kendine çevirip öpmeye kalktın! Sen kimsin! Pardon da ben niye karşılık veriyorum!

Multide en önemlisi Andaç var, sonra Belis'in kıyagfeti ve pijama takımı var öpüşme sahnesini kendiniz hayal edin istedim. Sizi seviyorum....

Ege'nin Umut'u -Düzenleme yapılıyor-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin