........
Sabah uykusunu almış bir şekilde gözlerini araladı Jimin. Her zamanki gibi sessizdi ev. Kalktı ve banyoya gitti,yavaş adımlarla.İşlerini hallettikten sonra aşağıya kahvaltısını yapmaya indi.
Bu evde ondan başka sadece , bir bayan vardı, oda yardımcı olarak çalışırdı. Adını bilmiyordu, yasaktı söylemesi. Annesi gibi davranırdı hep ona ama annesi gibi yapamadığı tek şey ona olan bakışlarıydı.jimin parmak izi gibi insanların bakışlarının da kişiye özel olduğunu düşürdü.
Burda çalışan yardımcı kadının bakışları, ona belli etmemeye çalışsa da,her
zaman üzüntü ve acıma yüklüydü. Tabi sevgi de barındırıyordu bakışlarında hep.Artık alışmıştı onun bakışlarına.Kahvaltısını yaparken ajummaya yeni bitirdiği mangasını anlatıyordu. Ajumma ise onu ilgiyle dinliyordu. Çünkü biliyordu ajummah bu çoçuğun hayatta zevk aldığı tek şeyin manga okumak olduğunu. Kahvaltısını yaptıktan sonra ajummaya haber verip odasına çıktı.
Ve evdeki küçük kütüphanesine yol aldı.
Bir anda kalbine sızı hissetti, gözleri kararmaya başladı ve dizleri artık bedenini tutamayacak hale geldiğinde kitaplığa çarparak düştü. Üstüne düşen kitaplarda biri kafasına düşmüş ve kaşını patlamıştı.
Canını acıtmıştı, kalbi kadar acımasada.Kalbinde oluşan acı hoşuna gidiyordu aslında, çünkü ona hayatta olduğunu hatırlatan tek şey , sağı solu belli olmayan bu sancıydı.
....................
Uyandığında evdeydi. Ölmediğini biliyordu çünkü solunda hafif bir sızı vardı.
Bir ses duyuyordu, bu ses ajummanın sesi değildi. Çok güzel , kulaklarını okşayan, bir erkek sesiydi. Gözlerimi sesin geldiği yere çevirdi.
Boyu onun boylarında , ondan biraz büyük bir adam vardı karşısında. O an kalbinin teklediğini hissetti. Ve bunun sebebinin hastalığı olduğunu düşündü.
Ardından çok sessiz bir şekilde ayağa kalktı , bakışları güzel adam onu fark etmişti.
O... O çok güzeldi. Gerçek olamayacak kadar güzeldi.
Okuduğu mangalardaki karakterler gibi sanki özenle çizilmişti.
Çatık kaşlarıyla jimine bakıyordu. Yavaşça ona doğru ilerledi jimin. Korkuyordu , bunun bir Rüya olmasından çok korkuyordu, ellerini olabildiğince yavaş bir şekilde yüz hizasına getirdi, o güzel adamın.
Hala dokunup dokunmamak konusunda kararsızdı.
Sonra ani bir cesaretle işaret parmağıyla yanağını dürttü Jimin karşısındaki genç adamın.Teni yumuşacıktı. Jimin yanağını dürterken, genç adamın çatık olan kaşlarını sanki daha da catabilirmiş gibi çatmıştı.
Gece gibi siyah olan saçları vardı ve buna ek olarak burnunun üstüne serpiştirilmiş çilleri ya da yıldızları.
Adama bakmak yıldızlarla dolu gökyüzüne bakmak gibiydi Jimin için.Yavaşça yanaklarını avuçladı Jimin, Yüzünü çok ilginç bir şeymiş gibi, dikkatle gözlerini sonuna kadar açarak, inceledi genç adamı. Daha da yaklaştı, ta ki aralarında bir nefeslik mesafe kalana kadar , küçük olanın nefesleri güzel adamın dudaklarına çarpıyordu.
Ardından dudaklarından sadece bir cümle firar etti minik olanın:"_ şuana kadar ki gördüğüm en güzel varlık sizsiniz bayım."
♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠