Not: Bu kitap Epsilon yayınevi aracılığıyla basılmış olup, yalnızca 20 Bölümü Wattpad'te bulunmaktadır. İlk defa okuyanlar ya da yeniden okumak isteyenler, kitaptaki haliyle buradan okuyabilir. Sevgiler.
Medya: Rüya Alaca ♥
***
6
İnsan bazen kendini bilmediği büyülü bir akıntının içinde sürükleniyormuş gibi hisseder. Hatta yolun sonunun iyi bir yere varmayacağını, vardığında ise artık geri dönüşü olmayacağını... Sürüklenirken bunun farkında olanlar, akıntının kenarındaki ot parçalarını tutarak kendini durdurmaya çalışır. Çünkü artık gözü açılmıştır, her şeyin farkındadır ve sonunda pişman olmak istemez. Ama kendini akıntının büyüsüne kaptırıp, yolun sonunu hesaba katamayanlar ömür boyu ıstırap ve pişmanlık içinde kıvranacak, zamanı geri almak istese de bunu ne yazık ki başaramayacaktır.
Buğra, dehşet içinde tüm anlattıklarımı dinledikten sonra, "Siktir,'' dedi sondaki 'i' harfini abartıyla uzatarak. "Kızım sen ne ara bu kadar şey yaşadın? Niye en başında bana haber vermedin? Ve asıl soru hangi deli aklıyla o herifin holdingini bastın? Manyak mısın?''
Sıkıntıyla göğsümü şişirip indirdim. "Bilmiyorum Buğriş, oldu işte.''
"Anlattıklarına bakılırsa adam yine insaflı çıkmış ama. Ben olsam çok daha kötü şeyler yapardım.'' Duraksadı. "Toplantı basmak nedir kızım ya? Hiç hayal edemiyorum seni o halde.''
"Ben de öyle bir hayalde başrol olmak istemezdim zaten,'' deyip istemsizce sesimi yükselttim. Sanki bağırırsam yaptıklarımı yok sayabilirmişim gibi... "Ama oldu işte bir kere. Hem tüm bunların sorumlusu senken sakın bana ak kaşık muamelesi yapma Buğra. Ne olduysa senin yüzünden oldu!''
Buğra hemen kendini savundu. "Ben mi dedim be git adamla yüzleş diye? Aksine, sen bana bu otel olayını filan en başında anlatsaydın ben o adamı doğduğuna pişman ederdim. Kusura bakma ama zor yola sapan sensin aşkım.''
Hayretle ona baktım. "Suç bende mi yani?''
"Evet,'' dedi Buğra. "Adamla kendin konuşup, planı kendin kurmuşsun. Yetmemiş adamın anlaşmasını bile bozmaya kalkmışsın. Pardon da Rüya, suçlu sen olmayacaksın da bakkal Sıddık Amca mı olacak?''
Sinirle yumruklarımı sıktım. "Ben o adamın üstesinden geleceğimi düşünmüştüm,'' derken çileden çıkmama artık ramak kalmıştı. "Ne bileyim sahte bir hesapla yazıştığımı?''
"Valla aşkım senin böyle yüzleşme meraklısı olduğunu bilseydim en başında eline bir e-posta kullanma kılavuzu verirdim. Ama demek ki yıllar da geçse insan insanı tam olarak tanıyamıyormuş...''
"Ne güzel ya,'' deyip sinirle gülümsemeden edemedim. "O kibir yığını adam insaflı olsun, her şeyin başlamasına sebep olan sen suçsuz ol. Ama ben bu hikâyedeki tek kabahatli olayım. En yakın arkadaşım bile olaya böyle bakıyorsa bir başkasının düşüncelerini hayal dahi edemiyorum.''
"Dost acı söyler diye boşuna dememişler.''
Ona ölümcül bir bakış attım. Her şeyi en ince detayına kadar anlatmış olmama rağmen hâlâ bana kabahat bulmasına inanamıyordum. Ya ben küçük şeylere haddinden fazla anlam yüklüyordum ya da onlar anlamlı olan şeyleri görmezden geliyordu. Hangisi olursa olsun ben yaptıklarımın arkasındaydım.
"Seninle daha fazla tartışmayacağım Buğra,'' deyip oturduğum yerden kalktım. "Biraz yalnız kalıp yarın ne yapmam gerektiğini düşüneceğim. Sen hiç rahatını bozma. Nasılsa tek suçlu benim ya, bu işi de tek başıma hallederim hiç merak etme.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Rüyanın Peşinden
RomanceKader midir iki insanı bir araya getirip sonsuz yolculuğa çıkaran, yoksa atılan ilk adım mıdır aslında kader çizgisini oluşturan? Yazar Rüya Alaca'nın bu soruya verecek cevabı yoktu. Arkadaşının ısrarı üzerine hiç tanımadığı bir adama e-posta gönder...