*Bu benim yazdığım ilk fic o yüzden ona göre değerlendirseniz sevinirim ^^ Beğenmeniz dileyiyle ^^*
Saat neredeyse 5:30’du Luhan aniden uyanmıştı.Yataktan kalkmak istemişti ama sevgilisi ona öyle sıkı sarılmıştı ki onu uyandırmadan kalkamsı imkansızı. Bu yüzden Luhan sadece yattığı yerde doğruldu ve ona sarılıp huzulra uyuyan sevgilisinin saçlarını okşamaya başladı.Okşarken de bir yandan kafasından şu sözler geçti “Acaba rüyasında ne görüyor da bu kadar huzurlu?”.Yaklaşık bir buçuk saat sonra da Xiumin gözlerini açmıştı, açtığı anda kafasını kaldırıp Luhan’nın gözlerinin içine uykulu uykulu baktı ve uykulu bir sesle konuşutu “Ne zamandır uyanıksın?” Luhan kafasını saate döndürdü baktı “ Imm yaklaşık bir buçuk saattir.” “Peki beni neden uyandırmadın?” “Hım.. Çok güzel uyuyordun, o kadar huzurlu görünüyordun ki uyandıramadım.” “Seni salak şey.” “Yalnız baozi…” “Im?” “Ben çok açım.” Xiumin o anda Luhan’nın beline sarmış olduğu kollarını ondan çekti ve doğruldu ama onun doğrulmasıyla Luhan’nın onu kendine çekmesi bir oldu. “Ama böyle durmak çok hoşuma gitti.” “Ama açsın” “Biraz daha böyle dursak olmaz mı?” Luhan o anda Xiumin’e iyice sarılmıştı.Xiumin’nin kafası tam Luhan’nın kalbinin üzerindeydi.Xiumin Luhan’nın kalp atışlarını dinlerken konuştu “Peki ama kısa bir süreliğine, evlenmek üzere olduğum adamın açlıktan ölmesini istemem.” “Pekala baozi öyle olsun” Luhan bunu dediğinde Xiumin’nin kafasına kafasını koymuştu ve gözlerini kapatıp konuşmaya devam etti. “Seni çok seviyorum baozi.” Xiumin buna karşılık sadece Luhan’a sevgi dolu bir sarılış verdi.Bir süre sonra Luhan’nın karnından guruldama sesleri geldi.“Luhan bence artık beni bırakmalısın.” “Bence bu konuda haklı olabilirsin” Luhan bunu söylerken gülüyordu ve yavaş yavaş Xiumin’den kollarını çekti.Xiumin doğruldu ve sevgilisinin dudaklarına sıcak bir öpücük bırakıp kalkıp banyoya gitti.Elini yüzünü yıkadıktan sonra da hemen mutfağa gidip güzel bir kahvaltı hazırladı.
***
“Luhan, kahvaltı yaparken şu telefonu bırakamaz mısın?”
“Özür dilerim sadece bildirimlere bakıyorudum.”
“Pekala özürünüz kabul edilmiştir.”
“Bugün de JongDae gelecek mi?”
“O da nereden çıktı şimdi Luhan?”
“Sadece merak ettim iki gün üst üste gelince.”
“Luhan yoksa beni çocukluk arkadaşımdan mı kıskanıyorsun?”
“Ben mi? Hahaha ben kıskanmak? Çok komiksin Baozi. Hahaha Evet. *-_- aynı bu bakıştan atar Xiumin’e*”
“Luhan saçmalama! Onu kıskanmana gerek yok, benim için erkek kardeşten farksız birisi.”
“Yinede seni benden daha uzun süredir tanıyor.”
“Bunu umursama bile ve düzgünce kahvaltını yap.”
O anda Luhan’nın telefonu çaldı arayan Amerika’dan arkadaşı Dylan’dı.Luhan hemen telefonu açtı.
“Dylan?”
“Evet benim.”
“Bunca zaman sonra aramak da nereden aklına geldi?”
“Senin arayacağın yoktu bende ben arasam iyi olur dedim.”
“Ah çok uzun zaman oldu öyle değil mi?”
“Anlaşılan kendine bir sevgili yaptın ve beni unuttun.”
“Seni sevdiğimi bilirsin Dylan.”