"Az değiliz..Ümitsiz hiç.
Kırılmakla bitmez kalbimiz.""Evet!Yüzlerce kez evet!"
Kalbimdeki nidalar içime sığmıyor,adetâ bağırıyordum.Evet ben..Ben ki konuşması duyulmayan kız, bağırıyordum.
Ömer'in sevinçli kahkahası sahili inletiyordu.Ne yapacağımı bilmediğimden sarıldım boynuna.Saniyesinde belimde hissettiğim kollar ve ayaklarımın yerden kesilmesi.Beni etrafında döndüren Ömer benden daha mutluydu.
Beni geri bıraktığında nefes nefese"Seni dünyanın en mutlu kadını yapacağım!Evlendiğin için bir kere pişmanlık duymayacaksın!"dedi.
"Hiç şüphem yok."diyerek baktım ışıldayan gözlerine.
"Seni şuan mutlu görüyorum ya,benden mutlusu yok be!"
"Ya Ömer.."
Dişlerini göstererek gülen Ömer'e bende eşlik ettim.
"Şimdi.."dedi ve elimden nazikçe tuttu.
"Akşam yemeğinde bana eşlik eder misiniz Deniz Hanım?"diyerek masaya doğru ilerledi.Sandalyemi geriye doğru çekerek oturtturtu beni.Kendimi bir sarayın prensesi gibi hissediyordum.Öyle değerli,öyle mutlu.
Masa kıyıya yakın olduğu için çıplak ayaklarıma su değiyordu.Bu o kadar keyifliydi ki..Karşımda sevdiğim adam,vakitlerden akşam ve denizin mükemmel kokusu.Beni bu anda bırakabilirlerdi..
"Vişne suyu,en sevdiğin."dedi bardağımı doldururken.Hakkımda bilinenler listesi çoğalırken sevinçle sol elimle gözlerimi kapattım.İçten içe kendime gülerken"Mahrum etme gülümsemeni benden."dedi.
İki elimle yüzümün tamamını kapatırken sessiz ama bastırarak"Ömer!"dedim.Kahkakası kalbimi yeniden fethederken bende mahrum kalmak istemedim ve baktım gülüşüne..
"Hangi ara yaptın bunca şeyi."dedim etrafa hayranlıkla bakarken.
"Senden ayrı olduğum zaman."
"Taa Diyarbakır'da iken mi yaptın?"dedim şaşkınlıkla.
"Hayır.Görevden gelince direkt bunlarla uğraştım.Eve o yüzden biraz geç geldim"
"Ha telefonda ki o ağabey.."
Yeni anladığım şeyle Ömer kafasını salladı.
"Ben o sıra kördüm galiba.Hiç bir şey anlamamışım"
"Allah göstermesin!"dedi çatık kaşlarla.Ekledi"Bu arada iki gün sonra kınan,bir hafta sonra düğünümüz var."
Elimdeki çatal düşerken içtiğim meyve suyu boğazıma kaçtı ve öksürmeye başladım.Ömer aniden kalkıp yanıma geldi.Sırtıma yavaşça vurmaya başladı.
"İyi misin güzelim?Su iç biraz!"diyerek uzattı bardağı.Suyu içtim ve biraz kendime gelirken bana aşağıdan bakan Ömer'e kızdım.
"Asıl sen iyi misin?Ne demek kınan var düğünümüz var!"
Ayağa kalkan Ömer benden uzaklaşarak masanın etrafında döndü."Burama kadar geldi!"diyerek saç başlangıcının olduğu yere hizaladı elini.
"Yok Barış'tı yok oydu buydu..Dayanamıyorum kızım artık!Evleneceğiz dedim bitti."
"Ya tamam evlenelim!Ama bu kadar erken değil.Ne oturacak evimiz var ne eşyamız ne gelinlik ne damatlık!Daha bir sürü şey!"
"Ev tamam.Eşyalara yarın bakmaya gideceğiz,e iki hafta içinde de bi gelinlik seçersin herhalde kendine."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarım Kalan Sevda
Spiritual"Kalp dediğin bilir imkansızlık şiirini de ya gözlerim? Gözlerim en yaralı yerim benim.Gözlerim gözlerinsiz kalınca ben sabahı nasıl ederim? Kararmaz mı bütün dünyam bir ömür? Ya nasıl öğreteyim sendeki imkansızlığımı ellerime? Bir an bile kavuşamay...