Jimin sırıtarak telefonunu cebine koydu ve ayağa kalkarak sınıftan çıktı. Kimseden izin almasına gerek yoktu, bu okul babasınındı ve babası Jimin'i fazla seviyordu. O ne isterse yapardı. Daha önce onlarca öğretmeni işinden etmişti.
Eşyalarıyla birlikte sınıftan çıkan gri saçlı çocuk okulun dış kapısına yöneldi ve bahçede duran arabayı görünce sırıtıp ona doğru koşmaya başladı.
Yolcu koltuğuna oturup ona bakan bedene sırıttı.
"Selam"
Siyah saçlı oğlan cevap vermeyip hızla arabayı çalıştırdı. Jimin, altında ki şişliği fark edip küçük bir kahkaha attı ve hafif terlemiş oğlanın saçlarıyla oynamaya başladı.
Saçlarını bırakıp bacağına elini koydu ve okşamaya başladı. Eli yukarı çıkarken siyah saçlı arabayı durdurdu. Issız, karanlık, küçük ve sessiz bir sokaktaydılar. Büyük olanın dayanamadığını anladığında eli yukarı çıktı ve üyesine baskı uyguladı.
Bu sefer başını arkaya yatırıp inlemesine memnuniyetle sırıtıp elini çekti ve ceketini çıkartmaya başladı.
O sırada büyük olan koltuğu olabildiğince geriye çekmiş ve yatırmıştı. Jimin üzerinde tek kalan pantolon ile siyah saçlının omuzlarından tutunarak kucağına oturdu. Bir yandan sürtünürken diğer yandan dudaklarına saldırıyordu.
Jimin, saçlarından tutup başını arkaya yatırarak boynuna yöneldi bu sefer. Emiyor ve ısırıyordu. Siyah saçlı ise elini kalçalarına atmış yoğuruyordu. Ani bir hareketle onu direksiyona oturtup pantolonunu hırsla çıkardı. Kendi pantolonunu da bacaklarından sıyırdığında küçük olanı kendine çekip üyesinin üzerine oturttu. Jimin'den inleme ve bağırma arasında kalan bir ses çıktı. Daha rahat hissettiğinde hızla zıplamaya başladı kucağında.
İkisi de boş sokağa inlemelerini bırakırken çekinmiyordu. Jimin prostatına değen üyeyle çığlık atıp daha da hızlanmaya başladı. Siyah saçlı da baldırlarından yardım ediyordu zıplamasına.
Çok geçmeden Jungkook'un adını inleyerek boşalan Jimin'in ardından siyah saçlı da boşalmıştı. Kucağında dinlenirken Jungkook sessizliği bozdu.
"Seni evine bırakayım" Jimin, Jungkook'un ensesindeki saçlarla oynarken mırıldamalarla itiraz etti.
"İstemiyorum. Sana gidelim"
"Bugün gelemezsin üzgünüm"
"Yine mi sevgilin gelecek Jungkook?"
"Ah hayır bu sefer annemler gelecek"
"Hm peki. Evime bırak beni" Üstünden kalkıp üzerini giydi ve eve gelene kadar dışarıyı izledi Jimin.
Geldiklerinde görüşürüz demek veya sarılmak için Jungkook'a baktı. Ama Jungkook düz bir ifade ile önüne bakıyordu. Jimin yüzü düşerek aşağı indi ve hızla ayrılan arabanın arkasından baktı.
Jungkook böyleydi işte işini gördüğü gibi uzaklaşıyordu ondan. Yaklaşmasına izin vermiyordu. Jimin biraz daha dışarıda durursa donacağını anlayarak kapıya doğru koştu ve titreyen elleriyle zorla eve attı kendini.
kotu yazmisim uzerime gelmeyin tm mi💔😩
yeniden paylasiyorum bir onceki bolumu okumayi unutmayin🤕😙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
just friends
Fanfiction"uyandığımda seni yanımda görmek istiyorum" ♥︎jikook -half? texting- -smut-