"Hmmm" Yatakta hafifçe homurdanıyordum.Bahar sıcağının yüzümü okşamasıyla hafifçe gülümsedim. Gözlerimi bir kaç kırpmayla açtım. Yatağımdan dirseklerime yüklenerek doğruldum ve balkonuma çıktım. Etrafta biraz göz gezdirdikten sonra aşağıya indim. "Günaydın Prenses." gelen sese başımı çevirdiğimde gülümseyen babamı gördüm "Günaydın Baba." diyerek cevap verdim. "Arya, Saat on bir oldu sınıf arkadaşların 4 saat önceden uyanıp hazırlanmaya başlamıştır bile." Ah, tabi 4. Yıl Balosu. "Merak etme baba." diyerek gülümsedim, şükürler olsun ki babam tam cevap verecekken telefonu çaldı ve evden çıktı. Mutfağa gidip evdeki yardımcılarımıza omlet istediğimi söyledim. Kahvaltının hazırlanmasını beklerken biraz telefonumda dolandım. Babamın dediği gibi bir çok kız buluşup hazırlanmaya başlamıştı bile. 4. Yıl Balosu son sınıfa geçen öğrencilerin katıldığı parti. On iki yıllık ağır bir eğitimin son yılına geçmeyi kutlanması. Toplumun üst seviye insanları farklı eğitim alırlar. Diğer kesim kendi mesleğini on iki yıl sonunda aldığı puana göre seçerken bizler 8 yıl boyunca ağır bir eğitim alıp 4 yıl kendi seçtiğimiz mesleğin yönünde bir eğitim alırız. Son yıl ise en hafif yıldır. 4. Yıl balo ile başlar ve balolar ile devam eder ve en sonunda balo ile son bulur. Tabi bir çok farklı konsept içerir bu partiler. "Omletiniz hazır küçük hanım." Ayşe Abla'nın sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım ve mutfağa doğru ilerledim.
•Kahvaltımı bitirip yukarı çıkmamla odaya Can'ın ve arkasından sayamadığımı kadar siyah giyinmiş kişinin dalması bir oldu. "Evet, hayatım seni balonun en güzel kızı yapmaya başlıyoruz." dedi gülümseyerek. Ben de gülümseyerek tepki verdim, özlemiştim onu. Can'ın takımından iki kişi manikür/pedikür yaparken başucumda biri cilt bakımı için malzemelerini hazırlıyordu. Makyaj ekibi çantalarını açmaya başlamış, kuaförler makinelerini takmak için priz arıyorlardı. Yüzümde hissettiğim soğuk şeyle irkildim, yüzüme bir şey sürüyorlardı. Arkama yaslanıp gözlerimi kapattım, umarım bu çabuk biter diye düşündüm. Bana kalırsa ben kendim hazırlanmalıydım ama Can buna asla izin vermemişti. Can, çok ünlü bir güzellik uzmanıydı; cilt bakımından makyaja kadar hepsinde mükemmeldi. Ona kaç defa gerek olmadığını söylesem de bir gününü tamamen bana ayırmıştı -beş tane güzellik merkezine sahip olmasına rağmen-"Arya,tatlım?" Sesiyle gözlerimi açtım. Can gülümseyip "Senin için bir sürü farklı elbise seçtim.Bunlardan birini seçmeni istiyorum" dedi ve manikürü bitmiş elime bir tablet tutuşturdu. İlk elbise kırmızı ve güzel bir elbiseydi fakat bana çok ağır gibi gelmişti. İlerledikçe bütün elbiselerin bu tarz olduğunu fark ettim. Eh, Can bu. Bir sürü elbise baktıktan sonra aralarından en hafif ve tarzıma uyan elbiseyi seçtim
Elbisenin rengi ve dekoltesi çok hoşuma gitmişti. Ben elbiseyi seçerken bakım ve manikür bitmişti. Can'a seslenip elbiseyi gösterdim, bana gülümseyip onayladı ve Can kuaförlere talimatları verirken telefonum çalmaya başladı. Ekrana baktığımda Yankı yazısını gördüm. Telefonu kulağıma götürüp açtım "Alo?" "Arya hazır mısın? Seni almaya geliyoruz." Yankı'nın bağırması ile irkildim arkada çok fazla gürültü vardı "Yankı ben daha hazır değilim ." Dememle arkadan kocaman bir "Ne!" Diyen kız sesi duydum. Gülümseyerek "Ülgen mi o?" diye sordum. Yankı "Evet ve şu an şoktan transa geçmiş durumda." sesinden gülümsediğini seziyordum. "Eh, sevgilisi sensin sen halledersin" deyip kıkırdadım. Yankı bunu duyunca iç çekti. "Ayrıca siz neredesiniz, bu gürültü ne?" diye sordum. "Ülgen bahçelerine ses sistemi kurdurtmuş az önce mehter marşı açıp gaza geliyordu." diyerek cevap verdi Yankı. Bunu duyunca kıkırdayıp "İşte bizim Ülgen'imiz." dedim. Yankı ise "Evet şimdi 'Bizim Ülgen'imiz 'sana bunu söylediğim için benim üstüme yürümeye başladı o yüzden kapatmalıyım." dedi. Gülerek " Tamamdır siz baloya geçin ben geleceğim." dedim. Telefonu kapattığımda saçım bitmek üzereydi, saçıma sprey sıkılırken makyözler hemen gelip hafif bir makyaj yaptı.