1| virus

2.2K 145 46
                                    

Park Jimin

Gözlerimi açtığım anda bir kasaba da olduğumu fark etmemle gözlerimi geri kapamış ve bunun bir rüya olmasını dilemiştim. İnsanların çığlık atarak koşturmaları ile aniden gözlerimi açtım ve uzandığım kaldırımda oturur pozisyona geçtim. Bulunduğum yer dün gece ki oynadığım oyun alanını andırıyordu. İnsanlar acelesi var gibi koşuşturuyor bazıları ise üstümden atlayarak geçiyordu. Aceleyle nereye gittikleri hakkında bir fikrim olmadığı için oturduğum yerden hızla kalktım ve birilerine sormak için yavaşlayan insanların yanına adımladım. "Pardo-" dememe kalmadan karşımda ki kadından tiz bir çığlık duydum ve kadının aceleyle yanımdan uzaklaşmasını seyrettim. İnsanların kimden veya neyden kaçtıklarını bilmediğim için onların ters yönünde gitmeye karar verdim. Belki şansım yaver giderse ölmeden anlayabilirdim.

Bir ses duymuştum. Sanki birisi zihnimden bana sesleniyordu. Korkuyla yürümeyi kestim ve öylece durdum. "Jimin," dedi zihnimde ki ses. "Oyunumun bir parçası olduğun için sana minnettarım." Dediklerini anlayamıyordum. Ne oyunundan bahsettiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. "Unuttun değil mi? Ben de öyle tahmin ediyordum zaten. Burası bir oyun dünyası Jimin ve sen seçtiğim kurbanlardan birisin." Adeta titriyordum. Sesimi düz tutmak için çabalarken konuştum. "Benden ne istiyorsun?" dediğimde bir gülme sesi işittim. Adam kahkahasının ardından sert bir sesle konuştu. "Eğlenmeni istiyorum, Jimin. Sadece eğlenmeni." Bu dediğine anlam verememiştim. "Ben eğlenmiyorum ama." Adam tekrar güldüğünde sinirlerim daha da bozulmuştu.

Öksürdü ve konuşmaya başladı. "Buradan kurtulmak için şartlarımı yerine getirmek zorundasın. Eğer hata yaparsan kaybedersin Jimin."

"Kaybedersem ne olur?" dedim merakla. Adam ise rahatlıkla sorumu yanıtladı. "Ölürsün." Mümkünmüş gibi cevabıyla daha çok titredim. Korku bütün bedenimi esir almıştı. Buraya girmeyi neden kabul ettiğimi anlayamamıştım.

Neden hiçbir şey hatırlamıyordum?

Kafamda dolanan tilkiler beynimi kemiriyordu. "Benden ne istiyorsun?" dedim korkuyla. Adam birkaç mırıltı sesi çıkardıktan sonra konuştu. "Sonunda istediğimi yapacaksın demek. Pekala, Jimin. Senden istediğim şey oyunun kötü karakterini öldürmen." Bu istek kafamın daha çok karışmasına sebep olmuştu. "Kötü karakter diye bahsettiğin kişi kim?" Adam bir süre sustu ve derince düşündükten sonra tekrar konuştu. "Onun bir adı yok. Daha doğrusu benim yaptığım oyun da öyle bir karakter yoktu. Birisi oyunuma virüs bulaştırmış ve sonucunda öyle bir karakter ortaya çıkmış. Belki de virüsü bulaştıran da o'dur, bilemem. Kötü karakteri bulman hiçte zor olmayacak Jimin asıl iş onu öldürebilmen. Ondan kaçabilir misin bundan bile emin değilim." Histerik bir kahkaha attım. "Sen sorunlu musun? Öldüremeyeceğimi düşünüyorsan beni bu lanet oyuna neden tıktın ki?" Adam ise bağırmama karşılık sakince cevapladı beni. "Marifetlerini görmek için tabiki de. Ölürsen yazık olacak ama bunun bir önemi yok."

Sesler geliyordu. Birisi buraya yaklaşıyordu. Hatta birden fazla adım sesi duyuluyordu. Panikle önce ne yapacağımı bilememiş daha sonra saklanmak için ara yola girmiştim. Çöplerin arkasında durduğumda derin bir nefes aldım. "Akıllı çocuksun Jimin. Beni hayal kırıklığına uğratma ve virüse sebebiyet veren karakteri öldür."

"Beni buradan çıkar, hem de hemen!" Korkuyordum. Deli gibi korkuyordum. Bir şey yapamazdım, virüse karşı hiçbir şansım olamazdı. Arkadaş grubumla birlikte oynadığım oyunlar da bile hep sonuncu olan birisiyken oyunun içine girmek daha kötü bir sonuç verirdi. "Seni oyundan çıkaramam, Jimin. Tek kurtuluş şansın bahsettiğim kişiyi öldürmek. Ondan sonra özgürsün." Adamın yalan söylediğini hissetmiştim. Buradan çıkarabilirdi fakat belli ki bunu istemiyordu. "Neye benzediği hakkında bir fikrin var mı peki?" Adamdan aldığım hayır cevabı daha çok dibe batmamı sağlamıştı.

Aklıma gelen fikirle kafamda ki ampul parlamıştı. "Seçtiğim kurbanlar demiştin. Başka kimler var ve onlar neredeler?" Adam güldü. "Saklanıyorlar. Plan kurmak için toplanmışa benziyorlar. Birbirlerine güvenmeleri ne kadar komik değil mi? Virüs içlerinden birisi olabilir." Sonra tekrar mırıldandı. "Ama onu sezemiyorum. İçlerinde olmayabilir." Hızla yerimden kalkarak etrafıma bakındım. Kasaba olması gerekenden de büyüktü ve onları nerede bulacağım hakkında bir fikrim yoktu. "Senin için bir kolaylık yapacağım," dediğinde şaşırmıştım. "Kurbanlar uzağında değil, yakın çevrene bak."

Sonra ise derin bir sessizlik oldu. Belki de diğerleriyle iletişime geçmeye karar vermişti. Hızla ara sokaktan çıktım ve dikkatli bir şekilde etrafıma bakarak yürümeye başladım. Etraf sessizdi fakat bu sessizlik uzun sürmemişti. Aniden iki el silah sesi duymamla bedenim duvara yapışmıştı. Yanıma yaklaşan çocukları gördüğümde korkudan yerimden kıpırdayamamıştım. Kumral saçları gözlerinin önünde biten çocuk diğerleri gibi durmak yerine yanıma gelmiş ve beni gözleriyle süzmüştü. Korkuyla gözlerimi kapamış ve ölümümü düşünmüştüm.

Çocuğun sesini duyduğumda gözlerimi açtım. "Sen Jimin misin?" Kafamı salladığımda çocuk arkasını döndü. "Bizimle gel, Jimin. Biz de senin gibi bu oyuna düşen insanlarız." Dediğine karşı emin olamamıştım. Birkaç saniye tereddütle karşımda ki çocukları süzdüm. En sonunda hiçbir şey düşünmeden önümde ilerleyen çocukları izlemeye başladım. Çocuklar bir evin içerisine girdiklerinde ben de onlarla beraber büyük eve girmiştim. Yanıma ilk gelen yine aynı çocuk olmuştu. "Ben Kim Taehyung. Kısaca Tae diyebilirsin." İsminin Tae olduğunu öğrendiğim çocuğa gülümsedim. Onun hemen arkasından geniş koltuğa yayılarak oturan çocuk konuştu. "Ben de Jeon Jungkook. Tanıştığımıza memnun oldum Jimin."

Kızıl saçları ve yüzünden bir saniye olsun esirgemediği gülüşüyle koltukta bana dönen çocukta baş selamı vererek konuştu. "Ben de Jung Hoseok." Hepsiyle uzunca konuşmuş ve hepimizin aynı durumda olduğunu öğrendiğimde bulunduğumuz durum beni korkutmuştu. "Burada hiçbir zaman gece olmaz Jimin, yorulduysan sana odanı gösterebilirim." Taehyung'un cümlesine şaşırmış olsam da oyunun içinde olduğum için normal karşılamıştım. Odama girdiğimizde Taehyung bir şeye ihtiyacım olursa onu bulmamı söylemiş ve odadan çıkıp kapıyı arkasından kapamıştı. Yatağa uzandığımda yorulduğumu yeni fark edebilmiştim. Öyle ki hayallerimin ardından rüyalar alemine dalmam bir olmuştu.

game over | yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin