Park Jimin
Yine bağrışma sesleriyle uyanmış, başımın ağrısıyla kafamı yastıktan kaldıramamıştım. İçeri de Yoongi ve Namjoon'un kavga ettiğini anladığımda korkuyla pikenin içine sinmiştim.
Virüs'ün ben olduğumu sanacaklardı.
Haksız yere ölecektim ve birisi bana silah doğrultsa tek kelime edemezdim.
Kapının açılma sesini duyduğumda pikeye daha sıkı sarıldım. İçeriye yavaş adımlarla birisi girmiş ve tam ayak ucuma oturmuştu. Sıkıca tuttuğum pike ellerimden kaymış ve saçlarıma dolanan parmaklarla gözlerimi aralamıştım. Hoseok, bana gülümsüyor ve saçlarımı sakince okşuyordu. Burukça gülümsemiş ve başımı eğmiştim. "Korkmana gerek yok, Jimin. Aradığımız kişi sen değilsin. Bunu hepimiz biliyoruz." dediğinde üstümde ki bütün yükün hafiflediğini hissetmiştim. Fakat hala anlayamıyordum. O zaman Yoongi bana neden saldırmıştı? Hoseok gözlerime baktığında anlamış gibi tekrar konuşmuştu. "Yoongi'nin sana silah doğrultmasını anlayamadın değil mi?" dedi hafif gülerek. Daha sonra gülüşü silinmiş yerini kızgın bir hal almıştı. "Ah, o aptal senin nasıl kötü karakter olduğunu sandı ki? Bir de grubumuzun beyni olacak." Parmaklarını saçlarımdan çekti ve oturduğu yataktan kalktı. "Güzelce dinlendiysen salona gel, Jimin. Planlar da değişiklik yaptık."
❃❃❃
Yeni plan konuşulmuş ve onaylandığında herkes görev yerlerine gitmek için hazırlanmaya başlamıştı. Planlar konuşulmadan önce Yoongi odama gelmiş ve benden özür dilemişti. Yaptığı hatayı fark etmiş olması iyi bir şey olsa da, beni Virüs'ün yerine koymasını hala unutamıyordum. Görev yerlerimizin olduğu alan oyuna yeni gelen bir bölümdeydi. Oyunun sahibi bize Virüs'ün orada olabileceğini söylemiş ve ona göre plan kurmamızı istemişti. Namjoon ve Yoongi'nin planları için de birden fazla yere gitmemiz gerekiyordu. Bu yüzden de herkes gruplara ayrılmış, gideceğimiz yerler ayarlanmıştı. Namjoon ve Seokjin oyunun ikinci bölümü olan; karanlık ormana gideceklerdi. Taehyung ve Jungkook'da üçüncü bölümde bulunan mezarlığa gideceklerdi. Ben, Hoseok ve Yoongi ise oyuna yeni yüklenen dördüncü bölüme gidecektik. Dördüncü bölüme girdiğimizde etrafta ki yoğun sis tabakası gözümüzün önünü kör etmişti. Oyun sahibi dördüncü bölümde böyle bir şey olacağından bahsetmemişti. Bizi karşılayan bölümün eski bir lunapark yeri olması gerekiyordu. Oyun sahibiyle dördüncü bölüme girdiğimiz anda iletişimimizin kopması da ayrıca tuhaftı.
Ve en tuhafı ise Hoseok ve Yoongi yanımda değildi.
Yoğun sis sebebiyle nerede olduğum hakkında bir fikrim yoktu. Etrafta yürürken bir yere çarpmamak için ellerimi öne uzattım. Sis dağılmıyor, çoğalıyordu. Hoseok ve Yoongi'ye kaç kez seslendiğimi sayamamış, en sonunda ses tellerim yorulmuştu. Burada değillerdi ve bu beni daha çok korkutuyordu. Oyun bölümü yüklenmeden önce lunapark kapısının önüne geleceğimizi öğrenmiştik fakat yürüsem de kapıya ulaşamıyordum. Elim bir şeye değmiş ve öyle durmuştum. Önümde ki şeye dokunduğum anda ellerimi yere indirmiş ve birkaç adım gerilemiştim. Hiçbir hareket ve ses gelmeyince endişeyle elimi ileriye uzattım. Dokunduğum şeyi biraz inceleyince anlayabilmiştim. Bu bir ağaçtı. Ağacın yanına durdum ve bir süre beklemeye karar verdim. Sis yüzünden yürüyebileceğimi de sanmıyordum.
Çok sürmemişti. Sisin yok olmaya başladığını fark ettiğimde yaslandığım ağaçtan uzaklaştım ve etrafıma bakındım. Etrafa bakmamla dudaklarımın şokla aralanması bir olmuştu. Eğer ağacın orada durmak yerine ilerlemiş olsaydım ölmüş olacaktım. Ağacın hemen yakının da kocaman bir uçurum vardı. Tam tersi yöne ilerlediğimde biraz uzağımda ki kulübeyi fark edebilmiştim. Kulübe çok eski görünüyordu ve bazı yerleri çökmüştü. Hafif rüzgar estiğinde saçlarım dalgalanmış ve sanki gözlerim bana birkaç saniyelik bir oyun düzenlemişti. Karşımda bir silüet belirmiş ve rüzgarın durmasıyla kaybolmuştu. Burada durmak yerine kulübeye ilerledim. Kulübenin yarı aralık kapısından içeri girdiğimde kapı arkamdan kapanmış ve tok bir ses sunmuştu. Kulübe fazla aydınlık değildi ama az çok yerleri seçebiliyordum. Sağ tarafa döndüğümde çökmüş olduğunu görünce o tarafı es geçerek solumda ki küçük odaya yürüdüm. Gördüğüm her şey sanki yüz yıllık gibiydi. Hepsi çok eski ve tozluydu. Oda da biraz dolandığımda dikkatimi çeken bir şey olmuştu. Duvar da asılı birkaç fotoğraf vardı. Tozdan dolayı görünmeyen fotoğraflara üflediğimde bütün toz genzime kaçmıçtı. Öksürüklerimin arasında fotoğraflara baktığımda kalbimin sıkıştığını hissetmiştim. Fotoğrafların içinde ben de dahil takım arkadaşlarım bulunuyordu. Kendi fotoğrafımı görmem şaşırmama sebep olsa da fotoğrafımın üstünün kanla çizilmiş olması kanımı dondurmaya yetmişti. Benim haricimde Taehyung'un fotoğrafına tek bir çizgi çekilmişti. Jungkook'un fotoğrafının hemen altında ise died yazısını görmek kalbime maraton koşturmasını sağlamıştı. Diğerlerinde ise hiçbir şey yazmıyordu. Fotoğrafımın arkasını çevirdiğimde mümkünmüş gibi daha çok titremiştim.
Ad: Jimin
Soyad: Park
Yaş: 23
Hakkında: Ailesi trafik kazasında öldü. Bir arkadaş grubu var. Küçük bir evde köpeği Holy ile yaşıyor. Cafe de garsonluk yapıyor.
Ölüm sebebi: ?
Fotoğrafım ellerimden kaydığında çok geçmeden elime başka bir fotoğraf aldım. Bu fotoğraf Yoongi'ye aitti.
Ad: Yoongi
Soyad: Min
Yaş: 25
Hakkında: ?
Ölüm sebebi: ?
Vücudum deli gibi titriyor ve nefes boruma sanki birisi bir şey tıkmıştı. Bunun en büyük sebebi de arkamda bulunan kişiydi. Tam arkamda biri vardı ve nefesi kulağıma çarpıyordu. Terden sırılsıklam olmuş ve adeta gözüm dönmüştü. Yumruk yaptığım ellerim serbest kalmıştı. Arkamda bulunan her kimse tek bir cümle kurmuş ve ortadan kaybolmuştu.
Bu kadar sabırsız olma Park Jimin, yakında ölümüne şahit olacaksın.
Cümlesi beynimde yankılanırken koşar adımla kulübeden çıkmıştım. Nefes alamıyordum ve sanki bütün enerjim bir enjektörle çekilmiş gibi hissediyordum. Etrafı yine yoğun bir sis ele geçirmişti. Nereye gideceğimi ve buradan nasıl çıkacağımı bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
game over | yoonmin ✓
Fanfiction[yoonmin & taekook] "Jimin," dedi zihnimde ki ses. "Oyunumun bir parçası olduğun için sana minnettarım." Dediklerini anlayamıyordum. Ne oyunundan bahsettiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. "Unuttun değil mi? Ben de öyle tahmin ediyordum zaten. Burası...