Episode / 11

2.1K 221 286
                                    

*Selam.

*Bölüm geç geldiği için özür dilerim

*Umarım beğenirsiniz.

*İyi okumalar.

*Bu arada yarın da bölüm atabilirim.

--------------------------------------------------------

MIN YOONGİ

   Sabah erkenden kalkmış işe gitmek için hazırlanıyordum. Artık sabahları kuaföre gidip, akşamları da Bay Jung'un saç bakımını yapmaya gidecektim.

1 hafta boyunca Bay Jung'un ofisine saç bakımını yapmak için gitmiştim fakat o, bu bir hafta içinde yüzüme dahi bakmamış ve benimle en fazla 2-3 kelime konuşmuştu. Bazen ise hiç konuşmamıştı.

Neden böyle davrandığını bilmiyordum. Bu durum canımı sıkmaya başladığında ise dayanamayıp, neden bana karşı böyle davrandığını sormuştum.

En başta sakince cevap vermişti ama benim biraz fazla yüksek çıkan sesim yüzünden o da sesini yükseltmişti ve aramızda ufak bir tartışma çıkmıştı.

O nedenle de dün saç bakımını yapmaya gitmek yerine, evimde uzanmış ve dinlenmiştim çünkü yine gidip, onun o umursamaz suratını görmek istememiştim.

Şuan ise arabama binmiş, kuaföre doğru sürüyordum.

Uzun süren bir yolculuktan sonra kuaföre yakın bir marketin önünde durmuş ve içeriye girerek, bir sürü atıştırmalık almıştım.

Aldığım şeylerin parasını ödeyip, marketten çıkmış ve arabama geri binmiştim.

5 dakikalık bir yolun ardından kuaföre varmıştım. Arabamı park edip, atıştırmalıklarla dolu olan poşeti elime almıştım.

Kuaföre doğru yürürken, poşette bir tane mini kek alıp, paketini açarak ağzıma tıkıştırmıştım.

Ağzım o kadar dolmuştu ki, keki bir türlü çiğneyemiyordum ve bu nedenle de yanağım şişmiş gibi duruyordu.

O sırada kuaförün kapısının önüne gelmiştim ve bir türlü beni algılamayan otomotik kapının, beni algılayıp açılması için tuaf tuaf hareketler yapıyordum fakat lanet kapı boyum kısa olduğu için beni bir türlü algılamıyordu.

Birgün Namjoon'u bu yüzden çok fena dövecektim. Neden normal kapı yerine, otomotik kapı yaptırmıştı ki?

Bir kaç kere zıplamıştım ki, kapı birden açılmıştı. Kapının beni algılayıp, açıldığını sanıyordum ki arkamda birisinin olduğunu hissetmiştim.

Kapının saydam camından arkamdaki kişiye baktığımda ise başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü.

Lütfen bu bir rüya olsun...

Ben daha dün yanına gitmediğim için uyduracağım yalanı düşünmemiştim. Ayrıca onunla en son ki konuşmamızda tartışmıştık ve ben bir hışımla şirketten çıkıp, gitmiştim. Şuan ise Bay Jung tam arkamdaydı ve ben ona karşı nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum.

"Arkanı dönmeyi düşünüyor musun?"

Ağzımdaki ve yanağımı şişmiş gibi gösteren keki yutmadan, umursamaz bir tavırla ona doğru döndüm.

"Nodon goldonoz?"

Lokma yüzünden cümlem garip bir şekilde çıkmıştı. Bunu fark eden Bay Jung ise gülmemek için kendini zor tutuyordu.

HAIRDRESSER / SOPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin