JiminSıkıcı 4 günün ardından cuma günü gelmişti. Okuldan eve koşarak gelmiş ve hazırlanmıştım. Bugün planımı uygulamaya koyacaktım. Bu sefer üzerime açık mavi şortumu ve askılıklı beyaz tişörtümü giydim. Ardından yatağa yatarak babacığımı beklemeye başladım. Kısa süre sonra zil çalmıştı ama bilerek kapıyı açmadım. Annemin ona evin anahtarını verdiğini biliyorum. Birkaç kere daha zili çaldıktan sonra kapı açılma sesi gelmişti.
Yatakta iyice uyuma mooduna geçtim. Biraz saçlarımı dağıttım ve gözlerimi kapattım. Çok geçmeden odamında kapısı açıldığında babacığım bir kaç kere bana seslenmiş uyanmayacağımı anladığında ise yavaşça yaklaşmış ve beni hafifçe sallamaya başlamıştı. Oyun gereği yavaşça gözlerimi açarken ağzımı şapırdattım.
" Okuldan geleli 1 saat olmuş olmalı hemen nasıl uykuya dalabilirsin. Kalk hadi" gözlerimi kapatarak arkamı dönmüş ve mırıldanmıştım. "Banane kalkmıycam işte. İstemiyorum" Sesimi küçük bir çocuk gibi çıkarmama anlam verememiş olacakki kısa bir süre sessizlik oldu. "Çocuk musun sen Jimin akşam ne uyuyacaksın hem kalk" Ardından beni kendine döndürmüş ve konuşmaya devam etmişti. " Hem acıkmadın mı sen ben çok acıkdım aşşağıya inde pizza söyleyelim" dudaklarımı büzüp " Yanında şekerde istiyorum Babacığım" dediğimde gözleri şaşırdığını belli edercesine açılmış ve duraksamıştı." Bana şeker almazsan kalkmam babacığım. Banane ben şeker istiyorum." Dudaklarımı büzerek bebek gibi konuşmuş ve bir şey demesine fırsat vermeden kollarımı çaprazlayıp mutsuz görünmeye çabalamıştım. " Tamam şekerde söyleriz kalk hadi" en sonda pes edercesine konuştuğunda oyunun daha yeni başladığından habersizdi. "Ollleyy" diye bağırıp kollarımı boynuna doladım. "Babacığım beni aşşağıya kucağında indirir misin?" Beni kendinden uzaklaştırmaya çalışarak "Saçmalama Jimin aşşağıya kendin inebilirsin" demişti. Dediklerine göz devirerek kolllarımı boynuna daha sıkı dolamış ve mırıldanmıştım. "Ama ben senin kucağında aşşağıya inmek istiyorum babacığım."
Bıkkınlıkla nefes verip ellerimi kalçama atmış ve beni kucağına almıştı. Ben zaferle sırıtırken o ise yavaş adımlarla merdivenleri iniyordu. Eli bilerek kalçamı tam kavramıyor sadece altında tutuyordu. Ama ben bana dokunmasını istiyordum bu yüzden düşücekmiş gibi yerimde hareketlendim ve kollarımdaki tutuşu sertleştirdim. Oda düşeceğimi sanıp elleriyle kalçamı kavradığında zaferle sırıttım.
Aşşağıya indiğimizde beni kanepeye bırakmış ve cebinden telefonu çıkarıp pizzacıyı aramıştı. Çok geçmeden pizzalarımız geldiğinde kutuları mutfağa bırakmış ve benide çağırmıştı. "Babacığım kucak" ellerimi yukarı doğru uzatıp seslendiğimde tekrar bıkkınla nefes verip konuşmuştu. "Sencede abartmıyor musun Jimin ben senin bakıcın değilim doktorunum" yüzümü düşürmüş ve ayaklarımı yere süre süre mutfaktaki boş sandalyelerden birine oturmuştum. Verdiği tepki beklediğim gibiydi yine beni reddetmişti ama oyun daha yeni başlıyordu. Üzgün bir yüz ifadesiyle pizzamı yerken kafasını kaldırmış ve bir süre ifademi izlemişti. Büyük ihtimal birden bire neden böyle davrandığımı merak etmişti.
———
Yemekten sonra ikimizde odalarımıza gitmiştik. Aradan 2 saat geçmiş ve Saat epey geç olmuştu. Yavaş adımlarla odamdan çıkıp giriş kattaki babacığımın odasına adımladım. Kapıyı sessizce tıklatmama rağmen duymuş ve içeri girmem için komut vermişti. İçeri girdiğimde bana sorarcasına bakmaya başlamıştı. Yavaş yavaş yatağa ilerledim ve yatağın boş tarafına yattım.
Hala sorarcası baktığını gördüğümde "Yalnız uyumak istemiyorum" diye cevaplamıştım. Bir ara itiraz edicek gibi olsada umursamamış ve arkasını dönüp yatmıştı. Bende yorganın içine dahada girip arkadan sarılmış ve sırıtmıştım. "Babacığım yarın dışarı çıkalım mı ? Mesela sinamaya gidebiliriz yada bir lunaparka hımm?" "Yarın bakarız Jimin şimdi yat uyuyalım" yerinde biraz daha kıpırdanmış ve nefesleri düzenli bir şekil almıştı. Kısa süre nefes alışverişlerini dinleyerek bende uykuya dalmıştım.
———
Sabah yine ondan önce kalkmıştım ama yataktan kalkmayıp yine onu izlemeye başladım. Dağılmış saçları minik burnu ve beyaz teni ile epey çekici görünüyordu. O burda böyle yatarken aklımdan kötü düşünceler geçmiyor değildi. Bunlardan birini uygulamanın o kadarda kötü Sonuçlanmayacağını düşünerek işe koyuldum. Yavaşça üzerinden yorganı kaldırıp üstüne yerleştim. Uyanmaması için ağırlığımın tamamını vermiyor yanlardan destek alıyordum. Dudaklarımı kulak memesinden boynuna ordan köprücük kemiklerine sakin öpücükler kondurarak aşşağılara inmeye başladım. Tişörtünü hafifçe yukarı sıyırdığımda hareketlenmiş ve geri gözlerini kapatmıştı. Tişörtünün açıkta bıraktığı her yere hafif öğücükler kondururken bir elimi göğsüne gönderip okşamaya başladım. Yatakta daha çok hareketlendiğinde uyanacağını sanmıştım ama beni şaşırtıp düzenli nefes alış verişlerine geri döndü.
Popomu tam kasıklarımın üzerine koyduğumda sürtünmeye başlamıştım bile. Altımdaki penisin sertleştiğini hissettiğimde hareketlerimi hızlandırmış ve ağzından hafif inlemeler çıkmasını sağlamıştım. Hala uyanmamış olmaması beni şaşırtırken bir yandan işime geliyordu. Sürtünmelerimi hızlandırırken dudaklarımı dudaklarına yerleştirdim ve onu öpmeye başladım. Popomun altında hissettiğim ıslaklıkla penisinin sızdırdığını anlamam zor olmamıştı. Bir yandan sürtünmeye bir yandanda Öpmeye devam ederken altımdaki ıslaklığın artması ve babacığımın gözlerini açması bir olmuştu.
Kısa süre gözlerimin içine bakmış ve beni yan tarafına ittirmişti. Sonra ise bir şey demeden yataktan kalkmış ve dolaptan bir kaç parça eşya alıp banyoya gitmişti. Ben onun kızıp bağıracağını sanmıştım ama o beni şaşırtıp hiçbir şey demeden girmişti. Bu iyi miydi yoksa kötü mü ? Bilmiyordum. Bende onun gibi odama gitmek için ayaklanmıştım ama kendimi hala rahatlatamadığım için acı veren sertliğimle bu o kadar kolay olmamıştı. Odama geldiğimde ise direk üstümü çıkarmış ve banyoya girmiştim. İlk önce kendimi rahatlatacak ve sonrada güzel bir banyo yapıp aşşağıya kahvaltı için inecektim.
———
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ʙᴀʙʏ ʙᴏʏ ☽ ʏᴏᴏɴᴍɪɴ
Fanfiction☽ BoyxBoy Min Yoongi işinde başarılı bir psikologtu. Park Jimin ise bir hasta (!)