Merdivenleri koşar adım çıkarken Bade'nin darmadağın olmuş sesi hala kulaklarımdaydı. Ne olmuş olabilir diye düşünürken kapının girişinde dizlerinin üzerine çökmüş sessizce ağlayan kadınımı gördüm. Dağılmıştı resmen. Hemen yanına çöküp onu kollarımın arasına aldım. "Tamam canım geçti, korkma yanındayım" diyerek onu sakinleştirmeyi denedim. Bu sırada gözüm açık kapıdan görünen eve takıldı. Fakat ev tanınmayacak haldeydi. Taş taş üstünde bırakmamışlar derler ya aynı böyleydi Badenin evi de. Hemen polisi arayıp durumu bildirdim. On dakika içinde olay yeri inceleme geldi. Şimdi içeride yaklaşık on kişi her tarafta parmak izi arıyor, bazı yerleri işaretliyorlardı. Polislerden biri yanımıza gelerek "karakola gelmeniz gerekiyor ifadenizi almamız gerek" dedi.
Polis araçları ile karakola gittik. Şüphelendiğiniz birileri var mı diye sordular? Hayır anlamında kafasını iki ayana salladı Bade. Kim olabilirdi ki? Kimseyle bir alıp vermediği olmadığını söyledi. İkimizinde ifadesini aldıktan sonra karakoldan ayrıldık.
"Bade bize gidelim. Seni oraya geri gönderemem"
"Peki" dedi sessizce. Mücadele edecek durumda değildi. Hemen bir taksi çevirdim ve evin yolunu tuttuk. Bade yol boyunca sessizdi. Bakışlarını tek bir noktaya dikmiş öylece duruyordu. Taksi verdiğim adreste durunca "Hadi canım, geldik" dedim. Kapısını açtım, elini tutarak araçtan inmesini sağladım. Mahalleli ilgiyle bizi izliyordu. Etraftakileri dikkate almadan merdivenlerden dairemin olduğu kata çıktık. Badeyi yatak odama yönlendirdim, yatağıma yatırım üstünü pike ile örttüm. "Hadi sen biraz uyu" diyerek odadan çıktım.Kafamı kurcalayan sorulara cevap arıyordum. Kim kim olabilir ki bu güzel kızın evine bunu yapabilecek? Hem polisler klasik bir hırsızlık vakası olmadığını söylediler. Kızın parasına ve takılarına dokumamıştı giren kişi. Yatağın kenarında duram komidinin üzerinde bir not bulmuşlar. Notta " HERŞEY YENİ BAŞLIYOR" yazıyormuş. Eve giren kişi bir şey aramıştı ve yahut onu korkutmayı denemişti. Eğer amacı bu ise başarmıştı da zaten.
Mahalleden Osman abiyi arayıp verdiğim adrese gidip evi düzeltmeleri için bir kaç kişiyi göndermesini istedim. Bade'yi bunlarla uğraştırmak istemiyordum. Zaten psikolojisi alt üst olmuştu. Bu kötülüğü kim yaptıysa er geç ortaya çıkacaktı. Bunun peşini asla bırakmayacağıma dair kendime söz verdim.
Odamın kapısını aralayarak güzel kadınıma göz attım. Öyle masum öyle güzel uyuyordu ki dokunmalara kıyamazdı insan. Meleği andıran güzelliği odamın karanlık duvarlarını aydınlatıp güneş gibi doğmuştu. Şimdi bir kez daha anladım ki bu kadın benim olmalıydı. Evimin içinde salınmalı, balkonumdaki çiçekleri sulamalı, biçimli burnu ile yediverenleri koklamalı, mutfakta çay demleyenim, yatağımda arzuyla seviştiğim, kapıyı çaldığımda açan bu kadın olmalıydı.
İşte şimdi bir karar vermiştim. Kabul ederse onunla evlenmeliydim. Hayat bize ne gösterirdi bilmiyordum ancak kalbimin attığı sürece bu kadınla yaşama isteğim hiç bitmeyecekti. Aynı evde, aynı yatakta, aynı sofrada, aynı koltukta yaşlanmak istediğim kadın buydu. Verdiğim kararla yüreğimin bayram etmesi normal miydi? Peki kapı kapı dolaşıp Bade'ye olan aşkı mı anlatmak istemesi? Odama yayılan kokusunu son bir kez içime çekerek, kadınımı yalnız bıraktım.
Mutfağa geçerek nefis bir tarhana çorbası yaptım. Biraz kitap okuyarak vakit geçirmeye çalıştım fakat kapanmasına engel olamadığım göz kapaklarım yüzünden bedenim uykuya teslim olmuştu.
'Simsiyahtı her yer ve bembeyazdı bir kadın, incecikti beli uzun sarı saçlıydı. Arkası dönüktü bana yüzünü saklıyor gibiydi. Nereden geldiğini anlayamadığım bir bıçak aniden sırtına saplandı. Acıyla inledi kadın. Dizlerinin üzerine çöktü. Elbisesi bir anda kırmızıya bulandı. Uzanmak istedim kadına fakat kımıldayamıyordum. Bağırmak istiyor bağıramıyordum. Sırtı dönük kadın yüzünü bana çevirdi. Tülle kapalıydı yüzü ama ağlıyordu görebiliyordum. Siyah akıyordu göz yaşları. Mutsuzdu yüzü, sarıyordu kolları ile vücudunu. Göstermek istemiyordu vücudunun açıkta kalan yerlerini.' Ağlayan sesi kulaklarımı doldurmaya devam ederken terler içinde uyandım.
Bade kolları ile dizlerini sarmış gecenin karanlığında balkonun soğuk zemininde ağlıyordu sessizce. Boğazımı temizleyip yanına yaklaştım. Bu arada hala gördüğüm kabusun etkisi altımdaydım. Başını ellerimin arasına alarak baş parmaklarımla yağmur gibi akmakta olan gözyaşlarına engel olmaya çalıştım. Bu bünyeden nasıl bu kadar gözyaşı çıkabilir diye düşünmeden edemedim.
"Bade sakin ol canım. Bak yeterince harap etmedin mi kendini? Ağlama artık lütfen. Dayanmıyorum seni böyle görmeye"
Yüzündeki ellerimin üzerine ellerini getirerek yüzünü ellerimin içine bastırdı, ellerimin sıcaklığını daha fazla hissetmek ister gibi.
"Sana bir şey anlatmak istiyorum" dedi. Biraz sonra anlatacakları ile aslında onun hakkında çok fazla bir şey bilmediğimi anlayacaktım.
Onu başımla onayladım." Beş sene önce henüz üniversitedeyken, teknik ressam dersimize genç ve yakışıklı bir hoca giriyordu. Adı Yusuftu. Bütün kızlar büyülenmiş gibi hocayı izliyorlardı. Fakat o ilgiyle dersi dinleyen benimle ilgilenmeyi seçmişti. Sanırım kurbanı bendim. Asla dikkat çeken bir görüntüde değildim. Benimle ilgilenmesini gerektirecek bir durum yokken niçin bana takmıştı anlam veremiyordum. Sürekli bana yaklaşmaya çalışıyor, konuşmak istiyor ve bazen eve kadar beni takip ediyordu. Günden güne korkum büyüyor kimselere birşey diyemiyordum. Telefon numaramı bulmuş sürekli beni telefondan taciz ediyor, evimin yakınlarında dolaşıyor, ıssız yerlerde fiziki tacizde bulunmaya çalışıyordu. Yaklaşık dört ay bunlara göz yumdum fakat Lale abla birşeylerin ters gittiğini anlayarak durumu farketmişti. Çok fazla içime kapanmış, okula hatta dışarı çıkmak istemiyordum. Olanları daha fazla Lale abladan saklayamazdım. Ona herşeyi anlattım. Önce okulla konuştuk sonra savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Yusuf Öğretmen direkt okuldan uzaklaştırıldı hatta başka bir şehre tayini çıktı. Telefon hattımı değiştirdim. Kiralık olan evimizi değiştirdik. Bir daha beni rahatsız edemedi. Ondan bu kadar kolay kurtulmama şaşırmıştım. Fakat evimde yaşanan bu olayın onun eseri olduğunu düşünüyor olmam normal değil mi sence de?Çok korkuyorum Çağrı. Bu o olabilir mi? Geri dönmüş olabilir mi? Yeniden hayatımı berbat edecek. Herşey bu kadar güzel giderken ben korkularımı yenip yeniden bir hayat kurmuşken herşeyi alt üst edecek"
Tekrar korkuyla ağlamaya başladı. Hıçkırıkları göğsümde boğulurken saçını okşamaktan başka yapacağım şey, onu her ne pahasına olurda olsun koruma sözü vermekten başka birşey olamazdı. Kendi canım pahasına onu korumak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER ÇIKMAZI
Novela JuvenilKIRIK BİR KALP, ÇAĞRI; HAYATI HEP ÇABALAMAKLA GEÇMİŞ GENÇ BİR PARAMEDİK... YALNIZ BİR KALP, BADE; ANNE VE BABASINI TRAFİK KAZASINDA KAYBETMİŞ, DOKUZ YAŞINDAN BERİ PORFİRİA HASTALIĞI İLE BAŞ ETMEYE ÇALIŞAN GENÇ VE GÜZEL İÇ MİMAR... PEKİ TALİHSİZ BİR...