Multimedya: Tuğkan - Geber
İyi Okumalaarr. 🍒
14.Bölüm: Veyl
Gözlerimi sayısız kez kapatıp açtım. Doğru mu görüyordum? Babamın yeni aşkı olan kadın, yüzüme doğru bakarak arsızca sırıtıyordu. Ne yüzle, hangi sıfat ile buraya gelmişti? En önemlisi ne cüretle, bu denli alay edercesine sırıtıyordu? "Merhaba tatlım." Elini omuz hizasında yukarıya doğru kaldırıp selam verdi. Bu kadından ne kadar nefret ediyorsam, bir o kadar da sevimsiz geliyordu. Babam annem gibi bir kadından sonra nasıl böyle bir kadına kendini kaptırabilirdi ki? Ne kadar sinirlensem de sakin kalmaya özen gösteriyordum. "Hiç merhaba değil, iyi günler." Kapıyı tam kapatacakken ayağında ki topuklu ayakkabının topuğunu, kapı ile kapının pervazı arasına sıkıştırdı.
Öfke dolu bakışlarım kadının gözlerini bulurken kapıyı tamamen açtım. "Ne istiyorsun aptal kadın!?" Sesimi biraz yükseltmiştim. Omzumun üzerinden odanın içine doğru baktım. Gül'ün sesimi duymasını istemiyordum. Dudağımı ıslatırken karşımda duran kadını ileriye doğru itekleyip kapıyı kapattım. Şimdi loş bir ışığa sahip olan bu koridorda, ben ve babamın yeni aşkı Ezgi baş başa kalmıştık. Muhtemelen bir iki şey zırvalayıp gidecekti, en azından ben öyle umuyordum. "Aşağıya inelim, orada anlatırsın derdini." Sesimin donuk bir şekilde çıkmasına özen göstermiştim.
Merdivenleri inmeye başladım. Ben önden iniyor, o hemen arkamdan geliyordu. Topuklu ayakkabısının mermerde çıkardığı tok sesten ne kadar rahatsız olsam da bir şey söylemeyip, sessiz kaldım. Binanın içinden çıkmış, küçük banka oturmuştuk. Sağ bacağımı sabırsızca hızlı bir şekilde sallarken Ezgi'nin bakışları ilk önce bacağıma, daha sonra gözlerime tırmandı. "Sakin ol, alt tarafı bir kaç bir şey söyleyip gideceğim." İstemsizce güldüm. Gülüşüm soğuk, bir o kadar da donuktu. Dudaklarıma konan tebessüm anında yok olurken, "Sadede gel." diye tısladım. "Zira, bekletilmekten hiç hoşlanmam."
Tam konuşacaktı ki telefonumun çalan melodik sesini işittim. Ezgi'ye kısa bir bakış atıp cebimden telefonumu alelacele çıkarttım. Telefonun ekranında kocaman harflerle KOREL yazıyordu. Gözlerimi devirdim. Ne diye beni arıyordu şimdi? "Bir dakika, bunu açmam gerekiyor." Ezgi'nin yanından ayrılıp, büyük ağacın yanına doğru ilerlemeye başladım. Aramayı cevaplandırdıktan sonra telefonu kulağıma yasladım. "Ne var Korel çabuk söyle işim var."
Telaşlı sesi çok geçmeden kulağıma ilişti. "Acilen buluşmamız gerekiyor, bugün uygun mu?" Kaşlarım havaya kalkarken sırıttım."Sen de bir gün bensiz duramıyorsun, liseli aşıklar gibi buluşacak mıyız şimdi? Hem de kaçak göçek? Sevdim bu fikri."
"Mihran saçmalama. Durum ciddi. Konuşmamız gerek."
O an anladım önemli bir şeyler olduğunu. "Bugün doluyum, lunaparka gideceğim Gül ile."
"Zaman yarat Mihran!" Bağırmasıyla irkildim. Neydi bu kadar önemli olan?
"Tamam. Akşam yedi de bizim bar da ol."
Telefonu yüzüme kapattı. Derin bir nefes alıp telefonu cebime koydum.
Sarsak adımlarla banka doğru ilerlemeye başladım. Şuan da meraktan çatlıyordum. Ne olabilirdi, ne olabilirdi bu kadar ciddi ve önemli olan? Zihnimi sürekli bu cümle kurcalıyordu. Yanaklarımı bıkkınlıkla şişirirken Ezgi'nin hemen yanına, banka oturdum. "Seni dinliyorum." Tebessüm etti, parmaklarıyla oynarken konuşmaya başladı. "Babanla olan ilişkim, yani... Ah, nasıl söylenir bilmiyorum. Biz gerçekten birbirimize aşığız. Onu çok seviyorum, senden istediğim şey benim yüzümden ona kötü davranmaman. Baba kızın arasına kara kedi gibi girmek istemiyorum. En azından öyle gözüksün istemiyorum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün Soğuk Sesi
Teen FictionAslında, bu kemlik dolu dünya da her şeyin bir karşılığı vardır. Seversen, sevilirsin. Aldatırsan, aldanırsın. Kötülük düşünürsen, kötülük bulursun... İyilik düşünürsen, iyilik bulursun. Gülersen gülücük bulursun, asarsan yüzünü asık suratla karşıl...