Uzun bir süre yazamadım canlarım ama merak etmeyin bundan sonra düzenli olarak her gün yazacağım.Oy ve yorumlarınızı bekliyorum! :)
Charlie Bayan Lisa'nın evinden çıktıktan sonra koşmaya devam etti.Durmak istemiyordu.Öfkesi ayaklarını nereye sürüklerse oraya gidecekti.Gözleri yanıyordu.Belki yüzüne çarpan soğuk havadan belki de duyduklarından.Ama ağlamak istemiyordu.Yeterince güçsüzdü zaten.
Newburgh'a Sam'i bulmak için dönmüştü.1 yıl boyunca ondan hiç bir haber alamamıştı.Günden güne beynini kemiren bir soru vardı.Ya öldüyse?Bunu düşünmek bile göz yaşlarını yanaklarında hissetmesine yetmişti.Ayaklarının onu nereye götürdüğünü çok iyi biliyordu.Onu mutlu eden tek yere gidiyordu.Ormana.
Ormana gelince nefesi kesilmeye başlamıştı.Olduğu yerde durdu ve etrafına baktı.Buraya en son Elizabeth ile gelmişti.Zaten ormana kasabadan kimse uğramazdı.İkisinin aksine herkes burayı korkutucu bulurdu.Oysa ki bir süre sonra bu orman Elizabeth ve Charlie'nin sığınacakları tek yer olmuştu.
Göz yaşlarını silip hızla sola saptı.Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki bu daha da hızlanmasını sağladı.Bir an önce görmek istiyordu.Sonra yaklaştığını hissetti ve yavaşladı.Ay ışığı ormanın derinliklerinde bir yeri aydınlatıyordu.Burası yaklaşık 50 metre kadar boş bir alandı.Ve çevresi ağaçlarla kaplıydı.Sanki özenle yapılmış gibi.Tıpkı hatırladığı gibiydi.Ay ışığı alanın tam ortasına düşüyordu.
Ay ışığının düştüğü yere gelince durdu ve dizlerinin üstüne çöktü.Işık sanki ruhunu huzurla doyuruyordu.Gözlerini kapatıp gülümsedi.İçinden haykırmak,uçmak geliyordu.Ta ki bir ayak sesi onu irkitene kadar.Gözlerini açıp sesin geldiği yöne baktı.Bu Elizabeth'di.
Charlie bir kahkaha attı."Ve şimdi de hayal görüyorum.Delirdim değil mi?!" dedi gökyüzüne bakarak.Ama Elizabeth'in ona şaşkın bir şekilde baktığını görünce gülümsemesi silindi.Bu hayal değildi.
Ayağa kalktı ve Elizabeth'in olduğu yere doğru ilerledi.Aralarındaki mesafeyi yeterince azalttığında durdu.Yeşil gözlerini ona dikmiş bakıyordu.Kirpikleri ıslaktı.Bir şey onu üzmüştü.Elizabeth'in gözünden düşen son damlayı eliyle sildi.
"Beth?" dedi.Sesi titremişti.
Elizabeth bir şey söylemek üzere ağzını açtı.Ama sonra vazgeçti.Arkasını döndü.Gidecekti.
"Beth gitme" Charlie Elizabeth'in kolunda tutup kendisine çevirdi."Lütfen"
"Charlie.Bugün yeterince kırıldım" dedi ağlamaklı bir sesle.
Charlie Elizabeth'in kolunu bıraktı.Ona doğru bir adım daha attı.
"Ben..Ben bugün olanlar için üzgünüm" ne diyeceğini bilmiyordu.Sadece şuan yanında olmak bile ona yeterliydi.
"Seni tanıdığım gibi kalmalıydın Charlie" dedi Elizabeth kafasını yana doğru sallayarak.
"Ben senin tanıdığın Charlie'yim" bir süre gözlerinin içine baktıktan sonra devam etti."Bak yine burdayız.İkimizde mutsuz olduğumuzda buraya koşarak geldik.Biz aynıyız Beth"
Elizabeth geriye doğru bir adım attı.Çenesi gerildi.
"Neden gittin?Birlikte atlatabilirdik" Şimdi daha fazla ağlıyordu."Bana biz söz vermiştin.Burada ay ışığında dans ettiğimiz geceyi hatırlıyor musun?Evlencektik lanet olsun!"
Charlie başını yere doğru eğdi.Ona bakamıyordu.Bu suçluluk duygusu bile yeterince canını yakıyordu.
"Ben yapamadım.Yapamazdım nolur anla"
"Yapabilirdik.Birlikte" dedi Elizabeth.
Charlie başını kaldırıp ona baktı.Beth gözlerini ona dikmişti.Ağlaması durmuştu.Bir cevap bekliyordu ama Charlie ona bir cevap veremeyeceğini biliyordu.
"Beth seni hala..." diyemeden Beth onu susturdu.
"Sakın.Sakın bir daha ümit verme bana" dedi ve cevap vermesini beklemeden koşarak uzaklaştı.
Ay ışığı kaybolmuştu.Sabah oluyordu.Charlie Beth'in arkasından bakarken bir şey fark etti.Artık buraya ait değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇELİŞKİ(ASKIDA)
Mystery / ThrillerMelekler ve şeytanlar.Eğer mitolojiden hoşlanıyorsanız bu hikayeyi çok beğeneceksiniz! "Sevgilim;bu sana yazacağım son mektup olabilir.Korkuyorum.Senden uzak olmak beni korkutuyor.Sana söylemem gereken bir şey var.Bugün bir test yaptırdım. James,ha...