Hatırlatma;
"Nina Jane Carlson!" dedim. Şu an tüm sınıfın az özce güldükleri kızın aslında Dünya'nın en zengin şirketlerinden birinin varisi olduğum gerçeği onlara iyi bir kapak olmuştu.
Üzgünüm LSI San Diego Lisesi! Oyun yeni başlıyor!
3.BÖLÜM-"Tumblr Girl"
Fısıltı sesleriyle geride bıraktığım sınıfa son bir bakış attım. Justin'e baktığımda nasıl donup kalmıştı. Onun ve sınıfın bu halini görünceki halleri aklıma gelince az önceki yaşlar geri gidiyordu. Yüzümde oluşan pis gülümsemeye engel olamadım. Okul bahçesinden çıkıp bir taksi durdurdum.
Binip adresi verdim. Kısa bir süre sonra eve gelmiştim. Parayı uzatıp eve girdim. Safari beni görür görmez üzerime atladı. Mutluluktan Safari'nin boyun kısmını sevmeye başladım.
"Biraz bekle Safari. Biraz dinlendikten sonra döneceğim."
Anahtarı çantamdan çıkarıp koşarak odama çıktım. Çok mutluydum. Amy'nin o bakışlarını görmek beni dünyanın en mutlu eden andı. Odama çıkmadan önce mutfağa gittim. Hizmetlimiz Marina yemek yapıyordu. Beni o büyüttü diyebilirim. Yanına gidip yanağına kocaman bir öpücük verdim.
Doğradığı havuçları tencereye boşaltırken "Neden erken geldin sen?" dedi.
"Öğretmen izin verdi!" dedim masadaki elmayı alıp ısırırken.
"İyi bakalım. Bende akşama Marina usulû sebze yemeği yapıyorum."
"Marina Anne, sen sebze yemeğini yaptıktan sonra eve dönebilirsin. Akşam için babamlara ben yemek hazırlamak istiyorum."dedim.
"Jane! Ben çalıştığım mutfağı seviyorum. Mahfolmasına göz yumamam." dedi dalga geçererk.
"Bi ara hatırlat da güleyim Marina Anne! Ben ciddiyim."
"Pekala 'Marina Usulû Sebze Yemeği' mi yaptıktan sonra eve dönerim. Umarım babanlar aç kalmaz."
"Kalmazlar kalmazlar!" dedim ve Marina Annemin yanağına makas atıp koşarak odama çıkmaya başladım. Arkamdan "JANE!" diye bağırmasını duymak beni mutlu ediyordu.
Odama gidip hemen üzerimi değiştirdim. Masamın üzerinde duran leptop'u alıp internete girdim. Sanırım size söylemeyi unuttum. Ben Tumblr Girl'üm. Twitter ve Instagramda takipçi sayım bayağı fazla. Anlayacağınız internette fenomen olmama rağmen okulda çok pasifim. California'daki arkadaşlarımla gayet de iyi anlaşıyorduk. Yani sorun bizim okulun gerizekalıları. Ama şu an eminim ki bizim okuldakiler beni Facebook'tan ekleyip, Twitter ve Instagram'dan takip bile edeceklerdi. Tabii bende olsam 'Nina Jane Carlson'u eklerdim.
Hiç bir şey aynı değildi. Ve bende aynı Nina Jane olmayacaktım. Arama motoruna 'Blue Jeans' yazıp girdim. Normalde pantolon aldığım siteden şimdi şort alacaktım. Bir kaç zımbalı-kot şort ve gömlek sipariş ettim. Yarın hafta sonu olduğu için spor salonuna gidecektim. Normalde kilolu değilim ama sağlığıma dikkat etmem gerekiyor. Haftada 2 gün gayet uygun.
Bilgisayarı kapatıp tekrar masaya koydum ve kütüphanemden 'Aynı yıldızın Altında'kitabımı aldım. Yazar John Green, bir erkek olmasına rağmen Hazel Grace ve Augustus'un tapılası aşkını bir kızın gözünden en iyi şekliyle anlatmış diyebilirim.
25-30 sayfa okuduktan sonra telefonuma mesaj geldi. Kitabı yatağımın yanındaki komidine koydum. Yastığımın altına tepiştirdiğim telefonu alıp kilidi açtım.Lily, WhatsApp'dan mesaj atmıştı. Okul bitmiş olmalıydı.
'Nina Jane Carlson?'
yazmıştı.
'Buyrun benim :)'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEFORE (Justin Bieber FanFiction)
Hayran KurguJane; Okulunda hep bastırılmış, tanınmayan, Dünya'nın en zengin şirketinin varislerinden ve okulun havalı çocuğu Justin'e aşık 16 yaşında genç bir kız. Justin; Okulda sözü geçen, aile zoruyla Amy isimli genç, güzel, zengin bir kızla çıkan yakışıklı...