Eijirou, doğan güneşin getirdiği parlak ışığın, bulunduğu odayı doldurmasıyla oturduğu yerde gerindi. Duygularını döktüğü kağıda vuran güneş ışınları, kâğıda çizilmiş olan adamın yüzünü aydınlatırken çalışma masasının üzerinde, çizim defterlerinin arasındaki kupayı avuçları arasına aldı.
Dudaklarını kupanın kenarına dayayıp sıcak buharın, bu hoş sonbahar sabahında yüzüne yayılmasına izin verdi. İçerken birkaç yudum, kucağında hissettiği ağırlık ve karnındaki gıdıklanma hissiyle bardağı masaya koydu, kıkırdadı ve tekerlekli sandalyesini kollarından destek alarak çalışma masasından uzaklaştırdı.
Kucağında yerini almış olan ve mırıltılarının Eijirou'nun kulaklarını doldurmasını sağlayarak uyuyan kedisi, bu güzel sonbahar sabahını daha da güzelleştirmişti. Parmaklarını kedisinin kulağının arkasına götürüp okşamaya başladı. Açık sarı, kabarık tüyleri onu andırıyordu.
Resmetmeyi sevdiği, her gece özleyerek ve adını sayıklayarak uyuduğu adamı andırıyordu. Halbuki ne zaman isterse görebileceği bir yerdeydi. Bulunduğu odanın camından, ona gülümseyebiliyordu.
Tek eli kedisinin tüyleri arasındayken diğer eliyle kurşun kalemini kavradı. Kâğıda değdirdiği her bir dokunuşa, duygularını serpiştiriyordu sevdiğinin resmi belirirken, güneş ışınlarının aydınlattığı kâğıtta.
Onun kimseye sunmayıp Eijirou'ya sunmuş olduğu gülümsemesi, elini, bir daha bırakmayacakcasına, sertçe kavrayan yumuşak elleri, narin parmakları. O parmakları, kendi parmakları arasında hissetmeyi seviyordu Eijirou.
Kedisi hâlâ mırıldanmaya devam ederken Eijirou tekerlekli sandalyesinin tekerleklerini döndürüp odasından çıktı; mutfağa girdi. Kız kardeşinin donatmış olduğu sofraya hayranlıkla bakarken kız yaklaştı ve eğilip abisinin yanağına sulu bir günaydın öpücüğü kondurdu.
Eijirou'nun huzur dolu ifadesini gördükçe kendisi de huzur buluyordu. Abisi kahvaltısını yapmaya başladığında kız kardeşi, yerdeki kediyi eline almıştı. Fakat kedi, uysallığını ancak kızılın kolları arasındayken koruyordu. Tıpkı onun gibi.
Eijirou kahvaltısını yaptıktan sonra odasına ilerledi tekerlekli sandalyesiyle. Tamamlamak istiyordu sevdiği adamın çizimlerini.
Bugün ona verecekti, resimlerini. Umuyordu ki, içine kattığı bütün duyguları ona ulaştırırdı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soulful║KiriBaku ✓
Short StoryEijirou, sonbahar sabahlarını severdi. Fakat daha çok sevdiği bir şey varsa o da, Mumun loş ışığının aydınlattığı oda da sevdiğini resmetmekti. Eğer sevdiği de yanında olacaksa tabii. İçinizi ısıtmasını umarak yazıyorum, keyifli okumalar...