on bir

66 5 81
                                    

Medyada Zei ve Namjoon'un ettikleri dans var.

Ufak bir bilgilendirme yapmak zorundayım. Bakış açıları değiştikçe (Zei'den Haru'ya, ondan Tae'ye, ondan Nora'ya ve ondan da Jimin'e geçecek) bölümlerin başında eğik bir şekilde yazılmış günler göreceksiniz (sadece Çarşamba, Perşembe ve Cuma). Sadece bu bölümde günleri bu şekilde belirttim çünkü ortaya çıkan sırların ne zaman ortaya çıktığını bilmeniz gerekiyordu. Kafanızın karışmaması için böyle bir yola başvurdum.

Jimin bazı sırları Nora'dan önce öğrendi, bunu da yazayım da 'noluyor ya, nereye atladık' demeyin çünkü Nora'dan Jimin'e geçtiğimde Nora'yı anlattığım günden bir önceki günü anlatıyor olacağım. Yani en son kısım, Jimin'i anlattığım gün Perşembe ve Nora'yı anlattığım bölümün son kısmıysa Cuma günü. Yani bölümün sonu, anlattığım olayların yaşandığı son gün değil.

Eğer günler konsunda anlamadığınız kısımlar olursa lütfen sormaktan çekinmeyin ama inanın bana bölümü okudukça her şey yerine oturacak. O şekilde yazmam gerekiyordu, kafa karışıklıkları için şimdiden özür dilerim ve teşekkürler.

----

Perşembe

"Zei, şuraya gelip benimle dans etmezsen giderim." Dedi Namjoon, kollarını kavuşturmuş bir şekilde Zei'ye bakıyordu.

"Namjoon oppa, cidden dans edemem..." Elleriyle yüzünü sakladı Zei. "Rezil olmak istemiyorum," diye mırıldandı Namjoon'un duymadığını zannederek.

"Rezil olmak mı?" diye sordu Namjoon.

Ups! Duymuştu. "Gerçekten, çok kötüyüm," dedi Zei.

"Zei, ben sana yardım edeceğim. Ciddiyim, kırılıyorum." Dedi Namjoon. Bunun üzerine Zei oturduğu koltuktan kalktı ve Namjoon'a yanına yavaş adımlarla ilerledi. "Teşekkürler," dedi Namjoon gülümseyerek.

"Eee? Nasıl başlıyoruz?" diye sordu Zei. Bulundukları ayna kaplı odada sadece ikisi vardı.

Zei aynalardan pek hazzetmezdi ve şu an aynalarla kaplı bir odada dans edecek olması onu çok zorluyordu.

"Beni izle," dedi Namjoon. "Önce ısınmamız lazım." Yere oturdu ve ayaklarını birleştirip uzattı. Zei de oflaya puflaya aynısını yaptı.

"Öne eğiliyoruz, nefes almayı unutma." Dedi Namjoon. Zei birazcık eğildi. "Yetti mi bu şimdi Zei?" diye sordu Namjoon, kafası neredeyse ayaklarına yapışık bir şekilde Zei'ye bakarken.

"Ben esnek biri değilim." Dedi Zei. Namjoon ayaklandı.

"Tamam ben sana yardım edeceğim." Dedi Namjoon Zei'nin arkasına otururken. "Nefesini al ve eğil." Zei onun dediğini yaparken Namjoon belinden tutup eğilmesine yardımcı oldu.

"Yok yapamam cidden," dedi Zei anında ayağa fırlayarak. Namjoon elini alnına çarptı. "Ama ben sana olmaz dedim ama!" diye sızlandı Zei.

"Ben de olur diyorum." Dedi Namjoon ayağa kalkarken. "O zaman odanın etrafında koşuyoruz. Bir şekilde ısınman lazım."

SENİN YANINDAYKEN ZATEN ATEŞ BASIYOR.

"Hadi, şimdilik 5 tur atıyoruz." Dedi Namjoon. Zei, Namjoon koşarken arkasından yürüyerek takip ediyordu. Namjoon durduğunda Zei ona çarptı. "Zei!" Sinirle ona döndü Namjoon. "Birincisi, kendini vermiyorsun, ikincisi, dikkatli değilsin ve üçüncüsü koşmuyorsun!"

"Düzelteyim," dedi Zei. "Birincisi, kendimi vermiyorum. İkincisi, kendimi vermiyorum. Üçüncüsü, kendimi vermem teklif dahi edilemez." Sırıtarak Namjoon'a baktı.

evlenin artık ♥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin