Dayanamıyorum; Abi
Eylem'den Anlatım
Acıyordu hemde çok acıyordu. Bağırmaktan kısılan sesimi kimse duymamıştı. Hiç kimse bana yardım etmemişti. Beni çeken karanlığın sonunda ölüm olsaydı. Keşke gözlerimi kapadığımda ölsem. Adi herifin bana bir şey dediklerini anlayabiliyordum ama ne dediğini algılamıyordum. Canım yanıyordu. Vücudumda tek hissettiğim duygu, acıydı. Baştan aşağı acıyı hissediyordum. Gözlerim kapanacağı sırada yüzüne yediğim tokatla başım sağ tarafa çevrilmişti. "Uyumak yok." Diyerek saçımı çekmeye başladı. Sesimi çıkaramıyordum sadece susuyordum. Söyleyecek gücüm de yoktu. Ellerimi kelepçelerden kurtardı ve beni kucağına aldı. Ellerim istemsizce boynuna sarılmıştı. "Bu-bunu ne-neden yap-yapıyorsun ki ben sa-na ne yap-tım." Kısık ve kesik kesik konuşmama sadece gülmüştü. Gözlerimde akan yaşlarla sağ yanında oluşan çukurlara baktım. Gözlerimi kapatıp beni çeken karanlığa gideceğim sırada boynuma nefesini üflemesiyle gözlerimi açtım. Kulağıma yaklaştı. "Eğer o boktan gözlerini kapat uyu o zaman seni durdurmaksızın bir hafta sikerim. O zaman görürsün uykuyu." Tehdidiyle gözlerimi olabildiğince açtım. Beni yatağa bıraktı be cebinden telefonunu çıkardı. Canım yanıyordu, gözlerim kapanıyordu; dayanamıyordum.
Doktor gelene kadar uyanık kalmıştım ve doktor gelene kadar çok canım yanmıştı. "Siz çıkabilirsiniz." Doktoru dinlemeyerek pencere kenarında ki koltuğa geçip rahatça oturdu. "Neden uyumadın?" Doktorun sorusuyla başımı iki yana salladım. "Uykum yok benim." Diyerek yalan söylemiştim. Adi pislik bir şerefsiz için doktara yalan söylemiştim. "Ama uyuman gerek. Müdahale ettiğimde canını yanacak." Canım zaten fazlasıyla yanıyordu. Daha ne kadar yakabilir ki. "Uyumak istemiyorum." Kesin çıkan sesimle doktor çantasını açtı ve bir iğne hazırladı. "O zaman uyuşturmam gerek." Diyerek iğneyi yapacağı sırada koltukta oturan adi
herif doktorun elinde ki iğneyi aldı ve boşa bitirdi. "Iğne yok. Yaraya tedavi et." Diyerek elinde ki şırıngayı yere atıp ezdi. Gözlerim akan yaşlar çoğalırken doktor, adi herife bakıyordu. "Acıdan bayılır. Dayanamaz." Demesiyle doktorun boğazına yapıştı ve sıkmaya başladı. "Senin işin sana denileni yapmak. Sorgulama." "Dikiş atıcam kız dayanamaz." Kısılan sesine aldırmadan doktorun boğazını bırakıp bir yumruk attı. "Sana denileni yap." Demesiyle doktor başını sallamak zorunda kaldı. Yalvaran gözlerimle ona baksam da o intikam ateşiyle yanan gözleri razı gelmemişti. "Yap-ma""Ahhhh.....ahhhh......ahhh yer-ter can-ım yanı-yor bı-rak." Son gücümle söylediğim şeyle beni çeken o karanlığa teslim olucaktım ki beni tehdit ettiği şeyle tekrar gözlerimi açtım. Her yer bulanıktı ve en önemlisi de başımda hâlâ dikiliyordu. Yaptığıyla ayrı acı tedavisinde bambaşka bir acıydı. "Bitti ama ağrı kesici verilmesi gerek. Dikiş atarken de kullanmadık." Diyerek şerefsizin eline bir kutu ağrı kesici hap vermişti. " Tamam. Çıkışta size yüklü bir miktar para verilecek." Demesiyle doktoru odadan gönderdi. Artık açamıyordum. Göz kapaklarım ağırlaşıyordu yapamıyordum. Önüme geçti ve ağrı kesici ilacının kutusunun kapağını açtı. Bana verceğini zannetmiştim ama o kutuda ki bütün hapları yere atıp ayağıyla ezdi. Elindeki kutuyu da yere attı. "Şimdi uyuyabilirsin." Diyerek saçımı okşadı. Canım çok yanıyordu ve dayanacak gücüm de olmadığı için kendimi karanlığa bıraktım.
Fethi'den Anlatım
Depoya kaldırdığımız Eylem'in abisinin yüzüne bir tane yumruk attım. "Lan piç kurusu sen kimsin lan. Geçmişini siktiğimin yavşağı. Kimsin lan sen." Diyerek elime aldığım ilk bıçağı karnına geçirdim. "Kız kardeşimi bırak lan orospu." Zar zor götünden aldığı nefesle bana emir vermişti. "O benim artık piç. Benim anladın mı? Babama karşılık o benim. Onu acı çeke çeke geberticem. Öyle bir acı yaşatıcam ki buna dayanmayacak zaten. Ona sahip olucam. Biricik sevgili kız kardeşini hergün altıma aldığım sürtükler gibi altımda inleticem." Diyerek ateşin içinden çıkardığım demirle göğsünü dağladım. "Ona...do-kun-ma." Kesik kesik çıkan sesine gülmüştüm ve tekrar bir demiri alıp aynı yeri ilk önce dağladım sonra demiri göğsünün içine soktum. Bağrışları bütün depoyu dolduruyordu ama ben durmayacaktım. Babamı, hayatımda ki sevgimi elimden alan adamı geberticektim. Aynı hızla demiri sokup sokup çıkardım. Elime aldığım matkapla baş ucuna geçip sağ tarafından beynine kadar girdim. "Bırak." Deyişine aldırmadan devam ettim. Elime gelen satırla kafasını gövdesinden ayırdım. "Kafası bize maalesef ki lazım bize. Onu bir kutuya koyun."
Gece başladığım işkence sabaha karşı bitmişti. Kendimi yorgunlukla soğuk suya attım. Hızla duş alıp Eylem'in yanına uzandım. Burnumu boynuna yaklaştırıp o kadife gülü kokusuna bıraktım.
Uyandığımda saat öğleni çoktan geçmişti. Eylem'e baktığımda hâlâ uyuyordu. Açtı ve sussuzdu onun ölmesini istemiyordum. Evet onu öldüreceğim ama önce acı çekmesi gerek. İnlete inlete öldüreceğim onu. "Kalk hadi." Diyerek kolunu sıkıca tuttum. "Biraz daha." Uykulu sesine aldırmadan kolunu tutup çektim. "Sana kalk dedim lan orospu." Diyerek doğrulmuştum. "Ben...ben orospu değilim. Ben herkesin altıma almıyorum ya da girmiyorum." Sinirden küplere binmiştim. Ellerimi sırtına getirip hızla kendime çekmemle kısılan sesiyle çığlık atmıştı. "Ne o canın mı yandı?" Diyerek güldüm. "Hayır." Beklemediğim cevabı alınca daha çok kendime bastırmamla elime sıcak sıvı bir şey bulaşmıştı. Sırtını kanatmıştım ellerimi tişörtünün eteklerine getirip çıkardım. Karşımda pembe sütyeniyle duran Eylem'in göğüslerini görmemle yutkunamam bir oldu. Dolgun ve ele gelen bir şey. Kafamı sağa sola sallayıp yataktan kalktım ve banyoya girdim. Elime ilk yardım çantasını alıp Eylem'in arkasına geçtim. Ağlıyordu. Canını yakmıştım çünkü. Bende çok ağladım.
Pamuğa biraz tendürdiyot döküp sırtında gezindirmemle ürpermişti. Biraz daha gezdirip gazlı bez koyup yarayı sardım. "Yemek yiyelim. Daha ilaç içeceksin." Diyerek kucağıma aldım. Çünkü Eylem'in ayak tabanlarına derin birkaç kesik atmıştım. Ve dikişliydi. Birkaç güne toplar demişti doktor. Eylem'i sandalyeye oturdum ve. Kahvaltı tabağını doldurdum be yemesini işaret ettim. "Hepsi bitecek." Diye emrimi vermiştim. Önüme dönüp kahvaltı yapmaya başladım. Hızla bitirmişti Eylem. Dünden beri açtı çünkü. "Su alabilir miyim?" Naif ve kısık sesiyle suyu ona verdim. Kana kana su içen Eylem'e baktığımı anlayınca gözlerimi aynı hızla tabağına çevirdim. Bende kahvaltımı bitirnce Eylem'i odaya çıkardım. Ağrı kesici ilacını verdim ve uyumasını söyledim. Umarım uyumuştur.
"Ahmet, dediğim yere astın de mi?" Emin olmak için Ahmet'i tekrardan sordum. "Evet abi dediğin odaya astık." "Güzel." Diyerek Eylem'i uyandırmamaya dikkat ederek dün ki odaya getirdim. Ellerini yatağa kelepçe ile sabitleyip odadan çıktım. Uyandığında onu güzel bir sürpriz bekliyordu.
Eylem'den Anlatım
Gözlerimi açtığımda yattığım odada olmadığımı anlamıştım. Etrafa baktığım da her yer siyahtı. Dün ki odadaydım. Üstüme baktığımda kan damlıyordu yukarı kafamı kaldırdığımda üstümde birini kafasını kesmişler ve onun kanı üstüme damlıyordu. "Imdat...yardım edin." Diye kısık sesle bağırdım. Kafaya biraz daha baktığımda hayır olamaz...hayır...Hayır...onun kafası değil...abim ölemez. "Hayırrrrrrrr....abiiiiiiiiii ölemezsinnnnn." Diye feryat figan bağırdım. Abimin kanı üzerime damlıyordu. Gözlerimden akan yaşlar bir bir yatığı ıslatıyordu. Abimi almıştı benden. Daha neyim kalmıştı. Özgürlüğümü aldı. Abimi aldı. Kalbimi aldı daha ne kalmıştı elimde.
Selam DELİFİŞEKLER🤗Bölüm sizden 30 vote ve 30 yorum bekliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim İçimdeki Sevgiyi Bul
FanfictionSiyahtan daha karanlık bir adam, beyazdan daha saf bir kadın... Sevmeyi bilmeyen adam, sevginin dibine yaşayan kadın. Bir gece yolları ıssız bir caddede kesişiyor. Adamın siyahına bir damla beyazlık, kadının beyazına bir damla siyahlık karışıyor. ...