Dediğim şeyle beraber nefesi daha da hızlandı. Ben ona uzanacakken beni şaşırtıp kendinden uzaklastirdi ve kucağından kaldırdı.
-Bu su anda olmaz Tae. Çok erken. Pişman olursun. Ve eğer pişman olursan ben kendimi suçlu hissederim.
O an Hoseok'a hayranlığım artmıştı. Ben ilkimi yaşadığım için heyecanla onun olmak istemiştim. İsteseydi beni ikiletmeyip bana sahip olurdu. O an ne yaptığımın farkına tam olarak varmıştım. Resmen gel beni becer demiştim.
TANRİM!!!
Utançtan yanakların yanmaya başladı.
-Haklisin Hoseok. Çok üzgünüm. Böyle bir şeyin olmayacağını bilmeliydim. Gerçekten çok utanıyorum su anda. Çok çok üzgünüm.
Hoseok'un kalkan kaşları bana hata yaptığımı anlatmaya yetmişti. Ve o an anlamıştım ilk cezanın geleceğini.
-Hoseok derken Taehyung?
Korkudan ve heyecandan kekelemeye başladım.
-B-ben g-erçekten bir anda s-söyledim babacık. Ne olur affet. Nasıl oldu anlamadim. Lütfen bu seferlik affet. Ceza almak istemiyorum.
Biraz da olsa yumuşadığını görmüştüm ama hala sert bakıyordu.
-Bu son şansındı Tae. Bir daha kurallara uymamazlik yaparsan emin ol bu senin hic hoşuna gitmez. Bu seferlik affediyorum. O da ilk seferin olması ve annenden dolayı. Ama bir daha olmasın.
-Tamam babacığım. Söz veriyorum, deyip dudağına bir öpücük kondurdum.
Şaşırdığını gorebiliyordum. Ama umrumda degildi. Cezadan çok korkmuştum. Hala bana bakıyordu. Bir şeyi hatırlamış gibi irkildi ve konuşmaya başladı.
-Bu arada unutmadan soyleyim. Telefonunda kayıtlıyım. Bir şeye ihtiyacın olduğunda beni arayabilirsin. Zaten tek benim numaram var. Bugün yorgunsundur diye yarına erteledim kıyafet alışverişini. Şoför seni benim çıkış saatim de alıcak ve su yakınlardaki avm ye götürecek. Sana alışveriş yapıcaz. Sonra film izler yemek yeriz. Hem biraz daha seni tanımış olurum olur mu Taetae?
-Olur babacığım. Sen nasıl istersen, deyip gulumsedim. O da gülümsememe bakıp gülümsedi. Yumuşamıştı. Yani sanırım.
-O zaman ben seni yanlız bırakayım. Sen de eşyalarını yerlestir. Televizyonunu takarken bana seslenebilirsin. Biraz zordur takması.
-Tamam babacık.
Odadan çıktı. Ve bende yatağa oturup düşündüm. Neler yaşamıştım bir günde. Bu kadarı fazlaydı benim için. İlk önce beni babacık fantazisi olan biri evlatlık alıyordu. Sonra onun evine geliyorduk. Yemek yerken beni öpüyordu ya da her neyse. Sonra odamda eşyalarla karşılaşıyordum. Tam bitti derken albümle karşılaşıyordum. O da bitti derken o geliyordu ve onun kucağında çok ilginç dakikalar yaşıyordum. Ona gel beni becer imajı vveriyordum. Sonra yarin için olan yapıyorduk.
Bunlar gerçekten benim için çok fazlaydi.
Telefonumun ekranını açıp google a girdim. Ve kendime hesap açtım. Ayni işlemi ipad ve Laptopta da yapınca sıra televizyona geldi.
-Babacık, gelebilir misin?
Hoseoka seslendim ve yatağa oturdum. Fazla sürmeden içeri girdiğinde galiba giyinirken seslenmiş olmalıyım ki sadece pantolonu vardı üzerinde. Dikkatimi yüzün vermeyi denedim. Ama olmadı. Bakışlarım kaslı karnında gezerken konuşmaya çalıştım.
-Babacık, ıı, şey, te-televizyonu takarken s-seslen demiştin.
Gülerek yanıma geldi. Tam karşında durduğunda kasları önümde gözlerime şölen etkisi yaratıyordu. Kafamı zorla yukarı kaldırdığımda beni izlediğini gördüm. Hem de dikkatli bir şekilde. Hafifce arkama esneyip televizyonu almaya çalıştım.