Hayat Kaçağı

224 8 0
                                    

Olanlar olmuştu.Tüm kapılar yüzüme çarptı.Ne yapacağımı bilmeden koltuğa yığılmıştım.Uzun süre öylece kalmıştım fark etmeden.Kendimi çok kötü hissediyordum.Hem şaşkındım hem de endişeli her şeyi tekrar yaşamaktan korkuyordum.Acaba gerçek miydi olanlar ona inanmalı mıydım ? Fazlasıyla kararsızım ne söyleyeceğimi, bundan sonra nasıl hareket edeceğimi bilmeden oturuyordum ki telefonun sesiyle irkildim:

- Alo!

- Merhaba ben Ozan.

- Kusura bakmayın ama sizi tanıyamadım.

- Ben Aytekin Yılmaz'ın oğluyum.Şirketinizle bir anlaşma yapmıştık hatırlarsanız.

- Aa evet kusura bakmayın bugünlerde biraz dalgındım.

- Benim de durumum aynı aslında.Neyse sizi neden aradığımı merak ediyorsunuzdur,dedi.

İçimden 'Hayır merak etmiyorum' demek geçiyordu ama sinirime kapılıp bir işi daha mahvetmek istemiyordum.Bir an önce telefona cevap vermem gerekiyordu içimden hiç gelmese de mecburen sinirlerime hakim olup karşı tarafla konuşmaya devam ettim.

- Tahmin ettiğim kadarıyla anlaşmamız hakkında konuşacaksınız ?

- Evet haklısınız ama bu konuyu telefonda konuşmayı değil güzel bir akşam yemeğinde konuşmalıyız.Babam bizzat istedi.

- Tabi olur peki ne zaman ?

- Size ne zaman uygun ise o zaman olsun.

'Bana hiçbir zaman uygun değil !' demek istesem bile fark ettim ki çoktan 'Bugün uygun olur' deyip telefonu kapatmışım.Hemen yola çıkmalıydım zaten saat çoktan altı olmuştu eve vaktinde yetişemezsem yemeğe de vaktinde yetişemem.Çoktan üst kata çıkmış ve haber vermiştim.Koşarak arabaya atladım.Tam anahtarı çevirecektim ki Emre'yi gördüm.Tam 'Burada ne işin var ?' diyecektim ki o benden önce davranıp konuşmaya başladı:

- Selam nereye böyle ?

- İş yemeği canım izninle.

- Kimle Soydan Bey mi ? Yoksa Galip bey mi ?

- Hiçbiri!

- Kim kaldı ki şimdi hım...

- Aytekin Beyle gidecektim tabi sayende geç kalmazsam!

- Kalmazsın merak etme benim kafamı karıştıran beni neden çağırdılar ?

- Ne ? Seni neden çağırdılar ?

Beni boş ver deyip geçiştirdi ve arabaya bindi birlikte gitsek daha kolay olur diye söylenmeye başladı.Ben ise hala sorumun cevabını alamamıştım.Emre yanımızda çalışmaya daha yeni başlamıştı halbuki onun gibi soytarıyı Aytekin Bey ne yapacaktı ki diye kendi kendime sorular soruyordum.Eve vardım Emre yan komşumdu hırslı ve de biraz da inatçı bir kişiliğe sahipti benimle samimi olmaya çalışıyordu bense ondan uzak durmak istiyordum çünkü o dikkatimi çekiyordu onu daha iyi tanımak istiyordum daha yeni tanışmamıza rağmen bu yüzden ondan uzak durmak istiyordum.Bana 'Yarım saat sonra kapının önünde buluşuruz' dedi ve kapısını açıp içeri girdi ben ise hala çantamda anahtar arıyordum ve bulacak gibi de değildim.Sonunda anahtarı bulup kapıyı açtım doğruca odamın yolunu tuttum.Kıyafet seçmeliydim kafamda iki renk vardı ya kırmızı ya da her zaman ki gibi siyah bu sefer her zamanki gibi olmak istemiyordum açıkçası bu yüzden kırmızı denemeliydim.Elbiselerin arasından benim ilgi alanım olanı bulmuştum hem kısa kırmızı hem de dar olanı buldum altına hemen bir ayakkabı seçip makyaj aynama doğru yöneldim hafif bir makyaj ve güzel bir saç modeli yaptım artık hazırdım saate baktığımda ise şaşırdım daha 20 dakika olmuştu bende odamı düzenlemeye koyuldum telefonumu ve paramı çantama koydum.Ceketimi alıp evden çıkıyordum ki aynı anda Emre de evden çıktı beni uzunca süzdü 'Hadi çıkmıyor muyuz ?' dediğimde ise bana olan tüm dikkati bozuldu ve asansörü çağırıp aşağıya indik.Asansörde bile bana olan aptal bakışları dikkatimi çekiyordu sanki bana bir şeyler diyecek gibi oldu ve geri suskunluğuna büründü.Otoparka girdiğimizde arabayı kullanmak istediğini ima etti neymiş topuklu ayakkabıyla nasıl sürecekmişim filan uzatmamak için anahtarları verdim.

Aptal AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin