Bir hafta hiç bir şey yazmadım Gio'ya. Çünkü bir hafta sonra çalıştığım şirketin Güney Amerika'da Brezilya'ya iş gezesi vardı. Kendimi bir şekilde o geziye dahil etmem gerekiyor. Müdürlere gerekli yalakalıkları yaparak adımı listeye kayıt ettirdim.
Bir hafta sonra önce Paris ardından aktarmalı olarak Rio'ya uçtuk. Otele yerleştik ama zaman farkı anamızı ağlattı. Odamda internete girip Gio'yu tekrar kontrol ettim. Yeni fotoğraf paylaşmıştı. Altında bir kalp bıraktım. 5 dakika sonra ''Where are you?'' yazıp kızgın surat emojisi koymuş. Çok yoğun olduğumu yazıp özür diledim. Ve ondan Şili'de nerede yaşadığını, iş yerinin nerede olduğunu öğrenmeye çalıştım. 2-3 saat sonra onu bulacak kadar bilgiye sahiptim. Şimdi 10 kişilik gruptan nasıl ayrılacağımı planlıyordum. Sağlam bir yalan uydurmalıydım. Onları Rio'da bırakıp Şili'ye gidip Gio'ya sürpriz yapmalıydım. Ama nasıl?
Plan yaparken uyumuşum sabah kahvaltı yaparken, müdüre serbest bir zamanımız olup olmadığını sordum. O da 2 gün boş vaktimiz olduğunu ve Rio'yu gezmek için tur ayarlayacağını söyledi. Bu harika bir fikir dedim. Ama onlardan bir şey yapıp ayrılmam gerekiyordu. Kahvaltıdan sonra görüşülecek şirketler ile randevular ayarlandı. 5 gün görüşme ve hafta sonu 2 gün boş olacak şekilde ayarlanma yapıldı.
5 gün daha burada kalacaktım. Aklıma Gio'yu çağırmak geldi. Ama o zaman da sürpriz olmayacaktı. Yapacak bir şey yoktu. Bekleyecektim ve grubu terk etmek için yalan bulacaktım.
Burada 24 saat sanki 48 saat sürüyor amk. Zaman geçmiyor. Heyecandan yerimde duramıyordum. Sevdiğim kadın için binlerce kilometre uzaktan kalkıp Rio'ya gelmiştim ve günler sonra onu canlı olarak görecek, ona dokunacak ve belki de sanal olarak yaptığımız faaliyetleri gerçekte de yapacaktım.
Ve Cuma günü geldi. Son toplantıya girdik. Ben sürekli saate bakıyordum. Akşam 18.00 Şili'nin başkenti Santiago'ya uçak bileti almıştım. Allah Türkiye Cumhuriyeti'nden razı olsun Şili'ye vize yoktu. Toplantı 16.00'da bitti. Otele gidip kıyafetlerimizi değiştirecektik. Ben akşamdan küçük bir el çantası hazırlamıştım zaten onu alıp çıkacaktım. Otele girdikten hemen sonra resepsiyon memuruna bana taksi çağırmasını söyledim. Odaya çıkıp çanta mı aldım ve müdürün odasına gittim. Müdür efendi takım elbiseyi çıkarmış tam Turist Ömer havasında aynada kendine bakıyor. Bana ''Nasıl olmuşum'' dedi. Ben de gayet iyi olduğunu söyledim ve ''Bir şey diyecektim'' dedim.
Söyle der gibi bana baktı. Devam ettim.
''Burada bir Türk arkadaşım var. Onunla görüştüm ve beni bekliyor. Müsaade ederseniz ben 2 gün arkadaşımla vakit geçireyim. Pazar akşamı otelde buluşur ve döneriz'' dedim. Müdür efendi arkadaşımın kim olduğundan başladı ana adına kadar sordu. Yalanlar havada uçuşuyor. Ama sonun da tamam dedi.
Koşarak aşağıya indim. Taksiye binip havaalanına gittim. Ve Şili uçağına bindim. 2 saatten biraz fazla sürdü yolculuğum. İner inmez taksiye bindim ve Gio'nun işyerine yakın bir otele gitmek istediğimi söyledim. Ben İngilizce bilmiyorum taksici benden beter. Google uygulamasını açıp derdimi İspanyolcaya çevirdim. Adam Okey dedi. Saatler sonra beni bir otele götürdü. Heyecandan kalbim yerinden çıkıyordu. Gio ile aynı havayı soluyordum ve bu beni mutlu ediyordu. Otele kayıt işlemi bittikten sonra resepsiyonda ki kıza Gio'nun iş yerinin adını söyledim ve buraya gitmek istediğimi anlattım. Bilmiyordu ama bana yardımcı olmak için internetten arama yaptı. Ve 10 dakika sonra bana tam adresi verip 30 dakika uzaklıkta olduğunu söyledi. Mutlu ve heyecanlı bir şekilde odama çıktım. Ama sabaha kadar uyumadım.
Not: İş yoğunluğu nedeniyle uzun süre ara vermek zorunda kaldım. Bu son bölüm olacaktı. Ama sanırım bir bölüm daha yazacağım. Mutlu günler....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAK AŞK
Fiksi PenggemarBelinden tutup genç kadını çalıştığı masanın üzerine oturttu. Genç kadının bacaklarının arasında yerini alırken, beyaz tangasını da kenara kaydırdı. Ve genç kadın iniltiler arasında fısıldadı: "Now Daddy" Hikaye mi? Tamamen gerçek ve devam ediyor.