1 hafta sonra
Buğdayların arasında yüzümüzü güneşe çevirmiş dinleniyorduk. 1 haftadır başı boş gezmiştik. Henüz bir hedef belirlemedik. Ben yüzümü iyice güneşe çevirip buğdayların üstüne uzandım
Rüzgar eserken buğdaylarda aynı ritimde sallanıyordu ve ortaya çok hoş bir görüntü çıkıyordu. Yukino ise yanımda haritaya bakıyordu. Gitmek istediği yerleri belirliyordu. Sonra aklıma dank etti. Çiçekler şehrinde prenses Hisui'yi ziyaret edebilirdik
Bunu Yukino'ya söylediğimde sevinerek onayladı. Ayrıca oraya gittiğimizde evde bakacağız ve bu yolculuk bitince dönecek bir yerimiz olacak. Aynı zamanda kafa dinlemek iatediğimizde de tatil amaçlı gelicez. Ve bu şekilde sonu belli olmayan yolculuğumuz başladı
O sırada Loncada
Herkez her zaman ki gibi neşeyle dolup taşıyodu. Hiç kimse genç kızın yokluğunu fark etmedi. Gerçi 3 ay boyunca hiç konuşmadılar. Bende unuturum. Mira bu durum yüzünden biraz tedirgindi. Yani kim dostunu unuturduki özellikle en çok değer verdikleri dostlarını...
O sırada konu nasıl olduysa Loke'ye geldi. Belki bu şekilde hatırlarlar dostlarının yokluğunu. Belkide hatırlamazlar bu onlara kalmış. Sakura saçlı genç bir cümlesiyle tüm dikkatleri Lucy'yi aramaya çekmeye başardı
- Lucy'ye söyleyelimde Loke'yi çağırsın (Natsu)
- Aye (Happy)
- Ama Lucy yok (Gray)
O sırada tüm Lonca'nın duyabileceği yüksek seste bir kahkaha sesi geldi. Mira gülüyodu ama bu gülmenin arkasında küçümseme ve hayal kırıklığı vardı. Bir nevi sinirden gülüyordu yani
- Mira bunun neresi komik? (Erza)
- Lucy lonca'dan ayrılalı tam bir hafta oldu ve siz yeni mi fark ediyorsunuz? (Mira)
- Mira sen ne diyosun? Açık konuş (Natsu)
- Kusura bakmayın ama hiç bişey söylemiceme dair Lucy'ye söz verdim sadece evine gidin. Bence bu bile fazla oldu size (Mira)
Genç kız bu konuşma ve şivenin içinde aslında ne kadar öfkeli olduğunu belirtti. Diğerleri ise koşarak Lucy'nin eski evine doğru yola çıktı. Ama eve geldiklerinde çok geçti. Genç kızdan geriye sadece bir mektup kalmıştı
Natsu masaya yavaşça yaklaştı ve mektubu eline aldı. Zarfı elleri titreyerek açtı ve sesli şekilde okumaya başladı
Eskiden ne kadar güzeldik değil mi? Sürekli göreve gider eğlenirdik, happy bizi yakıştırırdı, sen evime izinsiz girince benden tekme yerdin. Ama neden bu üç ay boyunca bunların hiç biri olmadı? Sanırım ben çok iyi biliyorum, ejderha gerçek prensesini buldu... Lisanna. Umarım onu da bu kadar mutlu edersin ama lütfen şunu unutma
Ejderha başka prenses bulsada ilk prenses ejderhayı sonsuza kadar uzaktan sevmeye devam eder, ilk gün ki gibi hemde. İmkansız aşk olduğunu bilmesine rağmen
Lucy Heartfilia
Mektup bittiğinde evde bulanan herkes ağlıyordu. Ama nedenini kim bilir? Natsu ise hem ağlıyor hemde bu şoku atlatmaya çalışıyor aynı zamanda bu bir rüya olsun diye Tanrı'ya dua ediyodu ama gerçekleri değiştiremezsin
Mektubuda alıp yola çıktılar. Nereye gideceklerini bilmiyolardı ama illaki bir ipucu buluruz diye düşündüler taki karşılarına ev sahibi çıkana kadar
O sırada Lucy ve Yukino
Trene binmiş gidiyoduk. Trene binmeyeli uzun zaman olmuştu. Sonra aklıma yine eski anılar geldi. Natsu'nun midesi bulanması, benim onu sakinleştirme çabalarım
Ne zaman göreve gitsek sürekli aynı yere otururduk ve şimdi orası benim yan tarafım ve bomboş. Ne zaman oraya baksam Natsu, Happy ve kendimi görüyorum
Yine orda olsan, miden bulansa, başını omzuma koyup uyuya kalsan, ben de seni izlesem ya da diğer vagondan gelsen kolumu çekip beni oraya oturtsan elime iş ilanı tutuştursan... Natsu...
Beni bırakma
Helöv okur-chanlar. Bu bölüm diğerlerine göre birazcık daha uzun oldu
Natsu ve diğerlerini anlatırken 3. Tekil şahıs kullanıcam onun dışında tüm kitap Lucy'nin anlatımından
Bölüm tam olarak 541 kelime
Öpüldünüz *3*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Bırakma (TAMAMLANDI)
AléatoireEskiden ne kadar güzeldik değil mi? Sürekli göreve gider eğlenirdik, happy bizi yakıştırırdı, sen evime izinsiz girince benden tekme yerdin. Ama neden bu üç ay boyunca bunların hiç biri olmadı? Sanırım ben çok iyi biliyorum, ejderha gerçek prensesin...