medya; kıyafetleriyle beraber Jennie
•
Geldiğim evin bahçe kapısından içeri girerek etraftaki kalabalıkta gözlerimi gezdirdim. Giydiğim kıyafetle beraber tam olarak buradakilere benziyordum fakat ben genel olarak bu tarz giyinmeyi severdim.
Bahçeye geçerek etraftakilere suratımı buruşturdum. Çok kalabalıktı ve ben çok kalabalıktan asla haz etmezdim. Ğstelik bu kalabalık sadece ön bahçedeki kalabalıktı.
Açık ev kapısından içeriye girerek gözlerimi evin içinde gezdirmeye başladım. Koltuklarda bir kızla beraber oturan ve gülüşen Beakhyun'ı görünce gözlerimi kaçırdım ve mutfak olduğunu düşündüğüm yere ilerleyerek içeriye girdim.
"Yah! Chaeyoung!" diye çığlık atan Lalisa'yı gördüğümde kaşlarımı kaldırmıştım. "Üzerim- Aa, Jennie," diyerek gülümsedi beni görünce. "Gelmişsin. Bu yakın arkadaşın, siz tanışın ben şu üzerimdeki elbiseyi değiştirip geliyorum."
Gözlerimi Chaeyoung'a çevirdğimde içten bir şekilde gülümsedi. "Park Chaeyoung. Sen de Jennie olmalısın."
Gülümsemeye çalışarak elini sıktım. "Evet."
"Kai'nin sevgilisiydin değil mi?"
"Önceden."
Omuz silkti. "Gel arka bahçeye geçelim. Jisoo da orada, onunla da tanışmış olursun hem."
O ilerlemeye başladığında ben de peşinden ilerlemeye başladım. Arka bahçeye çıktığımızda yalnız başına oturan kızın yanına ilerleyerek oturan Chaeyoung'la ben de oturdum.
Kız gözlerini bana çevirdi. Jisoo olmalıydı.
"Sen Jennie olabilir misin?" diyerek kaşlarını kaldırdı. "Kai'nin eski sevgilisi olan?"
Başımı salladığımda gülümsedi. "Jisoo ben de."
Gözlerimi etrafta gezdirmeye başladığım sıdada göz göze geldiğim Jongin'le duraksadım. Burada olacağını zaten biliyordum ancak böyle çok hazırlıksız yakalanmıştım.
Lisa üzerini değşştirip yanımıza geldiğinde Chaeyoung'u kaldırdı. "Gel, dans edelim."
"Off, Lalisa!"
"Selam, kızlar," diyen bir ses duyduğumda gözlerimi sesin sahibine çevirdim.
Park Jimin.
Yanıma oturarak kolunu omzuma attı. "Ne haber?"
"İyiyim," diyerek güldüm. "Sen?"
"Ben de iyiyim," dediği sırada Jeon Jungkook, Kim Taeyung ve Min Yoongi de masaya gelmişti.
"Jennie!" diye bağıran Taehyung, dikdörtgen bir şekilde güldü. "Hey, nasılsın?"
"İyiyim," diyerek güldüğümde Jungkook gülerek bana başıyla selam vermişti.
"Min Yoongi," diyerek güldüm. "Yatağından nasıl çıkabildin sen?"
"Yaptık işte bir şeyler," diyerek omuz silktiği sorada, bize şok içinde bakan üçlüyü görerek sırıttım.
"Bunlar Chaeyoung, Jisoo ve Lalisa. Gerçi biliyorsunuzdur."
"Lalisa'yı biliyoruz bir tek," diyen Jungkook, omuz silkti. "Baekhyun'dan o da. Ee, ne içiyoruz? Ne yapıyoruz? Siz neden ayaktasınız?"
"Yavaş ol, tavşan," diyerek araya girdi, Yoongi. "Başıma kalıyorsun sonra."
"Amaaan, hyung," diyerek ayağa kalktı, Jungkook. "Jennie-ssi, ne içmek istersin? Bir tek senin içkini getireceğim."
Jimin'in omzumdaki kolundan kurtularak ayağa kalktım. "Ben de geleyim seninle."
Biz mutfağa ilerlemeye başladığımız sırada Jungkook, tavşan dişlerini gösterek gülmüştü. "Jennie, nedense çok mutlu oldun bizi görünce."
"Tam bir tavşansın," diyerek kafamı iki yana salladım ve mutfağa girdiğimizde ileride duran bira şişelerinden birisini elime aldım. Şişeyi açarak ufak bir yudum aldığımda ise o da kendisine bir bira almış ve gülmüştü.
"Bunu genelde söylüyorlar zaten."
Mutfaktan çıkacağımız sırada mutfağa giren Jongin'le Jungkook sırıtan ifadesini sildi ve gözlerini bana çevirdi. Omuz silktim.
"Bunlarla çok yakınlaşmışsın, Jennie," diyen Jongin, bira şişelerinden birisine uzandı. "Beni unutmak için mi uğraşıyorsun?"
"Ya," diyerek gülümsedim. "Seni basıl özledim, bilemezsin."
"Tahmin edebiliyorum."
"Peki birazdan ne yapacağımı tahmin edebiliyor musun?" diyerek güldüğümde kaşlarını çattı.
"Evet," dediği sırada elimdeki bira şişesindeki tüm birayı kıyafetine dökmüştüm çünkü kafasına boyum yetmiyordu.
"Tahmin ettiğin şey miymiş?" dediğim sırada Jungkook anıra anıra gülmeye başlamıştı.
"Hassiktir, Jennieeee," diyerek gülmeye devam ettiği sırada Jongin ona ters ters bakarak bana dönmüş ve gülümsemişti.
"Tam tahmin ettiğim şeyi yaptın, Jennie," diyerek üzerindeki bira olmuş tişörtü çekiştirdi. "Ve biliyor musun, hiç değişmemişsin."
•