Adsız Bölüm 1

11 0 1
                                    

Günlerden bir gün, sabah kahvaltısından sonra babası kızına şöyle dedi: "Aykız artık on yaşına girdin. Kocaman bir kız oldun. Yarın sabah hazır ol bakalım. Sen de benimle beraber geliyorsun."

Aykız bu habere çok sevindi. Hemen babasına sarıldı, onu yanaklarından öptü. Annesi kızının bu coşkulu sevincine katıldı, üçü bir sevgi yumağı meydana getirdiler.

Aykız gün boyu pek neşeliydi. İçi içine sığmıyordu. Heyecandan yerinde duramıyor, eli ayağı birbirine dolaşıyordu. Öğle üzeri mutfakta annesine yardım ederken, iki çay bardağı ile üç yemek tabağını kırmıştı. Tabii ki, bunları isteyerek yapmamıştı. Zaten annesi hiç mi hiç kızmamıştı. Sadece kendisine, " Aykız ben yemeği sofraya getirebilirim. İstersen masada oturup yemeğin gelmesini bekleyebilirsin, oldu mu canım kızım? " demişti. Annesinin kızması için sebep yoktu ki...

Aykız ertesi sabah süt güğümlerinin at arabasına yüklenmesine yardımcı oldu. Arabaya bindi ve babasıyla birlikte saraya doğru yola koyuldular. Aykız sarayın bu kadar büyük olduğunu tahmin etmiyordu. Sarayın iç avlusunda babası süt güğümlerini teslim etmeden önce babasına sarayın içini görmek istediğini söyledi. Bunun üzerine saray görevlilerinden bir kadın Aykız'a' yardımcı verildi. Aykız kadınla beraber sarayın odalarını, salonlarını gezdi, dolaştı. Bir koridordan geçerken karşıdan gelmekte olan beş kız gördüler. Görevli kadın, Aykıza'e en öndekinin ZehraSultan olduğunu, bir şey sorarsa cevap vermesini, sözlerine dikkat etmesini usulca söyledi. Yasemin Sultan arkasında nedimeleri olduğu halde yanlarına yaklaştı. Aykızı'i bir süre süzdükten sonra görevli kadına dönerek,

Evet, misafirimiz kim oluyor? " diye sordu. Görevli kadın:

" Efendim, bu kız sütçünün kızı. Saraya ilk kez geliyormuş. Benden kendisini sarayın içinde gezdirmem istendi."

Zehra Sultan:

" Ya demek öyle...Ne kadar güzel " dedikten sonra Aykız'a dönerek:

" Sarayı beğendiğinizi umarım, arkadaşım. Adınızı öğrenebilir miyim?"

Aykız kendisi ile aynı yaşlarda olan Zehra Sultan'ın dostça tavırlarından çok memnun olmuştu. Hele kendisine 'arkadaşım' demesi yok mu?.. Bir dakika önceki heyecanını üzerinden atıverdi, rahatladı ve sesine tatlı bir çeşni vererek:

"Efendim, adım Aykızdır. Bizim evden saray rahatça görülüyor. Hep merak ederdim, acaba nasıl bir yer diye. İşte sonunda bu amacıma ulaştım. Geldim, sarayı gezdim, gördüm. Gerçekten büyük ve güzel bir yermiş. Hayran olmamak elde değil. Burasını çok sevdim. Bizim evimiz buraya göre oldukça küçük. Fakat ben evimi de çok seviyorum" deyince Sultan'ın arkasında duran nedimeler gülüştüler. Zehra Sultan şöyle bir arkasına dönüp baktıktan sonra hafifçe tebessüm ederek,

"Aykız gel istersen odama geçelim, orada konuşmamıza devam ederiz" dedi.

Aykız ile Zehra Sultan iki saati aşkın bir süre konuştular, dertleştiler. Sonra nedimeleri öğle yemeği için padişahın beklediğini Sultan'a haber verdiler. Aykız ile Zehra Sultan yarın sabah yeniden buluşmak dileğiyle ayrıldılar. Ayşecik babasıyla sarayın iç avlusunda buluştu. Süt güğümleri at arabasına yüklenmişti. Arabaya binip evlerine doğru yola koyuldular. padişah, Zehra Sultan'a sütçünün kızı ile odasında görüştüğünden haberi olduğunu, bunu yanlış bir davranış biçimi olarak değerlendirdiğini, bir Sultan'ın alelade bir köylü kızıyla arkadaş olmasının saray erkanı tarafından hoş karşılanmayacağını söyledi.

Bunun üzerine Zehra Sultan:
"Aykız, sizin tarafınızdan biraz olsun tanınsaydı, onun hakkındaki düşünceleriniz mutlaka olumlu olurdu. Aykız alelade değil, fevkalade bir köylü kızıdır. İnsanlar giydikleri elbiselere, yaşadıkları çevreye bakılarak değerlendirilemez. Aykız..." diye konuşurken, padişah sinirli bir şekilde ayağa kalktıktan sonra; "Aykız veya Ayzıt, kim olursa olsun... Onunla bir daha görüşmeyeceksin!.. İşte bu kadar!" diye bağırınca Zehra Sultan ayağa kalktı ve ağlayarak uzaklaştı.

Ertesi sabah babası süt güğümlerini görevlilere teslim ederken Aykız saray avlusunda boşu boşuna bekledi. Öğle vakti babasıyla birlikte eve dönerken, cevabını düşünüp bulamadığı soru şuydu: Zehra Sultan ile görüşmelerinin hangi sebepten ötürü engellendiği?..

Zehra Sultan Aykız ile görüştürülmemesine çok üzüldü. Yemeden, içmeden kesildi. Birkaç gün sonra hastalandı. Yatağında devamlı olarak "Aykız..Aykız.." diye sayıklıyor, günden güne sararıp soluyordu. Ülkenin en iyi doktorlarının çabası boşuna oldu. Sonunda padişah Aykız' in saraya getirilmesini istedi.

Zehra Sultan Aykızın'in gelmesine çok sevindi. Onun berrak bir su kadar temiz ve tatlı sesi hastalığının en iyi ilacı oldu.

Ağlayan gözleri güldü
Yanağında güller açtı
Bir hafta geçti, geçmedi
İyileşti, ayağa kalktı.

Padişah da onu pek sevdi
"İkinci kızım sensin" dedi
Sevgiyle bağrına bastı
Hatasını bağışlattı

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 10, 2018 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

AYKIZ  İLE  ZEHRA SULTANWhere stories live. Discover now