Merhabalar.Benim kitapım diğerlerinden biraz farklı,sevgilisinden kazık yemiş birisi olarak aşk öyküsü yazmıyorum.Ya da sıradan 400 sayfalık bir dedektif romanı.Benim meselem başka arkadaş.Yaşanmışlık öyküsü.Terkedilmişliği anlatıyor,sokak hayatını anlatıyor,fakirlik içinde mutlu olmayı anlatıyor,çok şeyi anlatıyor çok.
Babası ona Fatih Sultan Mehmet'den Fatih ismini koymuş.Bu Fatih 15'li yaşlara gelince kendisine birde Ömer ismini koymuş.Ömer Fatih oluncada çevresindeki insanlar ÖFT demeye başlamıslar.Tabi bizim Fatih bu durumdan hoşnut.
Sözel derslerde zayıfım bir tek matematiği seviyorum.Matematiğe özel bir hayranlık duyuyorum,bu durumdan da arkadaşlarım beni garipsiyorlar.Çok küfür ederim ve yanlız başıma takılırım.Kızlarla pek işi olmayan sıradan bir çocuğum.
Kışın ortasında yine en sevdiği kardeşi Alperle dolaşırken terkedilmiş eski bir ev bulduk.İçine girince hayrete düştük.Ne kırık var ne de ev eski.Alper burada takılalım artık demiş ve oraya bulduklarımız koltuk,masa vb eşyalar taşıdık bir haftada.Adını da Dinç koyduk.
Ben böle soğuk havaları çok seviyordum nedeni ise kapşondu.Kapşon takmayı ve kulaklıkla sokaklarda dolaşırken hayal kurmayı seviyordum.Napıcaktım o sıfır kollu tişörtleri.Artık her okul çıkışı ve tatillerde ordaydık bazen ateş yakıp,rap eşliğinde keyifli muhabetler ediyoruz.
Bu arada tabi Alperin aile durumları kritikdi.Üvey babası sorunluydu.Bende ona dert ortağı oluyordum.
Bir gün eve Alper anahtarıyla girmişti.Sonra yatak odasından gelen sesleri dinliyordu.Babası annesini dövüyordu.Alperin tepesi atmıştı.Laaan diye bağırıp hızlıca kapıyı zorlamıştı ki kilitliydi.Geriye çekilerek This Sparta yapmıştı o güzelim yeni tahta kapıya.Kırılıncada içerdeki babasını dövmüştü.Sonra da kulaklığını alıp kapıyı çekti.
Yaklaşık bir saat sonra kendine geldi.Öyle sinirlenmiş öyle dalmıştı ki nereye gideceğini bile bilmiyordu.Evinden epey uzaklaşmıstı.O an ben aklına geldim.Hemen aradı ve dinçe gelmemi söyledi.
Ben o ara okuldaydım.Öğretmeninden lavoba gidebilir miyim diye izin aldım ve telefonu açmıştım.''Noldu kardeşim?'' demiştim.''Büyük bir problemim var acil dinçe gel'' dedi Alper.Fazla düşünmedim kapıdan çıkmaya çalıştım ama güvenlik izin vermedi,bende arka kapıdan atladım.Hızlı adımlarla dinçe geldim ve Alperle uzun uzun konuştuk.Alper oraya dönmek yok bundan gayri diyordu Bense öyle şey olmaz dönüceksin diye ısrar ediyordum.Uzun ısrardan sonra kazanmıştım.Geceleyin evin yolunu tuttuk.Alperi evine bıraktıö ve Allaha emanet diyerek ayrıldım.
Alper içeri girdiğinde evde iki polis varmışçMeğersem Alperden şikayetçi olmuşmuş.Adam Alperi gördüğünde ayağa kalkmış ve bir daha bu eve gelme seni gidi piç diyip mutfaktan bıçağı almaya koşmuş.Alper onu umursamıyormuş yavaşca annesinin gözlerine bakıyormuş.Annesi hiçbirşey söylemeyince bu ona çok koymuştu.Mutfaktan çıkıp koşarak Alpere gelen adamı polisler tutmuş.Alper ise evden çıkmış.Ve sokağını süzerek Dinçe gitmiş.
Hocayı dövdüğü için lise 2 terk bizim apo artık sadece terkedilmiş sokağı,bir de kadim bir dostu kalmıştı.O akşam dinçte kalmış.Soğukmuş ama üzerinde deri ceketi varmış.Kanepeye uzanıp ayakları dışarda kalmış,düşüne düşüne uyumuş.
Sabah kalktığında sırtı ağrıyormuş.Umursamayıpceplerine karıştırmış.İki lirası ve birde telefonu varmış.Hattını alarak hiç düşünmeden telefonu satmış.Hiç acımayıp sadece onun çok sevdiği telefonunun ucuza gittiği üzülmüş kerata.
Ben her zaman ki gibi okuldan çıkıp dinçe gittim.Alperi bir simit ve birde üçgen peynirle akşam yemeğini yerken gördüm.Noluyor amk dedim.Alper dönüp herşeyi anlattı.Bir süre konuşmadık.
Ben bekle diyip çıktım.Evden gizlice para,battaniye ve giyecek bir şeyler aldım.Hepsine Alpere verdim.Pantolon ve tişörtler küçük gelmişti ama idare edicekti.Dinçin kapısı olmadığından hep kediler ve köpekler giriyordu.Ben kapıya çiviyle tahta çaktım.Böylece onlar giremiyor bizde zıplıyorduk.
Akşam olduğunda bu böyle gitmez kardeşim,bişiler yapmalıyız dedim.Yarın okulu kır işimiz var dedi.Başımı salladım ve eve gittimi.Evimde Annem babam çalışıyor abimde pek eve gelmiyordu.O yüzden beni düşünen pek yoktu.
Okul çıkışı dinçe gittim.Alper anlattı.Babasını soyucaktık.Evde yatağın altında iki buçuk milyarı varmış babasının.Ama ilk önce yeni kapşonlar lazım.Kamera olmayan bir giyim mağazasına gidip aldıktan sonra karnımız acıkmıştı.Paramız duruyordu ama harcayamazdık.Onlar bize lazım olucaklardı.Alperle güzel bir döner yedikten sonra parayı vermeden uzadık.Yeni bir hayat kurmuştuk.
Artık kamerası olmayan süpermarketler ikinci yuvamızdı.Sabah 8'de evden çıkıp akşam 12'de geliyordum her gün eve.Geceleyin yine eve gittiğimde Aponun annesi anneme ağlıyordu.İlk önce acıdım sonra hiç umursamadım.Koşa koşa bana sarıldı.Bana oğlum nerde sordu.Bende bıraktığın yerde dedim.O da o isterse babasını bırakırım ona söyle dedi bende olur diyip odama çekildim.
Sabah okula gitmeden Alpere uğradım ve söyledim.O da güldü bişi demedi.Sonra okulu es geçip Alperin yanında uyudum.Cumartesi günü eve giricektik.Babası çalışıyor olucaktı,annesi ise annesine gidyormuş.Uyandım
Bugün günlerden cumaydı.Kalk la cumaya gidelim dedim.Unuttuğumuz caminin yolunu tutmuştuk...