Soğuk bir kış günüydü ve Samuel alarmının çalma sesiyle gözlerini ovalayarak yatağında doğruldu.
''Ah! Kahretsin seni pislik alarm!'' diyip kolunu sinirli bir şekilde savurarak susmak bilmeyen alarmı kapattı.Saat 09:00.
10 dakika kadar yatağında sersem halde dururken telefonunun çalmasıyla birlikte irkildi.Arayan Barbara'ydı.
Samuel'in üstündeki o kalın yorganı atışıyla ayağa kalkıp telefona cevap vermesi bir oldu.
''Alo.Barbara?''
''Günaydın şapşal kardeeş!''
''Günaydın güzellik.''
Samuel Barbara'ya aşıktı ama Barbara'nın bu olanlardan haberi bile yoktu.Bir ara söylemeyi düşünen Samuel Christian'a bunu yapamayacağını düşünerek defalarca kararından vazgeçmişti.Eğer bunu yaparsa her şeyin daha kötü olmasından ve Christian'ı,Barbara'yı kaybetmekten korkuyordu çünkü gerçektende tam bir kardeş gibilerdi.Çocukluk arkadaşıydılar ve arkadaşlıkları tüm herkesi kıskandıracak derecede güçlüydü.
Arkadan Christian ve Barbara'nın fingirdeme seslerini duyunca yüzü birden asılan Samuel kendini yatağa atıp eliyle gözlerini kapatıp sesssizce onları dinlemeye devam etti.Kıkırdama sesleri devam ediyordu.
''Aaa Chris durur musun birazz.''
''Sevgilime istediğim zaman dokunamayacak mıyım yoksa bebeğim?''
''Her zaman senin olduğumu biliyorsun ama şurda Samuel'le konuşmaya çalışıyorum.Keser misin artık şunu?''
''Pekalaa.Öyle olsun ama bu burda bitmedi bebek.Sam'a selam çak benim yerime.''
Sam Samuel'e arkadaşlarının verdiği takma isimdi.Özelliklede Christian çok kullanırdı.
''Aovv Sam duydun mu? Christian'ın sana çok selamı var.''
''Evet,duydum canım sende söyle.Fazla geç kalmayın gitmek için sabırsızlanıyorum biliyorsunuz 1 hafta önceden kararlaştırdık bu planı bebek.''
''Biz yarım saate kadar Emily ve Jack'i de alıp orda oluruz.Sende çok bekletme bizi yoksa seni almadan dördümüz beraber gideriz o kayak merkezine seni muşmula suratlı şeyy.Hadi öptüm görüşürüz. Sam.'' dedikten sonra telefonu kapattı.Samuel yüzünde masum bir gülümsemeyle doğrulup bir duş aldıktan sonra dün geceden hazırladığı eşyalarını kapının önüne koydu ve saate baktı. 09:27. Birazdan burda olurlar düşüncesiyle pencereye doğru ilerlerken korna sesini duydu ve direk çantalarını sırtlayarak kapıya doğruldu.Kapıyı açtıı ve aman Allah'ım o da ne?!
''Emily bunu sana çok pis ödeticem!'' diye bağırdıktan sonra sırtındaki çantaları hararetle yere fırlatıp yüzüne isabet eden kar topunu temizlemeye başladı.
''Ahahahaa dostum nasıl isabetti ama!'' diye kahkaha atan Emily tekrar arabaya bindi.
Jack ordan ''Yardıma ihtiyacın var mı dostum?'' diye seslenirken Emily arabada hala gülüyordu. ''Evet,Emily konusunda gerçekten ciddi bir yardıma ihtiyacım var dostum.Şu kızı nerden buldun Allah aşkına! Tam bir budala hoof.''
Eşyalar arabaya yüklendikten sonra yola koyulma vakti gelmişti!
''Hadi artık gidebiliriz gençleeer!'' diye bağıran Barbara radyoya doğru uzandı ve müziği son ses açarak hepsi birden dans etmeye başladı...