on iki:

1.6K 149 10
                                    

Kai:

Ellerimle masada ritim tutmaya başlayarak sert bir nefes verdim. Chanyeol, Baekhyun ve ben, beraber kantinde oturuyorduk fakat Jennie ortalıkta görünmüyordu.

Gün boyu sadece uyumuştu, Sehun'la veya Lay'le bile konuşmamıştı. Onu uyutmayan bir şeyler olduğunun farkındaydım çünkü ne kadar uykusu olursa olsun okulda uyumazdı.

Kantine giren Lalisa, doğruca yanımıza gelerek yanımdaki sandalyeye oturdu. "Partide ne oldu?"

"Ne?" dediğimde kaşlarını çattı.

"En son Jennie seni çekiştiriyordu, sonra bir anda geldi, ben gidiyorum diyerek gitti. Ne oldu?"

"Hiçbir şey."

"Hiç inandırıcı gelmedi. Ne yaptın kıza?"

Kafamı alayla sallayarak masanın üzerindeki telefonuma uzandım. Telefonu elime alarak kısaca gelen bildirimlere bakındım ve ekranı kapatarak arkama yaslandım.

Kantinden içeriye Jennie ve Lay girdiğinde gözlerimi onlara çevirerek kaşlarımı çattım.

Biz sevgiliyken, yani yaklaşık birkaç ay öncesine kadar bu kadar samimi değillerdi. Arada bir muhabbetleri oluyordu ancak bu kadar değillerdi.

Neden bu kadar yakınlaşmışlardı?

"Kızı gördüğünde ona aptal aptal bakınmayı biliyorsun ama gidip onu hâlâ sevdiğini söyleyemiyorsun, değil mi?" diyen Lalisa alayla gülerek kafasını salladı. "Aptal. Sen gururu için yaşayan aptalın tekisin. O kadar şeyden sonra kızın senin elini tutmasını nasıl beklersin? Üstelik birkaç dakika önce bu konu yüzünden Sehun'la kavga etmişken."

Gözlerimi ona çevirdiğimde gözlerini kıstı. "Seni tercih edeceğini cidden düşünmüş müydün? O kızı öptükten sonra bir açıklama yaptın mı? Yapmadın. Bu ortaya çıktığında Sehun'la kavga ettin, en yakın arkadaşınla. Psikolojin yerinde miydi senin? Jennie'nin senin elini tutmasını nasıl beklersin?"

"Lalisa," diyen Baekhyun, kaşlarını çattığında ayağa kalkarak kantinin çıkışına ilerlemeye başladım. Okul bahçesine adım attığım sırada Lay'in koluna yaslanmış Jennie'yi görerek adımlarımı hızlandırdım ve yanlarına geldiğimde durdum.

Lay kaşlarını çattığı sırada Jennie yarı kapalı gözlerini açmış ve bana bakmaya başlamıştı.

"Gel," diyerek elimi uzattım ve Jennie'nin elini tutarak çekiştirmeye başladım.

"Kai-"

"Lay, konuşacağız," diyerek Jennie'yi çekiştirmeye başladığımda adımlarıma yetişmek için zorlandığını gördüğümde yavaşladım. Okula girip resim sınıfına geçtiğimizde kapıyı kapatarak Jennie'ye bakmaya başladım.

"Neden kaçtın?"

Omuz silkti. "Çünkü beni öpmen aptalcaydı."

"Jennie-"

"Kai, daha siz okula geleli birkaç hafta oldu ama gerçekten çok sıkıldım," diyerek uzun saçlarını elleriyle geriye iteledi.

Saçlarına çok özen gösterirdi. Birisinin eli değdiğinde bile kafayı yiyecek gibi olurdu, yanacaklarını düşündüğü için doğru düzgün düzleştirmezdi, tararken can çekişirdi.

Ve o çok güçlüydü. Ayrıldıktan sonra saçlarını kesmemiş, en değer verdiği şeyden vaz geçmemişti. Bu yüzden ona hayrandım fakat sinirliydim de.

"Jennie-"

"Ne yapalım biliyor musun," diyerek ellerini saçlarından çekti. Aramızdaki boy farkı yüzünden gözlerime bakabilmek için kafasını yukarıya kaldırmak zorunda kalmıştı. "Unutalım."

"Ne?"

"Unutalım," diyerek omuz silkti. "Senin için Sehun'la konuşabilirim. Arkadaş grubunu kaybettiğin için özür dilerim, onları tekrar bir araya toplayabilirim. Ama birbirimizi tanımıyormuş gibi davranalım-"

"Çok fazla saçmalıyorsun," diyerek alayla güldüm. "Ben aramızda hiçbir şey olmamış gibi davranamam."

"İyi," diyerek omuz silkti. "O zaman benden nefret ediyor gibi düşün. Zaten sen benden mefret etmiyor musun? Ne bu tavırların, anlamıyorum. Dengesizin tekisin."

"Ben," diyerek yumruk yaptığım ellerimi sıktım. "Jennie, ben-"

"Ya sadece birer yabancıyız ya da birer düşman," diyerek kaşlarını çattı. "Daha fazlası olmaz, Kai. Sen benim için Kai'yken, daha fazlası olmaz."

çok

sıkıcı

çok sıkılıyorum

when u touch me [jenniexkai]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin