Fikret üstü hasırlı bir sandalyede cebinden çıkardığı buruşuk kağıtlara bir şeyler karalıyordu. Derken sabaha karşı Meryem geldi. Hafif sarhoştu bir yıl sonra ilk defa adım attığı evde hiçbir şey değişmemişti. Çalışma masası üstünde porselen bir bardak onun içinde kalemler duvara dayanmış birkaç kitap geçen yıl Fikret'in topraktan yaptığı mask maun kitaplık bakır küllük ağzına kadar izmarit dolu kenarda bir yerde işleri bitince ortalığı sildikleri bez. Onarılmamış yatak, çarşafı kırışık. Yatağın demir başlığında lacivert bir don asılı. Meryem bu donu hatırlıyor. Geçen yıl Sosyete Pazarı, pazarlık ettiği esnaf üç don için pazarlık etmişti. Şaşkın bakışlar arasında, mutlu olmuştu. Yarı fiyatına neredeyse aldı çıktı. Eve geldi. Fikret hasır sandalyede buruşuk saman sarısı bir kağıda iki büklüm bir şeyler yazıyor. don mu aldın, sağol koy şöyle hiç bana bırakmıyorsun böyle şeyleri. Fikret kağıdı gözlerine bir karış mesafeye getirdi. Hangi soruyu soracağını düşünüyordu. Neredeydin? Neden geldin? Neden gittin? Sormaya hakkı var mıydı giderken engel olmalı mıydı? Hırkanı al hava serin paran var mı saçlarını kestirmiş en son uçlarındaydı kızıllığı o da gitmiş çok mu Seviyordun?Hevesini aldın mı?
"Hoş geldin Meryem"
"Hoş buldum Fikret"
Meryem elindeki hışırtılı poşeti kenara attı, paltosunu astı. Fikret kağıtları bir kenarakoydu. "Sular kesik. Sular kesik olmasa çay yapardık."Meryem :Ne zamandır kesik sular?
Fikret:On gündür. Ne var o poşette?
Meryem:Sana don aldım
Fikret:Sağol hiç bana bırakmıyorsun böyle şeyleri.Kasıklarının ekşi kokusu burnuna geldi Fikret'in don almak duş almak. On gündür cenabetim. Üç donum var hepsi kirli ama hiçbir kirli sepetinde değil. Meryem geçen yıl alana kadar ben don da giymezdim. Benim evde kirli sepeti de yok ki.
Kapı kolunu korunmasız kavradı Fikret, sağa çevirip açtı. Apartmanın rutubeti eve doldu. "Dur Fikret" dedi Meryem. Arkasını döndü kadına sarıldı. "Neredeydin Meryem?" Sonra tazyikli su sesleri. Evin her musluğu açıktı. Hızla dolan kovalar gürültü yapıyor. "Sular geldi" dedi Fikret."Peki sen neden gittin Meryem?"
Gazi yokuşunu çıkarken elindeki torbalarının geriye meylederek kendisini sırtüstü düşüreceğini sandı Fikret. Yokuşun tepesinden aşağıki yola baktı. İnsanlar ufacık görünüyordu. Ev görüş mesafesinde. Yaz sıcağı beynine işlemiş,apartmanın içi soğuk, bir oh çekti. Zile bastı "kim o"sesi gelinceye kadar kısa süreli bir kalp çarpıntısı. On beş dakika oldu çıkalı, gitmiş olamaz ki. Bari haber verseydi anahtarımı alırdım. Kendini kadının yeniden haberesiz gitmiş olduğu dşüncesine hazırladı. İçerden Meryem seslendi" kim o?" Fikret'in elindeki torbalar tüy oldu, hafif oldu. Neler aldın? Domates,bibeber. Sana bir dolma yapayım akşama. Yorma kendini yoldan geldin." Öyle bir yıl boyu öldüm mü kaldım mı bilmeden yaşayıp sonra geldiğinin ertesi günü mutfağa girip yemek yapılır mı?" "Söz ver Fikret hiç bir şey sormayacaksın. Yoksa yine giderim." Sormayacağımı bilmese gelmezdi, biliyorum. Sormam hayır. Dargınlıktan mı kızgınlıktan mı bimiyorum. Birer sandalye çekip oturdular. Hala dergideyim düzeltmenliğe devam. Birkaç kitap çevirdim yokluğunda. Elime üç beş kuruş geçti. Dergiden de hala alacağım var biraz.
Meryem :O kağıtlara ne yazıyordun?
Fikret:Şiir yazıyorum. Bazen dergide yayımlanıyor.
Meryem :Viyolonsel çalıyor musın hala?
Fikret:Viyolonseli sattım. Komşular da rahatsız oluyordu zaten.
Meryem :Senden başka kalan mı var Fikret. Zemin katta öğrenciler kalıyor bir tek. Apartman boşalmış, görmeyeli.
Fikret:Satmak zorunda kaldım. Aslında birçok şeyi sattım. Biblolar, gümüşler,sandıktan birkaç parça bir şey.
Meryem :Çeyizimi mi sattın?
Fikret:Para lazımdı. Kızdın mı?
Meryem :Hayır. Viyolonseli kaça sattın?
Fikret:Bin liraya verdim. Acele sattımPeki, senden başka kalan mı var, ne demek oluyordu. Beraber kalmıyormuyuz? "Biz"e ne oldu?
Meryem şiirleri okudu."Çok mu özledin beni?"
"Çok"
Ayağa kalktı Fikret. Öpüştüler. Daha ileri gitmeden önce "dur" dedi Meryem. "Önce soyunalım. Bir soyunalım."Karyolanın önünde biraz nefeslendiler. Adam kadının üstüne çıktı. Ne varsa erkekliğinde serbest kalsın diye bıraktı kendini. Sonra ulaştılar ateşler içinden bir yeniden doğuşa. Belki duvardaki tablo, belki yatağın bir yıldır hiç yatılmamış yanı hatırlayacaklardı bu anı. Yıllar boyu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kesintisiz Meryem
RandomÖzgür ruhlu bir kadın ve duyarsızlaşmaya başlayan bir adam...