Mutsuz olmaktan korkuyorum,üzülmekten kırılmaktan korkuyorum. Mert'in yanında olursan üzülceğimi biliyorum. Ama neden ondan ayrı kalamıyorum? Neden onu hep yanımda istiyorum? Nişanlı olmasına ragmen benimle olması neden bana doğru geliyor? Aşk değer mi bu kadar acıya? Ya sonu? Mutlu biter mi acaba?....
Mertle karşılaşmamızın ardından iki hafta geçmişti ve bi sadece bir kac kez telefonda konusmustuk hepsi bu! Ama bugun büyük gün...
"Hadi Eda gec kalıcaz cıkmamız lazım"
"Geliyorum harun 5 dakıka daha"
Hızla üzerime ince askılı göğüs dekolteli bir t shirt ve kısa siyah kot sort giymistim. Dolgu topuk ayakkabılarımıda ayagıma gecirdim mi tamamım.Merdivenlerden aşagı koşar adımlarla indim. Harum kollarını göğsünde birleştirmis ayagıyla ritim tutuyordu. Bu hali fazla sempatik geldi gözüme. Dayanamayıp yanagına ufak bi öpücük kondurdum. Gözlerini pörtleterek bana döndüğünde kahkaha atmaktan kurtaramadım kendimi. Yavaşça bedenimi süzerken hafif inleme karışımı mırıltısıyla
"muhteşem"
diyebilmişti. Gülümseyerek koluna girip dışarıya sürükledim onu."Bana söylüyorsunuz kendiniz oyalanıyorsun harun beyciğim"
"Özür dilerim eda hanımcım güzelliğiniz beni öyle büyülediki ne yapacağımı şaşırmış vaziyetteyim. Her an seni eve sokup üzerindeki kıyafetleri değiştirtebilirim!"
"Oh! saçmalama harun hadi gidelim bi an önce" sabırsızlanıyordum.
Araba yolcuğumuz fazla sessiz geçmişti. Ortaköydeki barlardan birine geldiğimizde harun hızla inip kapımı açmış ve kibar bir şekilde arabadan inmemi beklemişti. Valeye arabanın anahtarını fırlattıktan sonra içeri doğru ilerlemeye başlamıştık. Dayanamayıp elini belime atıp beni dahada kendine yaklaştırdı ve kulağıma "sakın yanımdan ayrılma!" diye fısıldadı sert sesiyle. Bu konuşma şekli beni korkutuyordu. Hic olmağı kadar ürküyordum ondan. Bu ses tonu beni ondan uzaklaştırıyordu bunu yeni fark ediyordum. Bize ayrılan locaya geldiğimizde ben koltuğa çökerken harun içki almaya gitmişti. Kısa süre sonra tekrar yanımdaydı. Tekrar kollarının altındaydım.
"Harun burda kimse yok neden dibimdesin" dedim gülerek.
"Bundan sonra böyle güzelim." Cevap vermeme fırsat olmadan içeriye mert ve nişanlısı gelmişti! Orospu kadın! Hah siz şimdi mertin surat ifadesini merak ediyorsunuz değil mi? Kaşları olabildiğince yukarı kalkmış gözlerinş yuvalarından çıkcak gibi duruyordu. En onemliside dudaklarından kaçan şaşkınlık nidalarını gizleyemiyordu. Aptal!
"Güzelim bak bu güzeller güzeli kardeşim Gülşah..." Soğukça tokalaştık sadece.
" Ve buda nişanlısı mert" mert ve anlamlandıramadım bakışları altında eziliyordum. Kendimi kötü mü hissetmeye başlıyorum? Kötü hissetmeli miyim ki? Ben kötü birşey mi yapıyordum? Tanrım! başa çıkamıyorum bu düşüncelerimle.
" Ve millet bu gördüğünüz bayanda eda kız arkadaşım" dediğinde ani bir şokla ona döndüm. O ise sadece kollarını belime dolayıp boynuma hafif bir öpücük bırakarak mert ve gülşaha bir seyirlik sundu. Utanıyordum. Sevdiğim adamın karsısında bu kadar küçüldüğüm için kendime kızıyordum.
"Bize hiç bahsetmemiştin abicim. Nereden buldun ki böyle bir paçozu! Daha giyinmesi bile bilmiyor yüzü desen bakılcak bir tarafı yok sen onu yanında kız arkadaşım diye mi gezdirceksin" sinirle gülşaha baktım! Kendini ne bok sanıyordu ki! ama cevap vermeyecektim çünkü biliyordum harunun gereken cevabı vereceğini.Bekledim... bekledim... bekledim...
Gözlerimin dolmasına engel olamıyordum. Hayal kırıklığıyla baktım harunun yüzüne son kez. Çantamı alıp hızla çıktım o lanet bardan. Ne kadar uzaklaşırsam o kadar kafamı dagıtırdım. Kendimi boş bulduğum çimenlerin üzerine bıraktım. Daha önce hic bu kadar aşağılanmamıstım. Hic bu kadar rencide olmamıştım.
"Edam.. güzelim iyi misin?" mert... mert yanımdaydı. Mert benimleydi... kafamı hafifçe sağa sola salladım. Saniyeler içinde kendimi onun kollarında buldum. Teselli ediyor moralımi yerine getirmeye çalışıyordu.
"O kadını gebertebilirim! Zor tuttum kendimi"
Gercek yine zehir gibi girdi benliğime. Mert benim değildi mert ona aitti. Az önce bana hakaretleri yagdıran kadına aitti. Kollarından hızla ayrılıp
"Git yanımdan"
"Anlamadım"
"Git yanımdan diyorum mert nesini anlamadın. Degol git nişanlının yanına"
"Neden bunu yapıyosun eda. Onunla olmak zorundayım sadece neden anlamıyorsun"
"Lütfen" dedim sessizce. Oda halimi anlamış olacak ki fazla uzatmadan gitti yanımdan. Yalnızdım. Ne yapacaktım bir başıma nereye gidecektim?3 GÜN SONRA
Bankların üzerinde uyumaktan sırtım ağrıyordu artık. Param tamamen bitmis dün öğleden beri yemek yiyemiyordum. Cidden sefil bir haldeydim. Harun beni defalarca aramıştı ama ben bana ulaşmasın diye telefonu kapatmıs ve hergangi bir çöp tenekesind atmıştım. Şimdi nerde miyim? bilmiyorum bir önemide yok zaten bir çocuk parkında uzanmış gök yüzünü izliyorum. Ama tembellik yapmamam gerekiyor kalkıp bir iş bulmam ve para kazanmam gerekiyor. Hafifçe doğruldum uzandığım banktan. Başım dönüyordu açlıktan artık vücudum sinyallerini veriyordu. Bir iki adım attıktan sonra onun sesini duydum...
" Sonunda buldum seni Edam..."Evett arkadaslarrr. Baya uzun bir aradan sonra beraberiz. Sizce kim geldi ? Kimi düşünüyorsunuz merak ediyorum. Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi ve begenilerinizi bekliyorum :)