Sabah saat 7:00 civarıydı. Mahalle oldukça ıssızdı. Ta ki küçük Mihriban
bakkala gidene kadar.. O küçücük ağzıyla horoz gibi ötüyor
yaşıtlarını kaldırıp oyuna davet ediyordu. Bir yandan da bakkaldan henüz aldığı sıcacık ekmeği sallaya
sallaya şarkı söylüyordu.Mihriban'ın babası o daha 6 aylıkken
vefat etmiş,onu annesiyle bir başına
bırakmıştı. Annesi Mihribana hem
annelik hem de babalık yapmıştı.
Onun bir dediğini iki etmemişti.
Bu nedenle de Mihriban şımarık ve
oldukça hareketli bir çocuk olarak
mahalle de çok seviliyordu. Özelikle
de yan komşuları olan Bakkal Halil
amca ve onun eşi terzi Menekşe abla
Mihriban'ı çocukları gibi görüyordu.
Hatta o kadar çok seviyorlardı ki Mihriban büyüyünce onu oğulları Bayazıt ile evlendirmek istiyorlardı.
Bayazıt da Mihriban'la aynı yaştaydı.
Çoğu zaman Mihriban onunla oyunlar
oynar, ödevler yapardı. Bir ara Mihriban annesiyle Bayazıtgilin evine
gittiklerinde Menekşe,Mihribanın annesi olan Güler'e ilerde Mihriban'la
Bayazıt'ı evlendirme konusunu etraflıca komuşmuştu. Güler ise bu işe çok sevinmiş, Mihriban için şimdiden hayaller kurmaya başlamıştı.
Güler Mihriban'a ekmekleri getirmesi için balkondan işaret etti. Mihriban da koşa koşa küçük ama sevgi dolu evlerinin kapısından içeri girdi.
Güzelce kahvaltısını yapıp mahalleyi
şenlendirmek üzere sokağa çıktı. Sokakta Bayazıt'ı gördü. Misket oynuyordu. Hemen onların yanına giderek "Ben de oynayabilirmiyim"diye ısrarla sordu. Mahallenin en kötü çocuklarından biri olan Şâban "Hayır oynayamazsın
hem kızlar ne anlarki misketten. Sen git evcilik oyna." Mihriban Şaban'a iyi bir ders vermesi gerektiğini anladı.
"İddiaya varmısın?" Şâban gülerek
"Hadi başla"dedi. Mihriban Bayazıt'ın elindeki misketleri alarak oyuna başladı. Kısa bir süre sonra oyun bitti.
Mihriban galip çıktı. Şâban ise sinirlı
bir şekilde oradan ayrıldı. Mihriban
Şâbanın arkasından bağırarak"Ne oldu bak gördün mü erkeklerin yaptığı her şeyi kızlar da yapar ohhhhh canıma da değsin"diye var gücüyle bağırdı.Böylece günler geçip giderken Mihriban hızlı bir şekilde büyür. Çok güzel bir kız olur. Bayazıtsa çok yakışıklı bir erkek olur. Bayazıt Mihriban'a büyük bir aşk duymaktadır. Mihriban da Bayazıta karşı hissiz değildir. Ama bunu asla belli etmez. Mihriban ilkokul öğretmeni olmuştur. Bayazıt da kendi çapında bir işyeri açmış maddi durumu gayet iyidir.
Akşam üzeri Mihriban okuldan eve dönerken karşısına Şâban çıkar. Şâban her ne kadar Mihribana kötü
davransa da içten içe onu çok sevmektedir. "Nereye gidiyorsun?"
Diye bir soru sorar. Aslında Mihribanın eve gittiğini biliyor ama sırf konuşmak için bahana arıyordu.
Mihriban onu görmemezlikten gelerek yürümeye devam etti.
Şâban Mihriabanın kolunu sıkıca kavrayıp "bana cevap ver"dedi. Mihriban hiç oralı olmadı ama Şâbanın sımsıkı tutuğu kolunu da çekmeyi başaramadı. Şâban birden
yere düştü. Mihriban ne olduğunu
anlamak için arkasını döndüğünde
gözlerine inanamadı....Bölüm kısa üzgünüm...
Takipçi sayım artmazsa yeni bölüm gelmicekk!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayyüzlüm
Roman d'amourAçmış olduğum ellerimi tut bırakma beni. Yaslanayım senin güven veren geniş omuzlarına. Kafamda binlerce soru işareti Nerede,kiminle,ne yapıyordun ayyüzlüm???