Bölüm 21

45 6 4
                                    

Gözlerimi yavaşça açtım ve esnedim. Yatağın diğer tarafına baktığım zaman Derek yoktu. Havanın karardığını balkon tarafında olan cam bölmeden görebiliyordum. Yataktan ayaklarımı sarkıttım ve incilen bileğime baktım. Şişme yoktu morarıp morarmadığını sargıdan göremiyordum. Ayağa kalkarak üstüne bastım acıda yoktu. Sargı bezini çıkardım ve morarmadığını gördüm yavaş adımlarla odadan çıkıp aşağıya indim acıktığımı belirten mide gürültüsü beni mutfağa yöneltti. Derek nerdeydi. "Derek!!! Anna!!! Evde biri var mı acaba" diye bağırdım ama ses seda yoktu. Mutfakta buzdolabının üzerinde asılı olan notu buldum 'Sara Anna ile buradan bağzı şeyler almamız gerekiyor. Uyandıusan ve bu notu okuyorsan yakın zamanda dönücez. Daha sonrada yola çıkıcaz. Hazır bekle!' notunu okudum. Aman ne güzel beni neden hep yalnız bırakıyorlar helede peşimde tehlikeli yaratıklar varken. Buz dolabının kapağını açtığım zaman dolapta bir sey olmadığını gördüm en iyisi onları beklemekti. Evi incelemeye başladım. Kavanozların içinde kurumuş bitkiler küller doluydu. Tamamen bir cadı evi gibiydi. Kendimi koltuğa atıp boşboş etrafa bakarken kapının açılma sesini duydum. "Derek neden bu kadar geç kaldınız" diye bağırdım. Ama ses gelmeyince bir anormallik olduğunu anladım. Etraf bimumlarla doluydu. Onları düşüncelerimle yaktım. Kapıya baktıpım zaman iki tane izbandut gibi adamın orada sıkıldığını gördüm. Bulmuşlardı beni ve Derek burada değildi. "Durun siz ölü değilsiniz ama size bir teklifim var eğer şimdi buradan çekip gidip beni bulamadığınızı söylerseniz size zarar vermem yada öldüğünüzde arattan kurtulmanızı sağlarım. Ama gitmezseniz ve benimle savaşırsanız işte o zaman sizi öldürür ve arafa hapsederim ruhlarınızla oyun oynamak canınızı yakıp işkence etmek hoşuma gider" dedim hafif sıratarak. Ben Sara asla bunu yapamazdım onları öldüdüremezdim bile sadece birazcık korkutucu görünmeye çalışıyordum. Adamlar birbirine baktılar ve daha sonra bana "Her türlü ölürüz. Seni götürmeden gidersekde ölmüş olucaz"dedi. Bana doğru yürümeye başladılar bir şeyler yapmalıydım. Elimle ateşi kendime doğru çektim ve üstlerine fırlattım ama hiç canları yanmışa benzemiyordu. Evdeki adam aklıma geldi ona yaptığım gibi su ile onları dondurabilirdim. Ama sadece bir sürahi su vardı. Havanın rüzgarlı ve yağmurlu olduğunu düşündüm pencerelerin açılmasıyla sırıttım ve bardaktan boşanırcasına yağan yağmurdan koca su topları yaptım. Adamlar şaşkın halde bana bakarken " Teklifimi kabul etmeliydiniz" dedim. Ve onları dondurdum. Yağmuru ve rüzgarı kesip Derek'i beklemeye başladım. Bana bir şey olduğunu umarım havadan anlar ve daha hızlı gelirdi. Evden dışarı çıkarak ormana gittim bir ağacın tepesine çıkıp Derek'i beklemeye başladım.

Ne kadar süredir orda olduğumu bilmiyorum. Ağaçtan inerken düştüm kalkıcak halim kalmamıştı ve gözlerim kararıyordu halsiz ve yorgun hissediyordum. Açlıkta hiç yardımcı olmuyordu gözlerim istemzsice kapandı.

1 saat sonra

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1 saat sonra

Gelen seslerle gözlerimi açtım bu Derek'di. Hemen ayağa kalkıp ona dorğu koştum ve sarıldım. "Aman tanrım. Geldin sonunda geldin içeride iki tane adam var. Lütfen acısız hallet " dedim. Derek bana anlamaz gözlerle bakıp "Neler oluyor Sara ormanda ne işin var. İçerideki adamlar kim? " dedi. Haklıydı haberi yoktu hiç bir şeyden. "Beni almak için geldiler. Onlardan kurtulmak için elimden geleni yaptım fırtına yağmur bu yüzdendi. Diğer adam gibi onlarıda dondurdum. Ve Derek açım" dedim. Derek son cümlemden sonra biraz duraksadı. "Tamam sen arabaya geç brn halledip geliyorum " dedi. Hayır bu sefer bende orda olucaktım. O adamları ben çözücek ve ölümlerini izliycektim. "HAYIR! Bende geliyorum"dedim. Bu çıkışıma şaşırmış olacakki bir şey demeden eve doğru yürğdü bende peşinden gittim. Eve girdiğim zaman buzun yavaş yavaş erimeye başladığını gördüm. Derek yumruklayarak kırmaya çalışıyordu. "İstersen ben hallediyim " dedim. Dönüp bana baktı "Ah doğru tabi" dedi ve önümden çekildi önce sönen mumlardan bi kaçını yaktım ve tekrar o ateşlerden birer top yaptım yavaş yavaş büyüyen alev toplarını buz toplarının etrafına sardım ve bir kaç saniye sonra eridiler. Ateşleri söndürüp yere düşen adamlara baktım. Derek tam onlara doğru ilerliyorken hava gücümle onları yukarı kaldırdım. Ayılmışlardı. "Size sunduğum teklifi kabul etmeliydiniz. Bana güzel eğlence olucaksınız ama size bir teklifim daha var. Bana peşimde kaç kişinin kimlerin olduğunu ve ne yapmak istediklerini anlatırsanız acısız bir ölüm ve ardından kapısı açık bir diğer taraf. Şimdi karar sizin iyi düşünün"dedim. Derek hala ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Bu yaptığım şeylere inanamıyorum. "Sana bir şey anlatmıycaz Sara" dediler. "Peki o zaman sizi en acılı yolla öldürmem gerekicek ama merak etmeyin araftan kurtulmanıza izin vermeyeceğim için bana acı veremiyceksiniz"dedim sırıtarak. Derek'e döndüm. "En acılı yol ne " dedim. Derek yüz ifadesinden hiç ödün vermeyerek "Bana bırak Sara " dedi. Bunu kendim yapmalıydım. "Peki o zaman kendim hallederim"dedim sırıtarak. Derek bana ne olduğunu anlamaz gözlerle bakıyordu. Değişiyordum. Güçleniyordum. Farkındaydı ama bu değişimin iyiye gittiğinden şüpheliydi.
Adamlara döndüm ve iç organlarını teker teker parçalamaya başladım acı içindeki bağırışıyorlardı. "Sara onlara ne yapıyorsun? " dedi Derek. "Bu güne kadar tattığım ölümlerin en acı olanını hisettiriyorum" dedim. Derek evden çıktı. Ne oluyordu ona işimi hızlandırmak için daha güçlü acı verdim ve öldüklerine emin olmak için ateşe verdim. Daha sonra arabaya Derek'in yanına gittim. Hiç konuşmadan arabayı sürmeye başladı. "İyimisin?? " diye sordum bana bakıp sinirli bir şekilde "Asıl sen İYİMİSİN?? " dedi. Ben iyiydim hemde hiç olmadığım kadar. "Sorun ne Derek" dedim.Arabayı ani bir fren yapıp durdurdu bana doğru döndü "Sorun ne mi sorun senin garip davranmaya başlaman sorun sensin. "dedi hakli olabilirdi.

ÖLÜM MELEĞİ  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin