Birisi için miydi yanmak, sınanmak? Yoksa onun yokluğu ile savaşmak mı sınanmak?
Asla değmeyeceği şeyler için uğruna savaşıp feda etmedik mi duygularımızı? Hem karşılıksız, hem de önemli.
Vurdum duymaz insanlara vurun, duymayın. Çünkü; herkese yaptığı faydasızlığın ve boşluğun farkına varsın. Kendi zehirinden verin ve asla çekinmeyin...
.............................MELİSA KARCIBenim acım, benim acım. Senin acında benim acım. Uzaktan bakarken mi iyidir yoksa dibinde olup ona bir tek laf bile edememek mi? Sanırım ben acıdan kıvranmayı tercih ediyorum.
Günlüğümün kapağını kapattığımda kapağında oluşturduğum desenlerime tekrardan bir göz attım, muazzamdı. Gözlerimi ondan her ne kadar çekmek istemesemde küçük kardeşimin odama girmesiyle bakışlarımı ona çevirdim.
"Abla, annem bana süt vermiyor, neymiş efendim bugün zaten 2 bardak içmişim. Bla bla bla," diyerek dilini dışarı sarkıttı. Bu dediklerine ve yaptıklarına sırıtırken kardeşimin gözleri günlüğüme kaydı. "O da nedir?" bir günlüğüme bir kardeşime bakıyordum. "Sana ne bücür? Git işine süt yok sana." üzülüp alt dudağını bana doğru sarkıtırken 'son bir kerecik' deyip duruyordu.
"Hayır" cevabını aldığında kaşlarını çatıp günlüğüme doğru adımladı. Hızlıca elimde kavrayıp kolumu yukarı kaldırdım. "Ya abla göstersene kitabı, çok güzel gözüküyor. Hatta, benim olabilir mi?" Boyu yetmediğinden yatağın üstüne çıktı fakat yaş gruplarına göre diğerlerinden biraz daha kısa olduğu için defteri sağ sola yapmadan alması engelleyebiliyordum.
"Olmaz, bu kitap değil hem defter." yataktan hızlıca indi ve anneme bağırmaya başladı.
"Anneee, ablam bana defter vermiyor. Hatta bana şimdi vuracak galiba." deyip koluna vurdu ve 'ah'ladı. Gözlerimi devirdim ve kardeşime baktım.
"Taylan, istersen onu gerçekten yapayım." korku dolu gözlerle bana bakınca. "Yok annecim yok yok bana vurmuyormuş," deyip odadan kaçtı.
Ayağı kalktım ve üzerimi düzelttim, elimdeki günlüğü tekrardan bazamın içine yerleştirdim. Annemin mutfaktan,"Yemek hazır!" diye bağırmasıyla dile gelen midemi yatıştırmaya başlamıştım.
Yemeğe oturduğumda annemin yine harika yemekler yaptığını gördüm. Midem tekrardan ses verdiğinde karnıma baktım ve fısıldadım, "sakin ol midem, hepsi senin."
"Kızım, bir şey mi dedin?" Şaşkınca anneme baktım, duymuştu.
"Hı? Bir şey demedim sultanım, yine döktürmüşsün ortalığı. Onu düşünüyordum." Annem hafifçe gülerek,
"Ay yok ayol abartma." deyip çayı doldurmaya başladı. Teker teker hepsini mideme indirirken 1 kilo aldığımı düşünüyordum. Telefonuma baktığımda okul saatimin yaklaştığını gördüm. Elimdeki son lokmayı da ağzıma attım ve okul çantamı alarak hızlıca evden ayrıldım.
Okula vardığımda zil çalmıştı, yine geç kalacaktım! Adımlarımı hızlandırarak sınıfa doğru ilerledim. Kapıyı açtım ve öğretmenin sınıfta olduğunu görünce kapıyı geri kapatıp tıklayarak içeri girdim.
"Dicle hanım, bugün yine formundasınız bakıyorum."Afallamış bir şekilde öğretmene baktım. "Nasıl yani hocam?"
Ezen bakışlarının altında yeterince sıkışmamışım gibi iğneleyici ses tonunu kullanmasını ihmal etmiyordu. "Diyorum ki, yine geç kaldın. Yeter artık, doğru müdürün odasına."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin Adına (ARA VERİLDİ)
Teen FictionBir aşk için her şeyi gözden çıkarmak/susmak ve kadını aşşağılayıcı içerik YOKTUR.! "Neden sana güveneyim?" deyince suratı düştü, "Eski en iyi arkadaşınım ben senin, kendine gel!" deyip arsızca sırıttı. Yarım ağız sırıtıp ona doğru adımladım, "kend...