Genç adam telefonundaki galeri de geziniyordu. İçinden ne kadar yakışıklı olduğunu geçirdi bir kaç kere . Sonra fotoğraflarına bakmaya devam etti. Melikeyle olan fotoğrafları , Annesiyle olan fotoğrafları, babasıyla olan fotoğrafları , kız kardeşiyle olan... genç az önce geçtiği resme geri döndü. Eski kız arkadaşı İren'le olan fotoğrafı . Bunu silmeyi unutmuştu sanırım. Onunla ilgili her şeyi silip atmıştı hayatından. Gördüğü bu fotoğraf onu tekrar hatırlamasını sağlamıştı. Gerçi aklından -her ne kadar fotoğraf ya da bir anı kalmış olmamasına rağmen- çıkartamıyordu.
Bazen onu gerçekten özlüyordu. Geri dönmesini her şeyden çok isterdi. Ama yoktu işte . Gitmişti bırakmıştı onu . Hem şu an bir kız arkadaşı vardı. Fakat onun gibi değildi. O çok farklıydı. Herkesten, hepsinden, çoğu kızdan . Melike 'den bile . Evet şu an ki kız arkadaşını seviyordu. Fakat İren başkaydı. Bambaşka. Tanışmaları bile farklıydı.
12.11.2017
Delikanlı okulun düzenlediği etkinliklerden biri olan Belgrad Ormanı gezisine bir alt sınıftan öğrencilerin geleceğini öğrenince üzülmüştü . Onlar fazla çocuklardı. Evet kendisi de o yollardan geçmişti fakat onlar hem fazla çocuk hem fazla ergen hem de fazla özentilerdi. Bir insan neden kendisi olmak varken başkalarını taklit ederdi ki. Onlar kopyacılardı.Bu yüzden hiçbir yere onlarla gitmeyi sevmezdi.Aslında başına geleceklerden habersizdi. Oraya gitmesi hayatındaki çoğu şeyi değiştirecekti. Fakat o şu an bunların farkında değildi.
Burnuna gelen yanık kokusuyla mangalcıların yanına gitmeye karar verdi. Bunlar ne beceriksiz insanlardı. 'Alt tarafı bir mangal neyini beceremiyorsunuz.' diye geçirdi içinden . Yavaş yavaş toprak yerden aşağı iniyordu. Fakat gördüğü manzara karşısında ister istemez durdu. Mangalı erkeklerden biri yapmıyordu. Bir kız yapıyordu. Gözlerine inanamayarak yanına gitti.
"Neden sen yapıyorsun?" diye sordu kendini tutamayarak. Kız başını mangaldan kaldırdı. Ve delikanlıya baktı. Kaan'ın kızın gözlerinden gözleri kamaşmıştı. Masmavi gözleri pasparlaklardı. Kendi gözleri ise simsiyahtı. Hiç bu kadar mavi bir göz rengi görmemişti. Kendini adeta büyülenmiş hissetti.
"11lilerin egoları yerine mangalla uğraşmak daha ilgi çekici." diyerek parlak mavi gözlerini devirdi.
"Boşta mangal olsaydı 10. sınıflar için aynı şeyi söylerdim." dedi ve kızı inceledi. Kız hafif balık etliydi. Ve o kadar bol giyiniyordu ki . Kıyafetleri sanki 120 - 130 kilo birine aitmiş gibiydi. Gözleri fazla güzeldi. Saçları açık griye boyanmıştı. Fakat kıza çok yakışmıştı.
"Demek 11sin?" diyerek maşayı elinde döndürdü.
"Aynen, yalnız dikkat et de etleri yakayım deme yoksa o çok egolu 11'ler sana zarar verebilir. " diyip göz kırptı. Kız yandan bir bakış atıp yamuk bir biçimde gülümsedi.
Arkasını dönüp yukarı doğru yürümeye başladı. Yanına gelen Melike'yi fark etmemişti.
"Ne konuştunuz o kızla ?" Melike Kaan'ı seven bir kızdı. Aslında Melike çirkin bir kız değildi . Fakat davranışları Kaan'ın sevebileceği türden değildi. O da 11'lerin özenti kızlarından biriydi. Kendi olmak yerine başkası olmayı tercih eden tiplerdendi.
"Seni konuştuk Melike." diyerek onu takmadan yürümeye devam etti.
"Cidden mi?" Biçimli kaşları yukarı kalkıp alnının kırışmasına sebep olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutlu Olmak İçin İyi Bir Nedensin
Mystery / ThrillerŞu an bu yazıyı yazabiliyor olmam bile . Mutlu Olmam İçin İyi Bir Neden...