GAMZE KANDEMİR
Elbisemin fermuarını çektikten sonra tuvaletten çıktım. Saçlarımıda aynanın önünde bulduğum bir tarakla fırçaladıktan sonra aşağıya indim.
Gündoğdu Köşkü'ndeki ilk günüm hayırlı uğurlu olsun!
Kahvaltımızı yaptıktan sonra Emre masadan kalkınca bende peşinden kalktım. Kahvaltı masasındaki bir düzine insnaın merakla ne yapacağımızı beklediğine kalıbımı basabilirdim. Emre mutfağa girdiğinde bende peşinden gittim. Kendisine su dolduruyordu. "Emre?" Yanına gittiğimde kafasına kaldırdığı bardağı geri indirdi. "Ne istiyorsun?" Kaşları çatıldığında benimkilerde onlara eşlik etti. Neden bana kötü kötü bakıyordu ki sanki. "Bugün hastaneye gidecektik ya hani... Şey için?" Yüzüm kızarırken, içmek için dikelttiği bardağı geri indirip kaşlarını çattı. "Doktorun buraya gelmesini ni istersin, yoksa randevu mu almalıyım?" Beni düşünüyordu. Hastaneye gidersem randevu gününe kadar bekleyebileciğimi sanmıyordum. En iyisi doktorun buraya gelmesiydi. Belki bahaneyle biraz daha burda kalabilirdim. "Buraya gelse daha iyi olur sanırım... Hastaneye dedenler de gelmek isteyebilir bebeği görme bahanesiyle!" Emre'nin ağzına götürdüğü ve sonunda içmek için ağzına aldığı suyu geri püskürttü. Hemde yüzüme! "Bebek,"nefes nefese konuştuğunda telaşlandım. Yoksa yine mi test falan yapacaktık. Ah... Kalbim fazlasını kaldıramadı.
"Ne oldu?" derken bir yandanda yüzümden damlayan su damlacıklarını tişörtümün etekleriyle sildim. "Bizim bu bebek işini halletmemiz lazım!" Haklıydı ama nasıl?
"Bir bebeğe ihtiyacımız yoktu. Neden böyle bir yalan uydurduysan!"Elimi belime dayadığımda, Emre'nin kahverengi gözleri mavilerime odaklandı. Sanırım fazla kötü bakıyordu. "Eğer beni korkutmak için geç kalmasaydın, ne yapacağımı şaşırıp bir bebek işini ortaya atmazdım!" Ah gerizeklaı... Sadece bir bebek işini ortaya atmadın, beni de öptün!
"Sana mail attığımı sanıyordum... Her şeyi unutmuştum, bilhassa hatırlamıyordum. Kendime geldiğimde eve nasıl geldiğimi de bilmiyordum ki!" ayaklarım yere baskı uygulayınca parkeden ses geldi. Kollarımı önümde birleştitip devam ettim,"Senin şu şirket hisselerin... Yarım yamalak hatırlıyorum ama ne zaman devrilecekti?" Bana baktıktan sonra kaşlarını havaya kaldırdı.
"Bir iki ay içinde. Neden?"
"Dokuz ay sonra gerçek bir bebek dünyaya gelmeyeceği için, herkese bir oyun oynayacağız."dedim sivri zekamı kullanark. Eğer bir bebek doğmayacaksa, insanlara onun sevincini yaşatmak da saygısızlık olacaktı. "Oyun içinde oyun yani?"Emre de benim gibi kollarını göğsünde birleştirip tek kaşını kaldırınca bir meydan okumanın gelecğini biliyordum. Kafamı onaylamazcasına salladıktan sonra devam ettim,"Henüz oynadığımız bir oyun yok bay Gündoğdu. Anlaşmayı kabul etmedim." Emre'nin ağzı düz bir çizgi halini alırken gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Devam ettim, "Ve ilk oyunumuza dönersek... Kısa yoldan, bu bebek işinen kurtulacağız." Pes eden Emre ellerimi tezgaha dayadı ve kot pantolonun cebine elini soktu. Böyle duruken... Planıma odaklanmam imkansız ötesiydi. Fazla karizmatik ve şey... Sanırım seksi duruyordu.
"Peki bayan çok bilmiş, nasıl bir oyundan bahsediyorsunuz acaba?" Ben onun belinden düşecekmiş gibi duran kot pantolonuna odaklanmışken, planımı devreye sokan yine, uzaklara dalıp gitmeme neden olan kişiydi!
"Bebeği düşürdüğümü söyleyeceğiz."
"Buna inanırlar mı?"derken fazla mutsuz, fazla umutsuz bir hali vardı.
"Eğer gözleriyle görürlerse, evet!"
Emre'yi dahi zekam, kafasında kocaman soru işaretleri ve boş bir bardakla mutfakta bıraktıktan sonra salona geçtim. Hira, kumrul saçlı, iri gözlü bir kızla koyu bir muhabbete dalmıştı. Anlaşılan bir gecede unutmuştu beni sevgili dostum! Adını bilmediğim, kalkık burunlu çocukta Hira'ya yandan yandan bakışlar atıp değişik hareketler yapıyordu. Bu durum Hira'nın hoşuna gitmiş olacak ki, halinden memnun bir şekilde sırıtıp, kirpiklerinin altından çocuğu süzüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAŞMA #Wattys2016
HumorEgosu boyundan uzun yakışıklı playboy. Erzurum'lu pehlivanın torunu Emre Gündoğdu. Hayatın toz pembe olmadığını yeni anlayan genç bir kız. Gamze Kandemir Mutluluğu ve kaderleri, kağıt üzerinde bir anlaşma ve olmayan bir bebek üzerine kurulu. Özgü...