II

4K 340 372
                                    

Kacchan:

Naomi üç yaşındaydı ve onun gözümüzün önünde olmadığı her zaman tedirgin oluyorduk. Quirki her an kendini gösterebilirdi ve Naomi'nin bedeni aşırı derece hassastı. Ailedeki çoğu kişinin quirki ateş, patlama ve benzeri bir şey olduğundan kendine zarar vermesinden korkuyorduk.

Yani, korkuyorlar. Benim umrumda değil tabiki. Yani sanırım...

"Ah, saat kaç olmuş. Gidip Naomi'yi almam lazım"

Kapıya doğru yöneldim ve ayakkabılarımı giydip kapıyı açtım. Annemin mutfaktan bana seslendiğini duydum.

"Nereye gidiyorsun?"

Lanet kadın, nereye gittiğim belli değil mi? Ona cevap vermek zorunda değilim. Hiç olmadım. Olmayacağım.

Kapıyı arkamdan sertçe kapatıp kreşe doğru yürümeye başladım. Süpermarketin önünden geçerken diş fırçalarında indirim olduğu yazan bir ilan gördüm. Zaten onu beş dakika geçiktim, iki dakika daha geciksem bir şey olmazdı de mi?

. . .

"Oni-Chan!! Katsuki Oni-Chann!"

Naomi koşarak yanıma geldi. Elimdeki poşet ilgisini çekti.

"O ne?"

"Diş fırçası"

Naomi'nin çantasını aldım. Tam belinden tutup omuzlarıma kaldıracaktımki kolundaki morlukları farkettim. Çöküp gözlerimi Naomi'ninkiler ile aynı hizaya getirdim.

"Koluna noldu?"

"Ebelemece oynuyorduk!"

İşte bedeni aşırı derece hassas derken bunu kastediyordum. Naomi'nin bedeni ile herhangi bir şekilde temasa geçerken ona yeni doğmuş bir yavru kediye davranır gibi davranmak gerekiyordu.

Böyle bir bedene sahipken babamın yada benim gibi bir quirki olması onun için ölümcül olabilir.

. . .

"Yatma saati! Naomi gel seni yatırayım"

Evin en olmadık yerinde televizyon olmasının kötü tarafı herkesin ne yaptığını umursamadan önünden geçmesi ya da orda öylece dikilmesi.

Her gün olan şey bu gün de oluyordu. Annem ve Naomi yatma kavgası veriyorlardı.

"Naomi, hadi ama, her gün bunu yapamayız!"

"Yatmak istemiyorum! Oni-Chan kurtar beni!"

Naomi koltuğa çıkıp bana sarılarak kafasını göğsüme gömdü. Böyle olmayacak...

"Nao-"

Naomi'yi kucağıma aldım ve yavaşça ayağa kalktım. "Çok şanslı bir kızsın, oni-chan seninle uyuyacak" Annem bize şaşkınca bakarken onu umursamadan Naomi ile birlikte odadan çıkıp odaya gittim.

"Oni-Chan, Usagi-kun'u istiyorum!"

Tabi, nerdeyse unutuyordum. Naomi bebekliğinden beri oyuncak tavşanı olmadan uyuyamıyor.

"Ah tamam, Usagi-kun nerde?"

Odanın etrafına bakındım ama oyuncak hiçbir yerde yoktu. "Saklanıyor mu yoksa? Naomi, Usagi-kun en çok nereye saklanır?"

Naomi kıkırdadı. "Usagi-kun yatağın altına saklanmaya bayılır!"

Aslında oyuncağın saklandığı falan yoktu. Naomi yatakta kıpır kıpır olduğundan tavşanı yere düşürüyordu. Kendi hayal dünyasında tavşanı saklambaç oynamaya bayılıyordu. Bende buna ayak uydurmaya bayılıyordum.

"Ah, gerçekten burda"

Tavşanı Naomi'ye verip yanına uzandım. Naomi'nin yatağı dünyanın en rahat yatağıydı. Yumuşacıktı ve üzerinde yatmak su yatağında yatmaktan daha rahatlatıcıydı. Tabi bu yatağın böyle olma sebebi Naomi'nin uyurken kendine zarar vermesini engellemek.

. . .

Okuldan sonrası. Eve anahtarımla girdim. Annem oturma odasının ortasında meditasyon yapıyordu babam ise.....uyuyordu. Çok şaşırdım.

Çantamı odama bırakıp bir bardak su almak için mutfağa gittim. Buzdolabını açtım ama suyu alamadan ev telefonu çaldı.

"Katsuki, telefona bakar mısın?"

Cevap vermeden gidip telefona baktım.

Narrator:

Bakugou arayan kişiyi bir kaç saniye dinledikten sonra telefonu kapatmadan hemen bırakıp koşarak evden çıktı.

"Katsuki! Noldu Katsuki!"

Bakugou'nun annesi yerinden kalkıp telefonu yerden aldı.

"Moshi moshi?"

"Bayan Bakugou?"

"Evet?"

"Kreşimizde yangın çıktı. Yangını kontrol altına aldık ama Nao-Chan.."

"KIZIMA BİR ŞEY Mİ OLDU?!"

"Hemen gelmelisiniz"

Kacchan:

Hayır, hayır, hayır, hayır, HAYIR!

NAOMİ'Yİ KAYBETMEYECEĞİM!

ONU KAYBEDEMEM!

Kreşe gelmiştim. Koşarak Naomi'ye bakındım. Biraz sonra arkamdan bana seslendiğini duydum.

"Oni-Chan!"

"Naomi!"

Koşarak Naomi'nin yanına gidip ona sarıldım. Ardından bedenini kontrol ettim.

"Nao-Chan'a bir şey olmadı merak etmeyin"

"Ah, tanrıya şükür.."

"Nao-Chan yangından yaralanmadan çıkan tek kişi"

"Nasıl yani?"

"Oka-Chan! Otou-Chan!"

Arkamı döndüğümde anne ve babamı gördüm.

"Nao-Chan'ın quirki kendini gösterdi"

Nasıl yani?

"Yoksa...yangını Naomi mi çıkardı?"

"Evet"

.

.

.

.

.

Bölüm dün gelecekti ama dayımlar geldiği için yazamadım.

Bir sonraki bölüm resimli olabilir.

Bol bol yorum yapıp oy vermeyi unutmayın!

603 kelime

Bir Bakugou Olmak {BnHa Türkçe Fanfic}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin